67.Bölüm

10.9K 828 187
                                    

Peşinden onu takip eden adamlar ile gülümsedi ve çıktığı ağaçtan susturucu takılı silah ile hepsine sıktı. Yere serilen bedenler ile bir süre bekledi, ses gelmediğinde kanıt getirdiğinde olduğu yerden atlayarak indi.

Az önce bir plan yapmış ve hepsi bir kampa gizlice girmişti. Kadın'a bilerek en zor kampı vermişlerdi. Aklın sıra dalga geçeceklerdi. Ama onun zekası ile dalga geçebilecek bir insanoğlu daha dünya'ya gelmemişti.

Biraz ilerleyerek bir ağacın arkasına geçti ve sağ tarafa bakmaya başladı, hangi taraftan gidecekti şimdi?

Kafasına dayanan soğuk metal ile gözlerini kıstı. Üstünde ağaç vardı, kuş sıçamayacağına göre, köpek işemişti.

Sırtını ağaca yasladığında soğuk metal anlına denk geliyordu. Az önce gerekli belgeleri alarak kaçtığı kampa şimdi tekrar gidiyordu. Ama bir farkla, bu sefer bir şey almayacaktı. Misafir olacaktı.

Derin bir nefes aldı ve onu taşıyan adamlar'a baktı. Kaçmasından korkutkları için ellerini ve ayaklarını bağlayarak taşıyorlardı. Postalını onların üstüne sürterek çıldırtmış ve canı sıkılmaya başlamıştı.

Kolunu tutan adamı dürtü, "Ya benim canım sıkılıyor da, acaba bir uzun hava mı söylesek?" hepsi boş boş suratına baktığında iki tane yapıştırmak istedi.

"Ya hani şu uzun hava var ya? İlk Gaziantep'de çıkmış, ağlamaklı ağlamaklı? Lan hiç mi biriniz aşk acısı çekmiyorsunuz?" en son sorduğu soru ile ayağını tutan bir adam derin bir iç çekti.

"Vala ben çekiyorum. Daha o gün civar köyde bir kızı sevmişem. Ama kız evlenmiş. Hayatımda ilk defa öyle güzel, narin, saf bir kız gördüm." hülyalı bir şekilde anlatması ile hepsi durmuş onu dinliyordu.

Dedikoduya dünden razılarmış.

Kız ağır bir şekilde kafasını sallamıştı, yolla devam eden adamlar ile gökyüzüne bakarak onları dinledi, "La takma kafana Mahmut, olacağı varmış olmuş. Hem sana kız yokdır?" sol kolunu tutan adam konuştuğunda gülmek istesede tutumuştu kendini.

"Abi doğru diyorsun takmayayım da, bana kız yokdır. Sorunda orada işte!" celalenerek cevap veren adam ile güldü.

"Kelimelerine dikat et." söyledikleri ile diğer ayağını tutan adam güldü.

"Kelimelerime dikkat etmiyorum." diye karşılık verdiğinde bakışlarını ona çevirdi. Gözlerini kıstı ve gülerek ona baktı, "Kelimelerine dikkat et."

"Etmiyorum."

"Dikkat et."

"Etmiyorum."

"Etmicek misin?"

"Etmicem."

"Bende kelimelerime dikkat ettmiyorum o zaman." ayağımı bıraktı ve gözlerini kısarak ellerini belline koydu.

"Sen zaten etmedin ki." mahalle kadınları gibi söyledikleri ile etrafdakiler gülmeye başlamıştı.

Genç kadın olduğu yerden kafasını yılan gibi kaldırdı ve sağ işaret parmağını sallayarak bağırdı, "Kız, senin kızın, kızın, kızın."

"Kızın, kızın." omuzlarını salayarak taklidini yapan adam ile kendini tutamayarak gülmeye başladı.

Yürümeye devam ettiklerinde kadın hepsine çok ısınmıştı.

"Keşke teslim olsanız? Çok iyisiniz hepiniz yazık ediyorsunuz hayatınıza." söyledikleri ile hepsi derin bir iç çekmişti.

"Abla biz buraya isteyerek mi geldik sanıyon? Zorla getirdiler p*ç kuruları." böyle şeyler ile çok kez karşılaşmıştı. Ama şuan daha garip gelmişti.

"Dur, dur! İndir beni bir." dikatle yere indirdiklerinde kız hemen hepsina bir göz attı, "Nasıl yani? Siz şunu baştan bir anlatır mısınız?"

Hepsi yanına yaklaşıp toplanarak yere oturdu ve yüzlerinde ki puşi'yi çıkardılar. Kadın gördüğü suratlar ile kaşları havaya kalkmıştı.

Sinirle güldü, "Oğlum sizin şuan okulda olmanız gerekiyor. Yanlış durakta mı indiniz?" bir genç kafasını yere indirdi ve ardından kalkdırarak kadına baktı.

"Abla hepimizi ailemiz ile tehdit ettiler. Hatta bir kaç kişinin ailesini yaraladılar." duydukları ile beynine kan gitmezken öylece durdu.

Tamam. Böyle olaylar çoğu kez yaşamış olabilirdi ama bu çocuklar on yedi ya da on dokuz yaşındalardı. Okulda olmaları gerekirken, sırf aileleri için zorla gelmişlerdi. Daha çok küçüklerdi, onun karşılaştığı kişiler en az otuz iki yaşında oluyordu.

"Kurtulmak ister misiniz? Ailenizin yanına dönmek istermisiniz?" sorduğu soru ile hepsi kafasını yerden kaldırarak umut ile ona bakmış ve kafa sallamışlardı.

"Abla istemez olurmuyuz! Uzaktan görmeye bile razıyım. Yeter ki göreyim." aklına gelen sevdiği ile yutkundu. O da sadece resimlerini görüyordu.

"Bakın, şimdi biz buradan o kamp alanına gideceğiz. Siz sadece hiç bir şey olmamış gibi davranın yeter. Ben alamadığım diğer dosyaları da alacağım ve kamp'ın etrafını patlatıcıyla döşeyerek oradan kaçacağız. Orada sizin gibi zorla tutulanlar varsa onlarada söyleyin. Tamam mı? " hevesle kafa sallayıp onayladıklarında devam etti.

Kamp alanına geldiklerinde her şey yolunda gidiyordu. Öğlen sularında hava soğuk olduğu için çok kimse yoktu. Kapıda ona yardım edecek olan gençlerden biri içeri girerek ellini ve ayağını çözdü ve elline bir çakı verdi.

Kadın gülümseyerek, göz kırptı ve hızlı bir şekilde lazım olacak diğer belgeleri de alarak kamp'ın etrafına bomba yerleştirdi. Kendi bombaları ile patlayacaklardı, yani... Kendi kuyularına düşeceklerdi.

Güldü... Psikolojik sorunları vardı. Kabul ediyordu ama şimdi tamamen deli olmuştu.

Her şey hazır olduğunda bütün gençler ile birlikte kamp'dan kaçtılar. Hatrı sayılır bir uzaklığa geldiklerinde kamp patlamıştı. Hepsi hayranlıkla genç kadına bakıyordu. O ise ellerini üstünde ki yeleğe koymuş umursamazca yürüyordu.

Ve bu onların daha çok hayran olmasını sağlıyordu.

Dört saatin sonunda geldikleri askeri üs'e baktı ve durdu. Etrafına toplanan gençler ile derin bit nefes aldı, "Bundan sonrasını siz gideceksiniz gençler. Hepinizi şu kısa zamanda çok sevdim ve inanın burada işim biter bitmez hepiniz bulacağım." hepsi minnet dolu bakışlar ile kadına baktı ve sarıldılar.

Ayrıldıklarında kadın kaldığı yerden devam etti, "Gittiğinizde sakın ha sakın benden bahsetmeyin, o meraklı'lar nasıl biri olduğumu sorarlarsa da 'Ruh gibi uçuyordu.' diyin." güldüklerinde kadın da gülümsedi.

"'Simurg yoladı bizi.' diyin ve başınıza gelen olayları anlatın. Zaten Simurg dediğiniz an onlar anlar. Ha birde! Mustafa, bir tane kadın komando yanına gelirse gizlice 'Kara'nın selamı var' de o çok iyi anlar." karşısında ki genç kafa salladığında hepsi ile vedalaşarak net görebileceği bir yere çıktı ve ellinde ki dürbün ile izlemeye başladı.

Gençler içeriye alındıklarında kapıdan çıkan kadın bir komando ile gülümsedi. Kadın onlara yaklaşarak biraz konuştu. Muatafa denilen çocuk kadının kulağına bir şeyler söylediğinde kafa salladı ve içeri yönlendirdi. Kadın gözlerini kısrak etrafına baktığında onun olduğu yerde durdu ve gülümseyerek kafa saladı.

Olduğu yerden çıkarak tekrar dağlara ilerledi genç kadın. Yüzünde ki gülümsemesini eksiltmeden cebinden sevdiğinin resmini çıkardı.

"Üç yıl sevgilim..."


♠️

Ay noluyo noluyo.

Bakın günün ikinci bölümü, benden beklenilmeyecek hareketler.

Bomba bıraktım, hadi anlayana.

Oy ve yorumları unutmayın aşkolar. Hepinizi seviyore kendinize iyi bakıyore.

Bayyyy.

KOD ADI: SİMURGWhere stories live. Discover now