12.Bölüm

5.1K 367 143
                                    

Önceki bölüm

Mighta, çileğe alerjisi olduğu için şaşkındı. Alerjisi lükstü. Bu garipti. Daha fazla düşünmek istemedi. En azından neler olduğunu anlamıştı. Çok aç olduğu için kahvaltısını yapmaya başladı.
.
.
.
.
.
Mighta, madam Letaife'ye hoş bir şekilde gülümsedi. Karşısında dizilmiş 100'den fazla kıyafet vardı. Hepsi elbiseydi. Birazı gecelikti. Birazı da parti kıyafetleri idi. Geri kalanlar da günlük kıyafetlerdi.

Madam Letaife, elini Yüzüne koymuş üzgün bir şekilde bakıyordu. Belli ki aldığı kıyafetler gözüne az gelmişti.

-Leydim, hepsini deneyin, çeşitli kombinler ayarladım. Yarın biraz daha gelecek ve ondan sonra ki günlerde de bazı mücevherler gelecek. Sonra ki günler de yeni dikilmiş olanlar gelecek. Bunlar hazır olanlar ve hepsi de son moda!

Mighta, şaşkındı. Bu kadar elbiseyi ya da mücevheri ne yapacaktı ki? Çok fazlaydı. Her gün iki kere kıyafet değiştirse bile yine de bir kaç ay yeterdi. Üstelik bunlar hazır olanlardı ve daha fazlası da gelecekti. Şaşkın bir şekilde konuştu.

-Madam Letaife, hepsini siz mi aldınız? Bunlar çok fazla!

Madam Letaife, kıkırdadı ve mighta'nın yanına gidip ellerini tuttuktan sonra konuştu.

-Leydim, çok mütevazisiniz! Fakat bu şekilde davranamazsınız! Siz, bu imparatorluğun kraliçesiniz. Bir gün imparatoriçe de olacaksınız. Kendinizi düzeltmeniz lazım!

Mighta, yarım ama acılı bir gülümseme sundu. İmparatoriçe mi? Bu tabi ki de zordu! Bir kere o bir kız değildi. Bir erkekti! Simyacıların eline düşmediği sürece de çocuk imkansızdı. Başka biri ile de olmak istemiyordu. Keşke bir erkek değil de kız olarak doğsaydı. Fakat bu imkansızdı...

Madam Letaife, derin bir iç çektikten sonra konuştu.

-Şu kıyafetleri giyin! Sonra da dersimize başlayalım.

Mighta, giyim odasında bekleyen iki hizmetçi ile kendisine zorla verilen kıyafetleri giydikten sonra çıktı. Üstünde zorla giydirdikleri korse yüzünden nefes alması biraz zordu. Dar bir alanda kalmış gibi hissediyordu.

Mighta'nın üzerinde kırmızı bir elbise vardı. Üzerinde beyaz renkli mücevherler işlenmişti ve güzel güller dikilmişti. Ayakkabısı beyaz renkliydi ve çorapları da kırmızı idi. Kırmızı saçları ve kırmızı gözleri ile kesinlikle hem güzel hem de tatlı görünüyordu.

Madam Letaife, bir süre mighta'yı süzdükten sonra kafasını onaylar gibi salladı. Gördüğünden memnun kalmıştı.

-Leydim, kesinlikle harika görünüyorsunuz! Kırmızı ve beyaz size en iyi uyan renkler! Kırmızı, size ait ve beyaz da sizi saf gösteriyor.

Mighta, gülümsedi. Bu kadar masraf...kendisine fazla gelmişti. Biliyordu ki reddedemezdi de. Elinden gelen sadece gülümsemekti. Aslında Kırmızıdan da pek hoşlanmıyordu. Fakat mecbur kalmıştı.

Madam Letaife, bir süre daha baktıktan sonra aklına gelen soruyu sordu. Güller yüzünde bir anda aklına gelmişti.

-Leydim, gül bahçeniz çiçek açtı mı?

Mighta, bu soruya anlam veremedi. Gül bahçesi mi? Bir bahçesi mi vardı? Ne demek istediğini anlayamadığı için merakla sordu.

-Anlamadım. Bir bahçem mi var?

Madam Letaife, derin bir iç çektikten sonra mighta'ya tuhaf bir şekilde baktı.

- Leydim, Gül töreni de mi yapmadınız ?

Mighta, anlayamıyordu. Madam Letaife neyden bahsediyordu? Gül? Tören? Çiçekler? Hiçbir fikri yoktu.

Madam Letaife, mighta'nın anlamadığını fark etmiş olacak ki bir süre tereddüt ettikten sonra konuştu.

-Leydim...yani...demek istiyorum ki..
Kanamanız...Her ay olacak olan şey. Her kızın yaşadığı doğal durum.

Mighta, bir süre kaşlarını çattı. Bu konuda da bilgisi yoktu. Neyden bahsediyordu? Kızlar her ay kanıyorlar mıydı? Bu çok korkunç bir durum olmalıydı! Yüzü soldu!

Mighta, bunun başına gelmesinden korktu. Kendisi bir kız değil erkekti. Yani kanama ya da bahçe sahibi felan olmayacaktı. Şimdi ne yapması gerekiyordu? Korkmuştu. Fark edilirse kendisini öldürürler miydi?

İmparatorlukta, kızlar gerçek bir kadın olduğu zaman yani hamile kalabilecekleri zaman Gül Töreni adı verilen bir tören yaparlardı. Bu sayede evlenme yaşının da geldiği anlaşılmış olurdu.

Bu özel bir gündü. Binlerce gül saçılır ve kıza, kırmızı gül desenli elbiseler giydirilirdi. O gün, bir çok hediye de gelirdi. Bir doğumgünü partisi gibi olurdu.

10-15 yaşları arasında gül bahçesi çiçek açmayan kızlar kusurlu kabul edilirdi. Kimse onlarla evlenmek istemezdi. Çünkü bir çocuk doğuramazlardı.

Mighta'nın yaşı halk arasında 9 olarak biliniyordu. Bu da 1 yıldan sonra kesinlikle gözleri üstüne çekecek demekti. Fakat mighta'nın gerçek yaşı 14 idi.

Madam Letaife, derin bir nefes verdikten sonra hafifçe gülümsedi ve konuştu.

-Sorun yok leydim. Daha küçüksünüz. Henüz bir kadın olmadınız. Elinizden geldiğince iyi beslenin ve herhangi bir sorunda da doktora görünün. Eminim ki her şey iyi olacak.

Mighta, yarım bir şekilde gülümsedi. Bu konuda endişeleniyordu. Tam olarak ne yapacağından emin değildi. Keşke kız olarak doğsaydı. İşte o zaman, babası tarafından satılmaz ve belki de daha iyi bir hayatı olurdu. Bu sorunlarla da karşılaşmazdı. Varlığından nefret ediyordu.

Mighta, derin bir iç çekti. Umuyordu ki, intikamı alınırdı. Yoksa öldüğünde iki gözü de açık olacaktı.

Mighta ve Madam Letaife, üç saat boyunca moda, sosyete ve imparatorluk hakkında konuştular.

Mighta, çeşitli kıyafetler de denemişti. Yorgunluktan ölecek gibi hissediyordu. İşler çok karışıktı. Fakat Madam Letaife, düzgün bir dille anlatıyordu. Ayrıca her konuda da bilgisi vardı. Mighta'nın öğrendiklerini tekrar etmesi gerekiyordu.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım sevmişsinizdir.

Sizce neler olacak?

Gül töreni hakkında ne düşünüyorsunuz?

İmparator ne yapıyor?

Madam Letaife hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mighta hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beni takip etmeye devam edin canlarım. Sizi seviyorum. 😘😘😘😘😘

Wife of the Tyrant Emperor(Zorba imparatorun eşi)[BL] [Tamamlandı] حيث تعيش القصص. اكتشف الآن