2. Bölüm

47.3K 2.8K 184
                                    

•2.BÖLÜM•

"Bir küçücük aslancık varmış."

Kapalı gözlerimin ardından duyduğum ses neşeyle tebessüm etmeme neden oldu. Ne güzel de bir uyandırma şekliydi bu?

"Kırlarda ko ko koşar oynarmış."

Şarkının devamı aklıma düşünce gülümsemem yüzümde soldu. Eyvah! Yine o malum soruyla burun buruna kalacaktım ve artık nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum. Hiç istifimi bozmadan uyku numarama devam ettim.

"Annesi onu çok severmiş.
Babası onu çok severmiş."

Derin bir soluk aldığında pür dikkat devam etmesini bekledim ama etmedi. Şarkı burada bitmişti.

Kolumda hissettiğim sıcacık elden sonra hafif hüzünle konuşmaya başladı. "Anne? Benim neden babam yok?"

Bu soruyu son zamanlarda sormaya başlamıştı. Sokağa çıkıp arkadaş edinmeye başladığında diğer çocukların annelerinin yanı sıra bir de babalarının olduğunu öğrenmişti ve bu benim en son bile istemeyeceğim bir şeydi. Yalan söylemek istiyordum, senin baban öldü demek istiyorum. Ki gerçekten de benim için ölmüştü. Ama oğluma yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu ve annelere her zaman doğru neyse onun söylenmesi gerektiğini söylerken ben ona bunu nasıl yapabilirdim?

Bir diğeri de tamamen ona gerçekleri söylemekti. Babasının kendisini beğenmiş piçin teki olduğunu söylemek. Ama bunu da yapamıyordum çünkü oyuncaklarıyla oynarken artık bir baba figürü yaratmaya başlamıştı ve oyunlarında 3 kişilik ailemizle oldukça mutluyduk. Onu nasıl üzebilirim ki?

Artık kaçışım olmadığını düşünerek usulca gözlerimi açıp önce babasından aldığı siyaha yakın gözlerinde sonra babasından aldığı ve benim kahverengi kıvırcık saçlarımın aksine siyah, düz saçlarında gözlerimi gezdirdim. O adamı görmeye tahammülüm olmasa da oğlumuz tıpkı ona benziyordu. Saçı, gözleri, burun şekli ve hatta bazen konuşma şekli bile.

"Annenin ilk önce güzel bir günaydını hak ettiğini düşünüyorum sevgili Toprak Adin. Ne dersin?" Hafif bir sitemle söylenmiştim ama yüzümde de şefkatli bir tebessüm vardı. Ona asla kıyamıyorum.

"Günaydın annelerin en güzeli, en tatlısı, en ballısı, en kaymaklısı." diyip kollarını boynuma doladıktan sonra yüzümün her yerine sayısız öpücük bıraktı. Yağ çekmede bir numara olduğundan bahsetmiş miydim?

Kıkırdarken "Tamam, tamam." dediğimde o da kıkırdayarak benden uzaklaştı. "Günaydın benim güzel oğlum." Uzanıp yanağına sulu ve sesli bir öpücük bıraktım.

Dirseğini yatağa, yanağını da avuç içine koyduktan sonra kara gözlerini merakla yüzüme dikti. "Günaydın dedim. Şimdi sıra sende." Kabahat bende, nasıl unutacağını düşündüm ki?

Yatakta vücudumu dikleştirdiğimde aynısı o da yapıp ağzımdan çıkacak hiç bir kelimeyi kaçırmamak için beni dikkatle izlemeye başladı. "Anneciğim, öncelikle senin bir baban var."

"Oley be!" diyerek yumruk yaptığı elini havaya savurdu.

Zaten bir baba olmadan onun olmayacağını açıklamak için çok erken Peri. O düşünceyi aklından çıkart.

SEBEBİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin