47.Bölüm

15.9K 1.1K 302
                                    

Üniformalarımı dolaba koydum ve hemen çıkardığım Siyah tişört ile siyah eşofman tarzı pantolonu giyindim.

Yatağa oturdum, çoraplarımı giyinerek postalarımıda ayağıma geçirdim.

Yerimden kalktım ve masının üstünde duran askeri cüzdanım, silahım ve künyeme doğru ilerledim.

Masanın önüne gelince cüzdanı ellime aldım, hemen içinden kredi kartlarımı çıkartarak telefonumun kılıfına koydum.

Boynuma künyemi taktım. Hazırdım.

Herşey tam olunca odadan çıktım ve kapıyı kilitleyerek Albay'ın odasına ilerledim.

Kapının önüne gelince hemen beklemeden kapıyı tıklatım, gelen komut ile açtım. İçeriye girdim ve tekmil vermeye başladım.

"Yüzbaşı Karaca Yavuz / Trabzon emret komutanım." dedim Albay'a bakarak.

Albay da bana baktı ve sert sesinden taviz vermeden konuştu, "Eşyalarını masa'ya bırak ve çık." bu kadar kolay mı?

Bir şey dememek için dişlerimi sıktım. Cüzdanımı ve silahımı masanın üzerine Albay'ın gözlerinin içine bakarak bıraktım.

Göğsüm hızlı kalkıp iniyordu.

Bir adım geriye doğru attım ve Albay'a bakmaya devam ettim.

İkimizin de yüzünde bir mimik bile oynamıyordu ama benim içimde fırtınalar kopuyordu.

"Çıkabilirsin." dedi elli ile kapıyı göstererek.

Yerinden hafif doğruldu ve masaya dirseklerini yasladı ellerini birleştirdi ve bana bakmaya devam etti.

Biraz daha kalırsam ağkayacaktım resmen. Kafa selamı verdim ve hemen kapıyı açarak odadan çıktım.

Resmen emeklerimi çöpmüş gibi attı.

Kimseye bakmadan tugay kapısına ilerledim. Yanımdan geçen askerler bana selam verip, garip garip bakıyorlar ve bir şey diyemeden yürümeye devam ediyorlardı.

Sen gel, en önemli kişiyi uğraştırmadan bilgiler ile ellerine ver. Onlar da gelsin sana uzaklaştırma versin.

Karakterleri adalet gibi maşallah.

Bahçeye çıktığım zaman direk motoruma ilerledim, hemen üstünde duran kaskı kafama geçirdim. Binerek anahtarları taktım ve çalıştırdım.

Son kez tugaya baktığım zaman Albay'ın ellerini arkasında bağlamış bana baktığını gördüm.

Daha hızlı bir şekilde nefes almaya başladım motoru yerinden çıkardım ve kapıya doğru çevirdim.

Albay'a bir bakış attım ve gaza sonuna kadar yüklenerek büyük bir ses ile tugaydan çıktım. İki dakika sonra cebimde titreyen telefon ile dudağımın sağ köşesi kıvrıldı.

Saat en son 17.21 di.

Yorgundum ama eve gitmek de istemiyordum. Tek kalmak istiyordum.

Konaklara yaklaştığım zaman gözüm hemen Karahanlı konağını bulmuştu.

Hızımı bir tık daha artırdım ve oraya bakmaya devam ettim.

İçeri doğru adım atan Azat ile içimi bir huzur kaplamıştı.

Sevmek bu olsa gerek.

Uzaktan bir bakış ile huzura kavuşmak.

Gaza biraz daha bastım, tam o sıra içeri giren Azat ellini hemen kapıya koydu ve kendini geri itirerek yola baktı.

KOD ADI: SİMURGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin