XI.BÖLÜM || Paris 2

2.8K 211 71
                                    

Bu bölüm sınırı 220 vote 400 yorum

Sınır dolmadan yeni bölüm gelmeyecek

Bölüm okunmaları 1K geçiyor yorum yapıp oy vermek bu kadar zor olmamalı ben de emek veriyorum burada :)

___________________________

Ceylan okuduğu nota karşılık tek kaşını havaya kaldırdı ardından elindeki notu tekrar okuduktan sonra kağıdı buketin arasına sıkıştırdı. Seyit'in neden böyle bir şey yaptığına anlam veremesede içten içe bu durum hoşuna gitmişti ve neden hoşuna gittiğini de anlayamıyordu. Bir elinde duran çiçeğe bakıyor bir de nota bakıp duruyordu. Bir süre olduğu yerde hiçbir şey yapmadan öylece bekledi. Bazı şeyler çok ani gelişiyordu ve içinde bulunduğu bu durumda ne tepki vereceğini bilmiyordu. Seyit'in ona olan git gelli yaklaşımlarına nasıl karşılık vereceğini bilmiyordu. En sonunda düşüncelerinden sıyrılarak elinde tuttuğu lale buketi ile birlikte aşağıya inerek mutfağa geçti. Seyit masadaki yerini çoktan almıştı. Ceylan hazır olan masaya göz gezdirdikten sonra elindeki çiçeği masada boş olan bir köşeye bırakarak Seyit'in karşısına oturdu. Bakışlarını Seyit'in bakışları ile birleştirdi ortamda sessizlik hakimken ikisinin bakışları birbirinden ayrılmıyordu. Her geçen saniye Seyit'in ela gözleri biraz daha yeşile dönüyordu. En sonunda Seyit ortamdaki sessizliği kendi sesiyle bozdu.

"Böyle susup birbirimizi mi izleyeceğiz?" Gözlerini Ceylan'ın gözlerinden ayırmadı. Karşısındaki kadının bakışları hem hiçbir histen yoksun hem de nasıl bu kadar derin olabilirdi...

"Ne dememi istiyorsun?" Ceylan duygudan yoksun çıkan sesine engel olamazken bakışlarını çekerek etrafta gezdirdi. Bu kadar hazırlığı neden yapmıştı diye bir kez daha düşündü...

"Teşekkür edebilirsin mesela Ceylan." Seyit bu sefer sert çıkan sesine engel olamadı. Bu kadar şey yapmıştı karşılığı buz gibi bir ifade miydi yani?

"Her şey çok güzel." Bakışlarını etraftan alarak tekrar Seyit'in üzerinde sabitledi. Bu sefer sesi içten çıkmıştı. "Her şeyi sen mi hazırladın?" Masadaki yemeklere baktı göz ucuyla.

"Evet." Seyit derin bir nefes alarak devam etti. "Senin için..." Son söylediği şeyden sonra ikisi tekrar göz göze geldi.

Ceylan Seyit'in kendisine olan bu tavrına anlam veremedi. Bir gün yakın davranıp bir gün buz gibi oluyordu. Bunu neden yapıyordu?

İkisi de bir şey demedi. Ne konuşup birbirleriyle ne paylaşacaklardı ki? Birbirlerine o kadar yabancı o kadar uzaklardı ki konuşacak hiçbir şeyleri yoktu daha doğrusu birbirleriyle konuşamayacak kadar uzaklardı.

Ceylan önünde duran yemekleri tadarak kaşlarını çattı gerçekten bunları Seyit mi yapmıştı diye sorguladı kendini. Önünde duran sudan bir yudum alarak ağzının kenarını peçeteyle sildi.

"Böyle yeteneklerin olduğunu bilmiyordum." Dudağının kenarı hafif kıvrılırken elindeki peçeteyi köşeye bıraktı.

"Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun." Seyit bakışlarını doğrudan karısının gözlerine yöneltti.

Ceylan Seyit'in söylediğine karşılık sessiz bir şekilde yutkundu. İkisi de birbiri hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı ama her gece aynı yastığa baş koyuyorlardı... ne kadar tuhaftı.

GÜZ MASALI Where stories live. Discover now