-16. Bölüm- (F)

322 35 52
                                    

Güzel bir yaz günüydü. Güneş yerini aya ve yıldızlara bırakır iken Hwang Yeji sevgilisi ile birlikte mezarlığa girdi. Buraya haftada 2-3 kere geldikleri için arkadaşının mezarını ezbere biliyordu.

Buraya gelmek, Lia'nın cenazesini hatırlatıyordu. Ailesi sadece çok yakınlarının ve arkadaşlarının gelmesine izin vermişti. Ancak o günü hatırladıkça kötü oluyordu.

Choi Julia'nın üstünü çoktan toprak ile kapamışlardı. Yeji, Ryujin, Chaeryeong ve Yuna birbirlerinden destek alırcasına tutunmuşlardı. Ancak biri yıkılırsa diğerleri de yıkılırdı.

Choi Soobin yanındaki Beomgyu ve Taehyun'a yaslanmıştı. Soobin'i kollarından zor tutuyorlardı.

Yeonjun'un ise bir tarafında kız kardeşi Lalisa, diğer tarafinda babası onu tutuyordu.

Din adamı bazı şeyler söyler iken kimsenin beklemediği bir şey oldu. Yeonjun bir anda babası ve kardeşinin elinden kurtulup toprağı eşelemeye başlatı. Lia'nın güzel yüzünün kara toprak ile örtülmesine dayanamıyordu. "Çıkartın ordan kardeşimi, çıkartın!" Bir yandan delice ağlıyor, diğer yandan elleri ile kazmaya devam ediyordu.

Yeji daha şiddetli ağlar iken ses çıkartmamak için üstün çaba sarfediyordu. Choi Yeonjun ise babası ve arkadaşlarının elinden kurtulmaya çalişarak kardeşi için ağlıyordu.

Mezar taşının başına gittiklerinde Yeonjun hemen eğili taşı öptü. Yeji burukça gülümsedi. Fakat bu Yeonjun'un suratındaki ifade ile anında silindi. Yeonjun kaşlarını çatmış, getirilen çiçekler ve hediyelere bakıyordu.

"Sorun ne?" dedi Yeji. Yeonjun bir demet papatyayı eline aldı. "Bu papatya."

Yeji gözlerini kıstı. "Evet Jun, papatya." Ne demeye çalıştığını anlamadı.

Çiçeğin üstündeki hediye kartına baktı. "Aptal Soobin papatya getirmiş." diye mırıldandı. Yeji omuz silkti. "Ne güzel işte."

Yeonjun kafasını iki yana salladı. "Hayır anlamıyorsun, Lia'nın papatyaya alerjisi var." Sinirle ayağa kalktı. Yeji yüzünü buruşturdu. Cidden takıldığı şey bu muydu?

Omzuna dokundu. "İnan Lia buna takılmamıştır, o sadece Soobin'in düşünmesini umursamıştır." Haklıydı, hediye ne olursa olsun Lia için farketmezdi. Birinin düşünmesi yeterdi.

Yeonjun küçük bir çocuk gibi dudaklarını sarkıttı. "Yine de onu gördüğümde bunun hesabını soracağım." Yeji yakalarını düzeltirken mırıldandı. "Elbette soracaksın..."

Yeonjun elindeki pembe gül demetini Lia'nın başucuna koydu. Tekrar mezar taşını öpüp ilerledi. Yeji şaşırmıştı, ilk defa başka birinin mezarına gidiyordu.

Yeonjun Lalisa'nın mezarının onünde durdu. Hala ona duyduğu öfke tazeydi fakat onu boşveremezdi. O da kardeşiydi, canından bir parça. Gözardı edemezdi.

Mezar taşında göz gezdirdi. Yazılan birkaç şey vardı. 'Canın cehenneme Manoban.', 'Öldüğün için mutluyum.', 'Umarım yaptıklarının cezasını çekersin.', 'Acaba orda Lia'ya ne diyeceksin?'... Yeonjun nefes verdi. Bunlar acımasızcaydı, fakat bunu umursamayacak kadar tepkisizdi.

Diğer elindeki sarı gül demetini Lisa'nın mezar taşının önüne bıraktı. Bunu uzaktan izleyen Yeji şaşırmıştı. İlk defa Yeonjun Lia hariç birinin mezarına gitmişti.

Yeonjun taşı okşadı ve gitmeden önce ufak bir öpücuk kondurdu. Sonra elinde kalan son, zambak buketini de kız arkadaşına uzattı. "Seni de unutmadım." Yanağından öptü. Yeji gülümseyerek teşekkur etti. Ardından beraber çıkışa yürüdüler.

Giderler iken bilmedikleri şey Lia onları cennet bahçesinden bir tebessümle izliyordu.

•••

Bunu yayınlamamın şerefine 🍾 🥂

Herneyse bu fic de bitti

Aslında arşive almak istiyorum ama kıyamıyorum

Eğer txtzy ficleri okumak isterseniz profilimde bir yeonji fici var, birkaç gün içinde de yenisini yayınlayacağım

Görüşmek üzere, luv ya ❤

🎉 Você terminou a leitura de what happened to julia? || 𝘮𝘶𝘭𝘵𝘪𝘧𝘢𝘯𝘥𝘰𝘮✓ 🎉
what happened to julia? || 𝘮𝘶𝘭𝘵𝘪𝘧𝘢𝘯𝘥𝘰𝘮✓Onde histórias criam vida. Descubra agora