~Bu hikayede yaşanan olayların hepsi
yazarın dilinden anlatılcaktır. ~7 şubat 2022
Mardin'in kasvetli havasında bugün apayrı bir kasvet bambaşka bir soğukluk vardı. İki ailenin konağına düşen bir ihanet haberi bir ateş Mardin sokaklarını ağıtlarla yakmış düşmanlığın soğukluğu ise o ateşle zıt düşmüştü. Aşiyan aşiretinin biricik kızı, Karsu aşiretinin oğluna kaçmıştı. Mardin toprakları iki ailenin arasındaki düşmanlıkla kavrulurken Helya ve Azad o ateşe el ele vererek bir odun daha atmıştı. Ve kendi güçlendirdikleri ateşin bedelinin ne olacağından kimsenin haberi yoktu.
Aşiyan konağından duvarları sarsacak bir ses yükseldi Mardin'in dar sessiz sokaklarına doğru. Bawer ağanın güçlü sesi konağı , sokakları inletirken Zozan Hanımın göz yaşları arasından çıkan sessiz haykırışlar buna eşlik ediyordu. Helya konağın ortasına başucuna bıraktığı mektupla koca bir ateş düşürmüştü ve o ateşin alevleri bawer ağanın mektuba her bakışında daha da alevleniyordu Zozan Hanımın kalbini her haykırışında daha da yakıyordu Seyit'in her kelimesinde konağın ortasındaki ateşe bir odun daha atılıyordu!
"Doğduğum topraklara yemin olsun ki o ikisini bu konağa gömeceğim!" Elinde tuttuğu mektubu yumruğuyla sıkıştırarak buruşturdu. Avucunun içinde kaybolan kağıt parçasını var gücüyle sıkmaya devam ederken tok sesi tekrar konakta yankılandı.
"Azad'ı da Helya'yı da öldüreceğim!" Sert sesi Zozan Hanımın yüreğindeki yangını daha da alevlendiriyordu. Evladının sonunu korku dolu gözlerle kalbi güm güm atarak değişsin diye dua ede ede bekliyordu. Bawer Ağa bakışlarını oğluna çevirdi.
"Helya'yı da Azad'ı da bulup bu avlunun ortasına getireceksin Seyit! Kendi ellerimle temizleyeceğim bu pisliği! Aşiyan aşiretine yemin olsun ki onları bütün Mardin'e ibret olsun diye geberteceğim!" Seyit babasının sözlerine karşı derin bir nefes almıştı. Sert, korku dolu tarafının yanında kardeşine karşı merhamet dolu bir kalbi vardı. Saçının teline zarar gelse Seyit dünyayı yakardı.
"Onları bulurum tutar bu konağa da getiririm ama Helya'nın saçının teline zarar getirtmem baba!" Seyit babasının karşısında ilk defa bu kadar emin konuşuyordu. İlk defa sözünün üstüne söz söylüyordu. Söz konusu kardeşi olunca gözünü kimse görmüyordu. Bawer Ağa sert bakışlarını oğluna dikti
"Sen bana karşı mı geliyorsun Seyit! Sözümün üstüne söz söylemekte ne demek!"
"Helya için bu toprakları yıkar dünyayı yakarım baba! Kimse karşımda duramaz! Elbet bir yolu vardır ama bu yol kardeşimin kanını yere dökmeyecek!" Son sözünü söyledikten sonra babasının vereceği cevabı beklemeden yanına iki adamını da alarak konaktan dışarıya çıktı. Adamlarıyla birlikte arabasına bindikten sonra kardeşini bulabilmek için koyuldu yola. O sırada Aşiyan konağına düşen ateş Karsu konağına da düşmüştü. Behram Ağa oğlunun ardında bıraktığı mektubu yumruğunu sıkarak buruşturmuştu.
"Nasıl yapar Rojda!" Karısına dönerek elindeki mektubu yere fırlattı. "O bu ailenin soyuydu! Azad bizim aşiretimizin devamıydı! Nasıl ihanet eder! Beni evlat katili yapacak kadar mı kör oldu gözü Rojda!" Behram Ağanın sesi tüm konağı dolduracak kadar güçlüydü. Oğlu hayattaki tek varisi soyunun devamı ona hiç beklemeyeceği bir ihaneti yapmıştı. Rojda Hanım Behram Ağanın sözleri karşısında boynu bükük oturuyordu. Ne dese haksız çıkacaktı ne söylese yetersiz kalacaktı. Oğlu düşmanının kızına aşık olmuştu. Rojda Hanım toprağa bir evlat vermişti ikincisi için gücü yoktu... Behram Ağa sessizleşen ortamı tekrar yüksek çıkan sesiyle doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ MASALI
Fanfiction"Bu topraklar seni bana beni de sana düşman bellemiş!" Dedi Ceylan mavi gözlerini karşısındaki adama dikerek. Seyit Ceylan'ın üzerine doğru bir adım daha atarken Ceylan olduğu yere mıhlanmış gibi kıpırdamadı. Seyit işaret parmağını karşısındaki kad...