14| Göl kenarı

25.3K 2K 1.4K
                                    

😠😠😠sıkıldınız mı sorusuna evet diyen iki kisi var. Sizi disari alalim hanimlar😠😠😠

saka saka biz misafirperver insanlariz. Sıkıldıysanız da okuyabilirsiniz (😠)

Bolum sonuna kaldiklari yerin fotograflarini birakiyorum, okumadan once bir goz atin

Keyifli okumalar guzellerim

*

Savaş arabadaki eşyaları taşırken ben üzerime giydiğim monta sıkıca sarılmış bir şekilde göl kenarından adımlıyor, kulübeye ulaşmaya çalışıyordum.

Buraya gelirken birçok plan yapmıştık ama havanın bu kadar soğuk olabileceğini asla hesaba katmamıştık. Bu yüzden birazcık moralim bozuktu. Çünkü gölde yüzmek gibi tatlı hayallerim vardı. Gerçekleştiremeden gidersek üzülürdüm.

"Anıl, içeri geç hemen." tek eliyle taşıdığı bavulu yere bırakıp kapıyı açar açmaz geçebilmem için bana yer verdi. Ondan önce içeri adımladım. Harika...ev inanılmaz havasızdı.

"İçerisi dışardan daha soğuk."

"Halledeceğim şimdi." Bavulumu kenara bıraktı. Ardından şöminenin yanında üst üste dizili duran odunları kucaklayarak şömineyi yakmaya koyuldu.

Ben de bu sırada tozlanmış perdeleri açıyor, koltukların üzerine örtülmüş beyaz çarşafları kaldırıyordum. Temizlik yapmaktan nefret etsemde günlerimizi böyle geçiremezdik. Bazı düzenlemeler yapmam şarttı.

"Tamam, ısınacağız şimdi." Kapıyı kapatıp birkaç kez kilitledi. Bu tarz yerlere, merkezden çok uzak olmadığımız halde, asla güvenmiyordu Savaş. Evin etrafında kurtlar geziniyor gibi davranıyordu.

"Üşüdüm." kızarmış ellerimi ellerine değdirdiğimde hemen avuçları arasına aldı. O da soğuktu ama benim kadar değildi. Kansızlık sorunu yaşadığım için ellerim hep buz gibiydi.

"Hasta olacaksın..." derken ellerimi dudaklarına yaklaştırıp birer öpücük bıraktı. "Daha çok erken olduğu için hava soğuk, öğlene doğru ısınacağını düşünüyorum."

"Umarım." ellerimi üst üste birkaç kez daha öptükten sonra uzaklaştım ondan. Evi toplamaya mutfaktan başlamak istiyordum çünkü inanılmaz dağınık gelmişti gözüme. En son ne zaman uğramışsak içtiğimiz kahve fincanları bile tezgahın üzerindeydi, ne kadar pasaklıydık.

Savaş'ın banyodan getirdiği deterjan ürünleriyle mutfağı bir çırpıda temizlemiştim. Neyse ki sandığım kadar kirli değildi, sadece dağınıklığı göz korkutmuştu. İçimizin ısınması adına kaynattığım suyu iki büyük kupaya dökerken Savaş salonun yerlerini silmeyi bitirmiş, yanıma adımlıyordu. Onu temizlik yaparken görmeye alışık olmadığımdan sırıttım.

"En son lisedeyken böyle görmüştüm seni." okulla beraber kış tatiline gittiğimiz zamanları hatırlıyordum da, otel odamız o kadar kötüydü ki herkes kayağa giderken biz huylandığımız için otelde kalıp odayı temizlemiştik.

"Çarşafları kirli olduğu için atmıştık." dedi, benim aklıma gelen anıyı o da anımsamıştı. "Çıkışta para ödemek zorunda kalınca müdür yardımcısı azarlamıştı bizi."

"Ama yatılmazdı o çarşaflarda."

"Kesinlikle." ikimizin de aklına gelen anlarla gözlerimiz kesişti.

Biz ilk birlikteliğimizi orada yaşamıştık...

"Aynı odada kalmamızı sen sağlamıştın." sıcak su doldurduğum kupalardan birini önüne çekip içine kahvesini döktü.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now