Antik Mısır Evcilleştirme

6 1 7
                                    

Antik Mısır'dan  Bugüne Evcilleştirme ...

Doğada besinini ve barınağını kendisi bularak,
düşmanlarına karşı kendini savunarak yaşamını ve
soyunu sürdüren yabani hayvanların bir bölümü insan
eliyle evcilleştirilmiştir, yabani hayvanların
evcilleştirmeye başlandığı tarih öncesi devirlere
dayanır. Bu hayvanların, doğal çevrelerinde özgür ve
yabanıl yaşarken tutsak edilerek insan eliyle bakılıp
beslenmeye ve insanla birlikte yaşamaya alıştırılması
evcilleştirmenin yalnızca ilk aşamasıdır. Oysa bu uzun
sürecin asıl amacı, yabani hayvanları yeni koşullara
uyarlayarak insana daha yararlı, örneğin et, süt ya da
yumurta verimi daha yüksek, yük ya da binek hayvanı
olarak daha dayanıklı, avda iz sürmeye ya da bekçilik
etmeye daha yatkın evcil soylar üretmektedir. Bu da
yüzyıllarca süren titiz seçme, çaprazlama ve ıslâh
çalışmalarının bir sonucudur.

İnsanlar yerleşik düzene geçip tarım yapmaya
başlamadan çok daha önceleri, yiyeceklerini ve
giyeceklerini sağlamak için hayvanlardan
yararlanıyorlardı. Başlangıçta, karınlarını doyurmak için
çevrelerindeki yabani hayvanları avlamakla yetindiler.
Zamanla, bu hayvanları yakalayıp bir yere kapatmanın
av peşinde koşmaktan daha güvenilir bir yol olduğunu
fark ettiler ve kendilerini en yararlı olabilecek hayvanları
evcilleştirmeyi öğrendiler. Bütün düşmanlarına karşı
kendini savunmayı ya da saldırmayı içgüdüleriyle bilen
yabani bir hayvanı insanın yakalayıp tutsak etmesi
kuşkusuz etmesi kolay olmamıştır. Bu yüzden insanlar
büyük olasılıkla yaralı ya da ormanda kaybolmuş genç
hayvanları kendilerine alıştırıp beslemekle işe
başladılar. Bir süre sonra da hangi hayvanların daha
uysal, evcilleştirilmeye daha yatkın ve kendilerine daha
yararlı olduğunu öğrendiler. Başlangıçta yalnızca etini
yiyebilecekleri hayvanları bakıp besliyorlardı. Atın ve
köpeğin evcilleştirilmesi bile böyle başladı. Bu
hayvanların gücünden et, süt, yumurta, yapağı, kıl, deri,
boynuz gibi çeşitli ürünlerinden yararlanmaya
başlamaları daha geç tarihlere rastlar.
At, inek gibi yararlanılan hayvanların yavruları
insanoğluna çok sevimli gelmeye başlamış, özellikle
çocukların ilgisini çekmiştir. Her evcil hayvan evde
beslenemeyeceği gibi, bazı evcil olmayan hayvanları da
insanlar evinde beslemeye çalışmıştır (aslan, jaguar,
timsah vb.). Fakat bu hayvanlar evcilleştirilemedikleri
ve doğal dürtülerindeki vahşiliği kaybetmedikleri için
insanoğluna saldırmıştır.
Evde hayvan beslemenin belli başlı kuralları vardır.
Hayvanların yemeğini ve suyunu temin etmek, onları
temiz tutmak, bazı konularda eğitmek vb. unsurlar bu
kuralların başlıcalarıdır.

İnsanın çeşitli yeteneklerinden yararlandığı, dostluğunu
ve sevgisini bölüştüğü ya da yalnızca göz ve kulak
beğenisini okşadığı için evde beslediği pek çok evcil
hayvan vardır. Bunların başında kuşkusuz köpek ve
kedi gelir.

Bugün insanın en güvenilir ve sadık dostu olan
köpeklerin ilk ataları, bir zamanlar dünyanın her yerinde
başıboş dolaşan yabani kurt sürüleridir. Bu yırtıcı
hayvanlar mağaralarda yaşayan insanlar için tehlikeli
bir düşmandı. Gene de insanlar, büyük olasılıkla
yiyecek aramak için çevrelerine kadar sokulan yavruları
yakalayarak köpeği evcilleştirmeyi başardılar. En eski
mağara resimlerinde bu kocaman yırtıcı hayvanlar
sahipleriyle yan yana çizilmiştir. Güçlü koku alma
duyusuyla iyi bir avcı olan, sahibini tehlikelere karşı
koruyan ve sürülerine bekçilik eden köpek,
evcilleştirildikten kısa bir süre sonra insanın yaşamında
önemli bir yer edindi. Bazı eski uygarlıklarda, özelikle
Eski Mısır'da köpekler tapınılacak kadar kutsal
hayvanlar sayılıyordu.

Değişik iklim ve çevre koşullarına köpek kadar kolay
uyum sağlayabilen pek az hayvan vardır. Yani köpek
bunların arasından en dayanıklı olanıdır. Köpek soyları
arasındaki büyüklük ve görünüm farkı ise hiçbir evcil
hayvanda bu kadar çarpıcı değildir; örneğin bilinen en
küçük köpek soyu olan Meksika asıllı chihuahuaların
ağırlığı 1 kilogramı geçmezken, dev senbernarların çoğu
130 kilogramdan daha ağırdır.

Kediler köpeklerden binlerce yıl sonra evcilleştirilmiş. Bu
hayvanların bugün bile köpeklerden çok daha bağımsız
yaradılışı olması belki buna bağlanabilir. Kediler
evcilleştiren ilk halk Eski Mısır'dır. Önceleri köpekler gibi
kedileri de kutsal hayvanlar olarak benimseyip tapınan
bu insanlar, kediyi büyük olasılıkla MÖ 2500 ile 1500
yılları arasında evcilleştirdiler. Bu ilk evcil kedilerin
Afrika yaban kedisinin soyundan geldiği sanılmaktadır.
Bir görüşe göre Eski Mısırlılar, hareketlerindeki zarafet
ve çevikliğe hayran oldukları kedileri yalnızca süs
hayvanı olarak evcilleştirmişlerdir; gerçekten de o
dönemde insanlar kedilerine çok değerli mücevherler
takarlardı. Ama bu çevik avcıların zararlı kemircilerden
kurtulmak amacıyla evcilleştirildiğini gösteren belgeler
de vardır. Eski Mısırlılar'ın kuraklık dönemlerinde
kullanmak üzere depoladıkları tahıllar fare ve sıçan gibi
kemiricilerin sürekli saldırısına uğruyordu. Kısa ve boz
tüylü Afrika yaban kedilerinin bu kemiricilerin doğal
düşmanları olduğunu bilen çiftçiler, tahıllarını korumak
için kedilerden yararlanmak düşündüler. Bugünkü evcil
kedi soylarının birkaçı Ankara kedisi gibi uzun tüylü,
büyük bölümü de Siyam kedisi gibi kısa tüylüdür.

Kaynak: Wikipedia

İlişki Durumu: BİLİMSEL KARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin