Siyah(18)

300 34 32
                                    

2 Ay Sonra...

"Mr Wizard, çok iyi işler çıkaracağımıza inanıyorum. Biraz daha Türk lokumu yemek ister misiniz?"

Kravatımı gevşetip yorgun bir nefes verdim. Boğazımı temizleyip dudaklarımı araladım.

"Türklerin misafirperverliğine hayranım. Bugün erken saatte uçağımız Türkiye'ye indi. Nasıl denir... Hmm... Yorgunuz. Bir an önce otele gitmek istiyoruz." dedim bozuk kullandığım Türkçe ile. Gururlu gülümseme yayıldı yüzünde. Oturduğu yerde yayılıp keyifle konuşmaya başladı.

"İşlerimiz sorunsuz ilerleyecektir. Yarın öğleden sonra ünlü iş adamlarımızla toplantıda bir araya geliriz. Siz dinlenin."

Arkama yaslanıp gözlerimi ofiste bir müddet gezdirdikten sonra gözlerimi Kerim Zengin'e çevirdim. Dikkatle bana bakıyordu.

"Türkler milletine çok bağlı, derler. Boynunu hiçbir millete eğmeyecek mertliğe sahiptir... Zor insanlarsınız... Umarım lehimize kararlar veririz de ilişkilerimizi güçlendiririz."

Başını salladı.

"Merak etmeyin, her şey kontrolümüz altında. Böyle düşüncelerle aklınızı kurcalamayın. Ne de olsa medeni insanlarız." deyip güldü. Gözlerimi Umut'a çevirdiğimde bitirmem için kaş göz işareti yapıyordu. Yerimden kalktım. Kerim Zengin ile el sıkıştım.

"Yarın görüşmek üzere! Türk lokumlarına bayıldım. Teşekkürler."

"Mr Wizard, onur duydum. Görüşmek üzere!"

Umut da el sıkıştıktan sonra ofisten çıktık. Özel arabaya binip otele doğru ilerledik. Dikkat çekmemek için operasyon tamamlanana kadar ofis ile otel arasında gidip gelecektik.

"Sorunsuz bir operasyon olur umarım."

Başımı sallayıp başımdaki şapkayı çıkardım. Umut derin nefes alıp verdikten sonra devam etti konuşmasına.

"Adam fazla uyanık. Silahların yerini öğrenirken zorluk çıkaracak gibi-"

"Kendi güvenliğini sağlamak için elbette uyanık olmalı. Ne de olsa silah ticareti yapıyor. Yarın silahların yerini tespit etmeliyiz. İş adamlarına ve bize silahlarını tanıtmak için toplantıda oyalanırken ekip devreye girecek. Yapmamız gereken adamın güvenini canlı tutmak."

Başını salladı. Laptobu açıp Kerim Zengin'in ofisinin kontrol araştırmasına başladığında ben de ona katıldım. Silahların ofisin gizli bir bölümünde olması muhtemeldi. Tabii hepsinin bir yerde olduğunu sanmıyorum.

...

Kahveleri sehpaya bırakıp yerime oturdum. Umut gözlerini sıkıca kapatıp açtı, epey yorulmuştu. Laptobu kapatıp kenara bıraktım. Kafasını geriye atıp yüzünü ovuşturmaya başladı. Bu hâline gülerek konuştum.

"Bu işte en çok sen yoruluyorsun, Umut. Yapacak bir şey yok."

Güldü. Kahvemi alıp bir yudum içtim.

"Bizimkileri özledim be... Bir haftadır buradayız. Sen de özlemedin mi?"

"Özledim..." dedim sakin tutmaya uğraştığım sesimle. Sancar Köksal operasyonunda ekibimiz o gün bizi kurtarmıştı. Sonra... Edibe bizimle kaldı. Ekibimizde...

"Muhammed..."

Başımı kaldırıp yanıma döndüm. Umut sırıtıyordu. Anlamaz hâlde kaşlarım çatılırken kahvesinden bir yudum alıp boğazını temizledi. Sözleri üzerine yüzümü çevirdim.

"Gülmek güzel şey! Sen de haklısın."

|Bölüm sonu

Bölüm nasıldı?

18. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim :)

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 🌼

SiyahWhere stories live. Discover now