25|Beraber duş alalım

Start from the beginning
                                    

"Ben böyle bir şey söylemedim."

Savaş derince bir nefes verdiği sırada elindeki poşeti montlarımızın bulunduğu askılığa bıraktı. Bunu bana daha iyi sarılabilmek için yaptığı hemen belime sarılan kollarından belliydi.

"Senin biraz kafan karışmış yavrum."

"Savaş, kilolu muyum sence?"

Savaş, koyu renk gözleriyle önce karnıma, sonra yanaklarıma, en sonda şişmiş dudaklarıma bakıp sıkı bir öpücük kondurdu. "Hayır, zayıfsın bebeğim."

"Ciddi ciddi soruyorum bak, şişkoysam şişkosun de."

"Anıl, ne zaman çok güzel olduğunun farkına varacaksın?"

"Sorumdan kaçıyorsun şu an." pürüzsüz çene hattını okşayıp minik bir öpücük kondurdum yanağına. Savaş çok yakışıklı, bakımlı bir adamdı. Onun yanındayken kendimi iyi hissetmek istiyordum ama her geçen gün biraz daha büyüyen bir karnım varken bu mümkün değildi.

"Şişko değilsin hayatım, sadece bebeğimiz büyüyor. Buna sevinmen lazım." dudaklarında muzip bir sırıtış belirdi. "Hem..." derken kalçalarıma inen parmakları bu durumdan hoşnut olduğunu gösteriyordu. "Daha da dolgunlaştı."

"Fazla kilo almak istemiyorum. Çok büyüdü karnım."

"Bebeğimiz henüz altı aylık oldu sevgilim, karnın çok büyük de değil. Neden dokuz aylık olmuş gibi davranıyorsun?"

Kalçamdan ayırmadığı elleri sıkılaştığında parmak uçlarımda yükselen bedenim Savaş'ın üstüne doğru yalpalamıştı. Tamam, karnım çok büyük değildi ama doktorum olması gerektiğinden daha büyük göründüğünü, bunun da bebeğin kilolu olmasıyla ilgili olduğunu söylüyordu.

"Takma kafana." diye devam etti benden herhangi bir cevap alamadığı için. "Sadece hamileliğin tadını çıkar, kilolu olup olmaman umurumda değil. Her halinle çok güzelsin."

Kocamandan aldığım tatlı iltifatlar içimi az da olsa rahatlatıp hamileliğimin başından beri ziyadesiyle zedelenmiş özgüvenimi yerine getirirken dudaklarını çenemde gezdiriyordu. Ekmek almaya gitmeden önce uzunca öptüğü dudaklarım şişmişti, bu görüntüyü sevdiği için üst üste birkaç büyük öpücük bıraktı. Çıkan ses evimizin boş holünde yankılanmıştı.

"Babama yemek hazırlayalım."

"Babam zaten sen yorulma diye geliyor, mutfağa girdiğini görürse kızar bana."

"Aslında duş alıp biraz uzanmak istiyorum, Umut babam gelmeden duş alabilir miyim ki?"

Savaş'ın yüzünde muzip bir gülümseme oluşurken parmakları tişörtümü sıyırıp çıplak tenime ulaştı. "Ben yardım edersem hızlıca alabilirsin." burnunu boynuma değdirdi. "Kocanın sana eşlik etmesini ister misin, hm?"

İhtiyaçla kasılan bedenim Savaş'ın boğuk sesinden bile etkilenip uyarı gönderdiğinde dudaklarımı büzerek başımı aşağı yukarı salladım. Başka zaman olsa misafir gelecekken ne duşa girmesi diye düşünürdüm ama şu an ihtiyacım olan tek şey Savaş'la duş almakmış gibi geliyordu ve bunu durduracak gücüm yoktu.

"O zaman...gel bakalım."

Bir kolunu bacaklarımdan geçirip beni kolayca kucağına aldığında Savaş'ın gücüne yeniden hayran olup kollarımı sıkıca boynuna sardım. Bu hayatta güçlü bir kocanız olmasından daha güzel bir şey varsa o da hamileyken dahi sizi taşıyabilecek kadar güçlü bir kocanızın olmasıydı.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now