5. BÖLÜM

160K 8.6K 4.4K
                                    

5. BÖLÜM: KİMSESİZ ZAMAN

Keyifli okumalar dilerim🌱

• Mabel Matiz KahrettimMelek Mosso Gölgen Yeter

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Mabel Matiz Kahrettim
Melek Mosso Gölgen Yeter

🌱

Bir Ay Sonra

Kalbim, yitip giden zamanın kimsesizliğinde asılı kalmıştı. Zaman geçtikçe bir şeyler göğsümde yitip gidiyordu. Kırgınlıklar ve kızgınlıklar şimdilerde silik bir izden ibaretti. Keşke nefret ve öfke de öyle olsaydı. Bir kurt gibi kalbimi kemirmelerine bir son vermek isterdim ama elimde değildi. Beni bir zamanlar çöküşe sürükleyen insanların yıkımını görmeden geçmeyecekti.

Derin bir nefes aldığımda aklım, bir aydır doğru düzgün haber alamadığım adama kaydı. Eser olmasa durumunu bile bilemezdim. Sadece iyi olduğunu biliyordum, bu bile iyi geliyordu. İyi olmasını istiyordum, hafifçe iç çektim. İtiraf etmek gerekirse onu özlemiştim.

Özlem, bir çıra gibi göğüs kafesimde yanıyor ve geçen her günle beraber alevleniyordu.
Artık geri gelmesini de istiyordum. İlk defa bu kadar uzun bir süre ortadan kaybolmuştu ve ekipten sadece kaybolan oydu. Nedense gönüllü olarak uzaklaştığını düşünüyordum. İşleri ile ilgili pek fazla bir şey anlatmadıkları için neler olup bittiğini tam bilmiyordum. Elim kolum bağlı bir şekilde gözlerim yolda onu bekliyordum.

Tüm olanlara rağmen Vural için hissettiklerim, beni öfkelendiriyordu aslında. Beni hem bu derece kızdıran hem de kıran birini ısrarla özlemek, mantık dışı geliyor. Başımı bezgince iki yana doğru sallarken fırına eğilip baktım. Yemek henüz pişmemiş gibi görünüyordu, masayı hazırlamaya devam ederken kapı çaldı. Fatma abla üst katta olduğu için ben gelen kişiye bakmak için mutfaktan çıktım. Kapıyı açtığımda karşımda Akif duruyordu. Yüzünde çapkın bir gülümsemeyle bana baktığında bedenim gerildi. Akif biraz değişik biriydi, iyi biri mi yoksa kötü biri mi olduğunu çözememiştim. Aynı zamanda bana karşı gizlemediği bir ilgisi vardı fakat duygularında ciddi olup olmadığını kestiremiyordum. Yine de onunla yalnız kalmak beni geriyordu.

Bozuntuya vermeden gülümseyip "Hoş geldin," dedim.

İçeri girerken "Hoş buldum," deyip ceketi çıkarıp askıya astı. Bana doğru döndüğünde yüzüme bakıp "Bu hoşuma gitti," dediğinde sözlerine bir anlam veremedim.

"Hoşuna giden nedir?"

Sorum üzerine sırıtmaya başladı. "Beni kapıda karşılaman, buna alışabilirim."

Sürekli bu tarz imalarda bulunduğu için gözlerimi devirmekle yetindim.

Kısaca "Alışma," deyip mutfağa doğru yürüdüm.

SEHER YELİ Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz