24. BÖLÜM

139K 9.2K 3.9K
                                    

24. BÖLÜM: KAYIP

Ben geldimm, hayat bazen çok daha yorucu ve zor oluyor. Benim için de öyle bir haftaydı. Neyse ki geride bıraktım ve sizlerleyim tekrar❤️

ayrıca ufak bir ricam olacak Twitter da #seheryelisürgün etiketiyle atacağınız twitleri bekliyor olacağım. Twitter hesabım umrantann

TikTok uygulamasında da varım kitabın adını etiketleyerek paylaştığınız tüm videolarınızı izliyorum aşırı güzel iyi ki varsınız 🥺

TikTok uygulamasında da varım kitabın adını etiketleyerek paylaştığınız tüm videolarınızı izliyorum aşırı güzel iyi ki varsınız 🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




#Suzan Hacıgarip Söz Verdiğin Gibi Değil
Hiraizerdüş Yangın Yeridir Kalbim
Melek Mosso Vursalar Ölmem

🌱

Kalbimdeki ağırlığı hiçe sayan zaman, ağır ağır ilerlerken uykudan sızlayan gözlerimi bir an bile kırpmadım. Ruhumun kara boşluğunda kaybolmuş gibiydim. Perdeyi çekip yatağımıza geçtikten sonra garip bir ruh haline girmiştim. Aslında kalbimin yarısını pencerenin ardında o boş sokakta bıraktığım için yarım kalmış gibiydim. Öyle kırgındım ki kırıklarımı toplayacak gücüm bile yoktu.

Vural'a uzak olmayı hiçbir zaman sevmemiştim. Kaba ve dengesiz davranışlarına rağmen onu affedecek yolu hep bulmuştum ama şimdi olmuyordu. Yapamıyordum. Onu affedecek gücü ne kendimde ne kalbimde bulamıyordum. Neden her şey bu hale gelmişti onu da anlamıyordum. Bize dair olan şeyler sürekli yarım kalmak zorunda mıydı? En güvendiğimden en büyük ihaneti görmüştüm. Sırtımdaki ihanetin dahasını göğsümde hissediyordum. Sanki kaburgamın içine mezar taşı dikmişti. Buz gibi ağır bir taş... Beni dibe çeken bir ağırlıktı.

Seher vaktinde kalkıp ışığı kapattım. Bir yanım dışarı bakmak istiyordu, orada olup olmadığını deli gibi merak ediyordu çünkü ama bakmadım. Yatağa girip tekrar onun yastığına sokuldum ve bana sarıldığını hayal ettim, tüm kızgınlıklarıma rağmen bana huzur veren hayaline sığınıp güneş doğmasına yakın uyuyabildim.

Sabah duyduğum sesler üzerine uykulu gözlerimi zor da olsa açtım. Saat on biri geçiyordu. Yataktan kalktığımda dış kapının kapanma sesini duydum. Acaba Afra mı gitmişti?

Odadan çıktığımda "Afra?" diye seslendim.

"Mutfaktayım."

Mutfağa gittiğimde masanın üstünde duran içi dolu market poşetlerine baktım.

"Vural mı geldi?"

"Nasıl bildin?" diye sorduğunda yüzünde hınzır bir gülümseme vardı.

Ona ciddi misin der gibi baktım. "Sabah sabah kim marketi eve taşıyacaktı başka?"

Afra kahkaha attı. "Gerçekten de marketi eve taşımış. Çoğu şeyden ikişer tane almış. Sanki kim yiyecek bu kadar şeyi."

SEHER YELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin