9

36 5 57
                                    

Redmoon, Redmoon olalı hiç bu kadar istikrarlı olmamıştı. Öhöm.. Bu hikayenin sonunu nereye bağlarım bilmiyorum ama gidişat aynı düşündüğüm gibi gidiyor mutluyum.

İyi okumalar.

Kendinizi fazla kaptırmayın..

Öhöhöm...

* * *

Jimin ve Jungkook kafeteryada oturmuş, önceki gün olanları konuşuyorlardı.

"Bir iş var Jungkook. Ben sana diyorum bak."

Jungkook ofladı.

"Senin yüzünden küçücük umut dallarına tutunuyorum. Bırak da sileyim aklımdan."

Jimin sesini iyice alçalttı.

"O adam gay. Kalıbımı basarım ki gay."

Jungkook yorgun gülüşünü kondurdu yüzüne.

"Nerden biliyorsun? Gay radarın bozuk değil miydi senin?"

Jimin ona ters ters baktı.

"Bir beyne sahibim ama. Bak şimdi bu adam sarhoşken seni öptü dimi? Bu adama hetero olsa, seni niye öpsün?"

Jungkook düşündü.

"Öpmez miydi yani?"

"Beni defalarca sarhoş gördün. Bir kızla yakınlaştığımı gördün mü hiç?"

Jungkook başını sallarken düşünceliydi.

"İnanayım mı sana?"

Jimin kendinden emin bir şekilde başını salladı.

"İnan. Ben senin iyilik perinim."

Jungkook hıhladı.

"Kıçımın perisi."

Jimin göz devirirken, Jungkook gülüyordu.

"Ciddi olalım. Bak şimdi bu adam seni öpüyor. Neden? Sarhoş olduğu için mi? Yoksa normalde sana hisleri mi var? Burda soru işaretleri var. Okey! Bir de seni Seokjin.."

"Seojoon."

"Öf her ne bokumsa. Seni o sanıyor. Bu kez daha şehvetli diyorsun. Bu durumda amacı onu cezalandırmak da olabilir, eskiden beri ona hisleri varmış da olabilir. Hayal kırıklığıyla onu öpmüş olması da muhtemel yani."

"Bilmiyorum Jimin. Nerden bakarsam bakayım şansım yokmuş gibi."

Jimin arkadaşının göğsüne hafifçe vurdu.

"Det! Deme öyle şeyler. Senden güzelini mi bulacak?"

Kısa olan bu söylemin arkadaşını güldüreceğini biliyordu. Ki gülmüştü de.

"Yakışıklı diyecektin heralde."

"Şimdi asıl konuya gelirsek, dünkü kız. Eğer bu adam, hadi inanmış gibi yapalım, heteroysa kızla ilgili tek soru birden bire nereden çıktı sorusu olacak. Eğer bu adam gayse, olan biten her şeyi hatırlıyor ve kendince bir oyun oynuyor. Bu durumda sana karşı hisleri olduğunu düşünüyorum. Diğer türlü gelir senden özür diledi, olayı açıklardı."

Jungkook başını elleri arasına aldı. Bu kadar düşünmek ona iyi gelmemişti. Tüm gece zaten bunu düşünmüştü. Şimdi de tüm gününü almıştı. Ve tüm haftasını alacaktı.

Yoongi, Jungkook'u kendi evine davet etse de Jungkook bunu kabul etmemişti. Hala kendisine kalacak yer arıyordu fakat fiyatlar o kadar uçuktu ki sokaklar onu cezbediyordu. Yoongi nezaketen eve çağırmış olsa da evde birinin olmasından hoşlanmadığı için ısrar etmemişti yine de kafede kalmasına izin verdi. Sır olması şartıyla.

Le Café De CapellaWhere stories live. Discover now