KISIM 3

5.4K 140 38
                                    

İYİ OKUMALAR CANLARIM. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. SİZİ SEVİYORUM. 💜

Uyandığımda huzursuz hissetmem çok nadir olur. Bu sabah onlardan biri... Arslan'ın annesini bizim misafir etmemiz tabi ki özellikle annem için oldukça rahatsız edici bir durum ama kayıplarından dolayı bu kimsenin umurunda bile olmadı. Cenaze işlemleri hallolduktan sonra Murat abi bir süre eski eşi ile İstanbul'a döndü, birbirlerine destek olmaları gerekiyordu. Annem tabi ki bundan endişelenmiş olmalı çünkü acılar insanları birleştirir. Murat abi ile aralarında olan ilişki çok güzel bunun bozulmasından korktuğunu biliyorum. Yine de bize bir şey belli etmiyor, bunu dile getirmesi bile Arslan'ın kalan anılarına saygısızlık olur. 

Davul gibi kafamla doğruldum ve bir süre pencereden dışarıyı izleyerek öylece oturdum. Nihayet kalkmaya hazır olduğumu on dakika sonra hissettim. Pijamalarımı değiştirmeden yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve aşağı indim. Melinda sessizce kahvaltı hazırlıyordu. Annem tüm gece uyuyamamıştı ve şimdi koltukta biraz kestiriyordu. Arslan'ın ölümünün üzerinden bir hafta geçmişti, yeni yeni kendine geliyordu ama yine de o odaya kimse girmiyordu. Uzun süre de girebileceğimizi sanmıyorduk. 

"Günaydın," diye fısıldadım. 

"Günaydın. İyi uyuyamamış görünüyorsun."

"Evet, sen de öyle."

"Ders çalıştım. Annemin dün gece Murat abi ile konuştuklarına tanık oldum, Murat abi o fotoğraflar için senden özür dilediğini iletmesini istedi. Hoparlörde konuşuyorlardı, annem de bunlar için üzülmemesi gerektiğini söyleyip ne zaman geleceğini ekledi. Murat abi eski eşinin henüz kendine gelemediğini söyledi ve annemin ses tonu bozulunca ona bağırdı. Yaşadıklarının zor olduğunu ve onun tripleriyle uğraşamayacağını söyledi. Annem de sadece üzüldüğü için ses tonunun bozulduğunu ve ağzını açıp tek bir kelime bile etmediğini söyledi. Kötü bir kavgaydı, bunca olandan sonra bir de aralarının bozulması anneme hiç iyi gelmedi."

"İkisi de bir bakıma haklı, bunları atlatacaklar. Annemle onun arasında büyük bir sevgi bağı var." Sıkıntıyla bar taburesine oturdum ve Melinda'nın uzattığı kahvaltı tabağını aldım. O da kendisininkini alıp karşıma oturdu.

"Olayların olduğu zaman o tuhaf çocuk baş sağlığı dilemeye geldi."

Melinda ağzına attığı kepek ekmeğini çiğnemeyi unuttu. "Bunu neden daha önce söylemedin?"

"Bu olanlardan dolayı aklımdan çıkmış. Komşumuz olduğu için görmüş olmalı."

"Evet ama neden hep sen evde yalnızken denk geliyor bu anlayamadım."

"Annemin bana yasaklar koyduğundan beri o çocuktan daha çok korkuyorum. Kapı deliğine bakmayı unutmamış olsaydım açmazdım. Üstelik tuhaf bir şekilde bana ismini bile söylemedi. Benim de sormak aklıma gelmedi."

"Bir dahaki sefere delikten bakmayı unutma, annem bir şey söylüyorsa bildiği vardır. Neyse, bugün bir planın var mı?"

"Belki annemi neşelendirmek için bir şeyler yaparız."

"Sanmıyorum, ben teklif sundum ama bugün sadece dinlenmek istediğini söyledi. İkna olacak gibi de değildi."

"O zaman Asu ve Naz ile buluşurum herhalde."

"Ben de annemle kalıp ders çalışırım."

"Ya da arkadaşlarınla buluşursun."

"Yapma abla, başlama gene. Kafamı dağıtmamın en iyi yolu ders çalışmak. Bu sıralar beni bunaltma."

"Tamam be, bir şey söylemedim. Kahvaltı için teşekkür ederim."

"Görüşürüz."

Yukarı çıktım ve Asu ile Naz'ı aradım. "Kızlar ne yapıyorsunuz?"

SADECE BENİMSİN (+18)Where stories live. Discover now