Siyah(15)

266 41 57
                                    

"Siyah, gitme..."

Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Elim başıma giderken silah sesleri duydum. Sonra kesildi.

"Kardeşim iyi misin?"

Umut'un sesiyle gözlerimi aralayıp başımla onayladım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde onu gördüm. Kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Yanakları ıslaktı. Ağlamış mıydı?

"İ-iyi misin?" dedim gözlerimi ondan ayıramayarak. Yüzünü hızla sildi.

"Hı?"

Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Yanaklarımın kasılmasına engel olamazken yerimden doğrulmaya başlamıştım. Allahtan can yeleği vardı üzerimizde.

"Görev, başarılı. Geçmiş olsun arkadaşlar."

...

Büyük masanın etrafında toplanmış, müdürümüzü bekliyorduk. Gözlerim arada bir saatime gidiyordu. Vaktin çıkmasına az kalmıştı. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde kapının önünde müdürüm belirdi. Buraya doğru geliyordu.

"Tebrik ederim arkadaşlar, iyi iş çıkardınız yine."

Yüzünde memnun ifade vardı. Gözlerini Edibe'ye çevirdiğinde devam etti konuşmasına. Edibe'nin düşünceli bir hâli vardı. Anlayamadım. Hemen yüzüne gülümseme yerleştirdi.

"Teşekkür ederim, kızım. Operasyona katıldığında yapabileceğine olan inancım tamdı. Gözlerinde vatanına olan bağlılığın ve herkeste olmayan kararlılığını gördüm. Yanıltmadın beni. Sağ ol."

"Ben teşekkür ederim. Az da olsa bir şey yapabildiysem ne mutlu bana. Bir duam gerçekleşmiş oldu. Mutluyum." dediğinde kızarmış gözlerine takılı kaldı gözlerim. Gülümsüyordu. Yerinde kıpırdandı.

"İzniniz olursa gidebilir miyim?"

Gözlerim müdürüme gittiğinde bakışlarını benden çekip ona döndü. Farkında değildim.

"Tabii kızım. Muhammed evine bıraksın seni. İyi akşamlar herkese."

Müdürümün sözleriyle ne diyeceğimi bilemezken odasına ilerlemişti bile. Gözlerimi ona doğru çevirdiğimde yerinden kalkmıştı. Kalkmalıyım.

...

"Eviniz nerede?"

Dikiz aynasına küçük bir bakış atıp önüme döndüm. Saatine bakıyordu.

"Buraya en yakın camide inmek istiyorum."

Sözleri üzerine duraksadım. Gözlerim saatime kaydığında yatsı ezanına yaklaşık on dakika kaldığını gördüm.

"Hatırlattığınız iyi oldu. Az kalmış."

Gözlerimi etrafta gezdirip gaza bastım. Birkaç dakikaya caminin önüne gelmiştik.

"Teşekkür ederim." deyip hızla arabadan indi. Arabadan inip camiye doğru ilerledim.

...

Akşam namazının ardından cemaatle yatsı namazını kılmıştım. Duamı ettikten sonra camiden çıktım. Aklım Edibe'de kaldı. Umarım bu karanlıkta evine yürüyerek gitmeyi düşünmemiştir.

Gözlüğümü düzeltip etrafıma göz gezdirdim. Caminin kadınlara ayrılan bölümünden çıkmıştı. Ayakkabılarının bağcıklarını bağlıyordu. Yerinden doğrulduğunda gözleri beni buldu. Bir müddet bana bakıp bana doğru gelmeye başladı. Aramızda birkaç adım mesafe kalacak şekilde karşımda durduğunda mahcup gelen sesiyle konuşmaya başladı.

"Çok mu beklettim? Yatsı ezanı okununca kılmak istedim. Cemaatle namaz kılmayı özlemişim." dedi yüzünde beliren gülümsemeyle. Gülümsedim.

"Ben de camiden yeni çıktım. Ben de özlemişim."

Gülümsüyordu. Başını eğdi, utanmıştı. Hissettiğim kalp atışlarımla başımı çevirdim. Arabaya geçtik. Arka koltukta yerini alırken ben de yerime geçmiştim.

"İlerden sağa döndüğünüzde ikinci ev."

Başımı salladım. Boş yolda ilerlerken önümü kesen arabayla frenlemek zorunda kalmıştım. Arabadan silahlarını doğrultmuş hâlde çıkan adamlarla gözlerim dikiz aynasına gitti. Direksiyonu biraz daha kavramıştım.

"Edibe, arabanın içine saklan ve ses çıkarma, olur mu?"

"Ama-"

"Dediğimi yap."

Silahımı belime yerleştirip arabadan indim. Etrafımı sarmışlardı.

"Sancar Köksal'ın selamı var." dedi gülerek biri. Başkası devam etti.

"Tıktığınız yerden çıktığında oyuncağını istiyor. Ve senin ölümünü!"

Gözlerimi etrafta gezdirip ters istikamette hamle yaparak birinin silahını yere düşürüp etkisiz hale getirdim. Belimden silahımı çıkartıp onlara doğrulttum. O sırada yerdeki silahı almıştım. Pis gülüşleri ile silahlarını bana doğrulttuklarında arkamdan gelen adım sesleriyle duraksadım. Önümdeki iki kişiye ateş ettikten sonra arabayla yeni gelen adamları arasında kendime set oluşturdum. Birkaç kişiyi etkisiz hale getirsem de yeni kişiler ekleniyordu. Sonra bir anda ensemde hissettiğim soğuklukla duraksadım.

"Yolun sonuna geldin."

Etrafımı sardılar. Çatılmış kaşlarımla etrafıma bakarken aklımda sadece o vardı. Arabadan çıkma Edibe...

"Seni dövmek çok zevkli olacak. Patronun oyuncağı nerde acaba?"

Gülmeye başladılar. Biri kollarımı sıkı sıkıya tutmuştu.

"Dilini mi yuttun?" dedi biri gülerek. Güldüm.

"Patronunuz pislik içinde çürüyecek-"

Biri yüzüme yumruğunu geçirdiğinde gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Gülmeye devam ettim.

"Ee nereye gidiyoruz?" dedim alayla. Bana yumruk atan elini ovuştururken gözlerimle elini işaret edip devam ettim.

"Ağır geldi sanırım."

Yumruğu tekrar bana uzanırken biri tuttu. Kulağına bir şeyler fısıldadı. Ne olduğunu anlamazken birden bana silahlarını doğrulttular.

"Polisi öldürelim burda en iyisi!" dedi arabaya doğru bakarak. Blöf...

Edibe, ses çıkarma...

"Gücün yetmez!" dedim çatılmış kaşlarımla. Gülüyorlardı. Karşımda duranlardan biri silahını hızla gökyüzüne çevirip ateş etti. Edibe...

Cılız sesini duydum. Yumruklarımı sıkmıştım. Şimdi kalbim korkuyla çarpıyordu. Ona bir şey olmasından korkuyorum. Allahım yardım et...

"Muhammed..."

|Bölüm sonu

Bölüm nasıldı?

15. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm 🌼

SiyahWhere stories live. Discover now