6

27 5 57
                                    

Dün paylaşamadığım için bugün ikinci kez bölüm paylaşıyorum. Yarından sonra bitiyor bu her güne bir bölüm kuralım 😂

İyi okumalar. Zevk alın...

* * *

Gözlerini açtığında, tek başınaydı. Doğrulup oturdu yatağın içinde. Sağ elini kucağına aldı. Taehyung'un elini tuttuğunu hatırlıyordu.  Bir de alnında bir soğukluk hissediyordu. Eli oraya gitse de sebebini anlayamamıştı. Sağına soluna baktıktan sonra kolundaki saati kontrol etti ve anında oturduğu yerden fırladı. Hızlıca yatağı toplayıp, sağa sola çarparak üzerini giyindi. Ayakkabılarını da giyip aşağıya indi. 

"Çok özür dilerim ben.."

Yoongi onu durdurdu. 

"İyi misin? Senin için endişelendik."

Jungkook afallamıştı. Ne olmuştu ki?

"İ-İyi... yim."

Anlamak ister gibi kaşlarını çattı. Hayal meyal bir şeyler hatırlar gibi oldu. Alnını avcunun içine yasladı. 

"Son zamanlarda iyi uyuyamıyorum. Sanırım uykusuzluğa yenik düştüm.

Yoongi başı ile bir yeri işaret etti. 

"Git patronuna iyi olduğunu söyle. Biraz daha uyanmasaydın hastaneye götürecekti seni."

Jungkook, utancından ölebilirdi. Başı önde, patronunun yanına gitti. Bugün de barista olarak çalışıyordu. Onunla konuşmadan önce bir kaç saniye izlemeyi ihmal etmemişti. Dikkatini çekmek için hafifçe öksürmüştü. 

"Ah.. Jungkook! Geldin mi?"

Jungkook, saygı ile eğilirken, Taehyung elini kurulayıp yanına gitti.

"Yukarı çık, geliyorum."

Jungkook, kesin kovulacağım diye geçirirken içinden, arkasına baka baka gitti merdivenlere. Taehyung da Yoongi'ye bir şey deyip koşar adımlarla çıkmıştı merdivenleri. 

"Efendim çok özür dilerim. Ben gerçekten eğer böyle olaca..."

"Şşşştt.."

Taehyung, işaret parmağını kendi dudağına götürüp, susmasını söyledi. 

"Geç bakalım."

Masa önündeki koltuğu işaret etti. Kendisi de yanına oturmuştu.

"Dün bir şey buldun mu Jungkook? Tüm gece ne ile uğraştığını biliyorum"

Taehyung ona beklenti ile baktı.

"Kusura bakmayın efendim hadsizlik ettim biliyorum ama..."

"Öncelikle bana efendim deme. İlle bir şey diyeceksen, senin efendin değil, patronunum. Efendi kelimesinden hoşlanmam.  İkinci olarak da yaptığın şeyi hadsizlik olarak görmüyorum Jungkook. Çünkü masa üstünde öylece bırakan bendim."

Jungkook, elleri ile oynamaya başlamıştı. Çevresine göre o oldukça özgüvenli, atılgan biriydi fakat belli ki Taehyung'un karşısında tüm özgüveni onu terk ediyordu. 

"Bir şey sorabilir miyim?"

Taehyung, gözlerini kapatarak başını salladı güven verircesine.

"Muhasebeciniz, arkadaşınız ya da sevdiğiniz her hangi birisi mi?"

Taehyung, başını iki yana salladı.

"Muhasebeciniz, sizi dolandırıyor."

Jungkook, dudaklarını yiyordu gerginlikten. Başını salladı. 

Le Café De CapellaWhere stories live. Discover now