1

205 25 117
                                    

Öncelikle Kore'yi bırak Türkiye'de evlat edinmek hakkında en ufak bi bilgim yok. Yanii o tür detaylara çok takılmayın. Sonuçta burası watty

Keyifli okumalar🐉

🌕

İlk oğlunu, Minho'yu, evlat edindiğinde 22 yaşındaydı. Çevresi büyük tepkiler vermiş eğer çocuk istiyorsa evlenmesini ve kendi kanını taşıyan bir çocuğa sahip olması hakkında tavsiye verip durmuştu.

Çevresine kulak asmayan yapısını yeterince gösterse de insanlar konuşmaya devam ediyordu. Şimdi de evlat edindiği yedinci oğlu hakkında hakkında yazılanları okuyordu.

Kimisi davranışlarını överken kimisi her zaman olduğu gibi onu yerden yere vurarak kendi egosunu tatmin ediyordu. Yazılanlar onu etkilemezdi ama çocukları büyüdüğünde ve hayata karıştığında bu yazılanlar onların ayağına takılan taşlar olacaktı. Chan'ın endişelendiği tek şey buydu.

Tabletini kenara bırakıp gözlüğünü de çıkarınca göğsünde yatan Jeongin'le ayağa kalktı. Odasında oyun oynamaları için bıraktığı oğullarına bakmalıydı.

Koridorun sonundaki odaya yönelip kapıyı tıklattı. Bu yaptığı küçük afacanların şimdiden bir odaya girerken kapıya vurmaları gerektiğini öğrenmeleri için minik bir detaydı.

Kapıya vurmasının ardından Jeongin'i tek koluyla emniyete alıp boştaki eliyle kapıyı açtı.

Babasının boynunda gayet huzurlu olan Jeongin'in en sevdiği şeylerden biri de babasının omzuna salyalarını akıtmaktı. Gerçi Chan'ın bundan bir şikayeti yoktu.

Kapının açılmasıyla o tarafa bakan altı kafa babalarını ve en küçük kardeşlerini gördüğünde bedenlerini hızlıca ayağa kaldırdı.

"Baba!" 

Oğulları birbirini takip eden adımlarla yanına gelmiş ve boylarının yettiği kadar kendisine sarıldığında dünyanın en mutlu adamıydı.

Bacaklarını saran minik kollarla her ne kadar yürüyemese de şikayetçi değildi.

"Gelebilir miyiz?"

"Evet."

Minho'nun verdiği onayla minik kollar bacaklarından ayrılıp ona yol verdi. Changbin kardeşleriyle dağıttığı halının üstünü toparlayıp babası için yer açtı.

"Teşekkür ederim Binnie."

Babasından aldığı övgüyle göğsü kabaran Changbin kendiyle çok gururluydu. Chan oğlunun açtığı yere oturduğunda kendisine hayran olan oğlu Jisung paytak adımlarıyla yanına geldi. Her ne kadar babasının yanına oturmak istese de dengesini sağlayamayıp sırt üstü düşecekken Chan'ın hızlı refleksleriyle son anda kurtulmuştu. Başı babasının büyük elinin üstündeyken babasına en sevimli gülümsemesinden birini bahşetti.

Chan oğlunun düzgünce oturmasını sağlarken o da ona gülümsüyordu. Minik sincabı henüz iki yaşını doldurmamıştı ama doldurmasına üç dört ay vardı.

Hâlâ ayakta dikilen Changbin ve yanında oturan Jisung dışındaki çocukları ise omzuna salyalarını akıtan Jeongin'i izliyorlardı.

"Çocuklar hadi oturun. Masal zamanı."

Babalarını ikiletmeden herkesin oturduğu küçük bir halka oluşturdular. Chan omzunda yatan Jeongin'i huzurlu köşesinden ayırdığı için mızmızlansa da abilerini gördüğünde neşesi yerine gelmişti.

"Evet, kim başlıyor bugünkü masala."

Belki diğer ebeveynler gibi bir kitap alıp onu okuyup gitmesi onun için daha kolay olabilirdi ama masalı çocuklarının anlatması çocukları için daha yararlıydı.

Fam -skz-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin