KISIM 14

2.3K 88 11
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR CANLARIMMMM. 

Alex hastane koridorlarında, yüreği ağzında turluyordu. Lilya hala ameliyathanedeydi. Gerçekten bu üzerlerindeki uğursuzluk ne diye düşünmeden edemiyordu. Bütün ailesini kaybetmişti ve şimdi kendisi tehlikedeydi. Hepsi de Ulaç'tan sonra olmuştu, onlara şans yerine lanet getirmişti. 

Alex, Ulaç'ın bunu bilerek yaptığına emindi ama Ulaç şiddetle reddediyordu. Görmedim diyordu ve büyük bir panik içindeydi. İçeri girmesi için nelerini vermezdi ama istediği gibi olmamıştı. Koridorun öbür ucuna tünemiş, lanetli bakışlarını Lilya'dan çekmiyordu. 

"Çevir lan kafanı," diye bağırdı Alex. "Şu kızın başına ne geldiyse senden sonra geldi. Düş lan yakasından."

Ulaç sinirle ayağı kalktı ve Ulaç'ın üzerine yürüdü. "Sana ne oluyor lan dünkü çocuk!"

Alex yakasından tuttu. "Yamulturum lan seni piç herif."

"Yamult lan!"

"Kesin şunu," diye bağırdı ameliyathaneden çıkan doktor. "Hastane burası, kendinize gelin. Uzaklaşın birbirinizden yoksa güvenliği çağırırım."

Alex, Ulaç'ın yakasını bıraktı. "Ne durumda?"

"Ameliyat iyi geçti, merak etmeyin." 

İkisi de bir ağızdan oh çekti. Az önceki kavgayı unutmuşlardı bile. Alex bilerek Melinda'ya haber vermemişti, kızın hayatı yeterince alt üst olmuştu. Onun yerine Asu ve Alp'i aramıştı. 

"Nasıl?" dedi endişeyle içeri giren Asu. 

"Durumu nasıl?" dedi Alp.

"İyi," dedi Alex. "Ameliyat iyi geçti."

"Sen ne yapıyorsun burada?" diye bağırdı Asu. "Sana diyorum Ulaç, utanmadan buraya mı geldin?"

"Kazaydı Asu, ciddiyim."

"Ne malum kaza olduğu? Sana güvenmiyorum, git buradan."

"Hiçbir yere gitmiyorum, beni kovamazsın. Hastane burası." Ulaç dişlerini sıkıyordu, sakin kalması o kadar zordu ki...

İçeriden hemşire çıktı, elinde bir torba vardı. Başından beri Alex burada olduğu için ona uzattı. "Eşyaları burada, hastayı odaya alacağız. Siz de kalsın."

"Teşekkürler." Torbayı oturaklardan birine koyup içini açtı ve kendi hırkasını çıkarttı. Kanlıydı. "Üşütmesin diye vermiştim," dedi titreyen sesiyle. "Daha büyük zararlar göreceğini bilmiyordum, üşütmesinden endişeleniyordum." Sonra aklına bir şey dank etti. "Bilerek yaptın," dedi Ulaç'a.

"Ne saçmalıyorsun lan sen?"

"Bilerek yaptın!" dedi sinirle. "Bu hırkayı gördün, şapkası kapalıydı ve ben sandın. Farların yanmıyordu, seninle göz göze geldik Ulaç. Sendin, beni hedef almak istedin ama yapamadın. O yüzden durumunun iyi olduğunu öğrenmemize rağmen hala rahatlamadın."

Alp sinirle Ulaç'ın üzerine atladı. "Şerefsiz herif!"

"Güvenlik!" diye bağırdı hemşirelerden biri. 

Alp ve Ulaç hastaneden atıldı. "Emin misin?" dedi Asu.

"Evet, bu tesadüf olamaz. Baksana, adam hayatınıza girdiğinden beri herkes ölüyor."

Asu panikle gözlerini irileştirdi. "Evet, doğru."

"Bunun peşini bırakmayacağım. Size söylemedim ama evime hırsız girdiğini söylediğim gece gelen aslında hırsız değildi. Bana saldırmak isteyen biriydi, Ulaç olduğundan şüphelenip ona yem attım ve yuttu. Hal ve hareketlerini görmen lazımdı, bir şey söylemedi ama sanki evet bendim der gibi bir hali vardı. Bu adam tam bir psikopat. Hepimizi yok edene kadar da durmayacak."

SADECE BENİMSİN (+18)Where stories live. Discover now