N.O 28

3.5K 214 51
                                    

Masaya doğru yürürken Dae'nin bana doğru geldiğini gördüm. Beni olduğum yerin aksine döndürüp sahneye çektiğinde masayı göremeyeceğimiz bir yerde duruyorduk. Öylece karşısında dikildiğimde umarsızca kafasını yana doğru eğip bana bakmaya başladı.

"Ne yapmamı bekliyorsun Dae?"

Yüzüne sıcak bir tebessüm yerleştirdiğinde:

"Seni seviyorum Eun Hee, o gün sinemada bunu sana söyleyecektim..."

Birilerinin duyma ihtimali varmış gibi etrafıma bakarken beni sahneden indirip oturduğumuz yerin ters istikametinde bir masaya götürdü. İyice uzaklaşmanın verdiği tedirginlik üzerime yapışmıştı. Yanlış anlaşılmak istemezdim.

Dae beni koltuğa oturttuğunda karşıma geçmişti. O kızlara karşı duyarlı ve nazikti. Hiçbir zaman bana küçümseyici bakmamış sürekli beni güldürmeyi başarmıştı. Hayatımdaki önemli iki erkekten biriydi. Biri genç kızken kaybettiğim Ji oppamdı. Diğeri ise şu an karşımdaydı. Elleri masada ritim tutarken kendinden emin bir şekilde:

"Çok geç kalmadım değil mi?" dedi.

Rüyadan uyanmış gibi ona baktığımda sözlerini tekrarladı.

"Seni seviyorum Eun Hee, bunu kabul edene kadar utanmadan tekrarlarım."

Gülümsemeye devam ederken ne kadar içten gülümsediğini ilk kez fark ettim. Bir insanı kırmak ya da kırmamak elimizde olan bir şeydi.

"Dae sen benim için özel birisin. Ama bana duyduğun sevgiyi..."

Elini susmam için kaldırdığında laflarım yarıda kalmıştı.

"Senin için özelsem bana ama ile başlayan cümleler kurma. Daha fazla görüşmeliyiz."

Başımı öne eğdiğimde:

"Görüşmek için zamanım olduğunu sanmıyorum Dae."

Bu bir bahane değildi. Anlayacağına emindim ama pes edecek gibi durmuyordu.

"Kafeden ayrıldım biliyor musun? Daha çok vaktim var. Üniversiteye bile başladım."

Konunun dağılması güzeldi

"Voah gerçekten çok sevindim senin adına Dae. Hangi bölüm?"

Gururlandığı her halinden belliydi.

"Uluslararası ilişkiler. Biliyorsun yabancı ülkelere gitmek istemişimdir hep. Hem okuldan çıktıkça az da olsa seninle görüşebilirim. Bu kadar zamanın vardır değil mi?"

Cevap vermek yerine bize doğru gelen Mi Hi'ye baktım. Yanımıza geldiğinde:

"Artık gidiyoruz Eun Hee" dedi.

Dae ile birlikte kalktığımızda imalı bir bakışla beni süzen Mi Hi'yi görmezden geldim. oturduğumuz yere geldiğimizde Mi Hi, Dae'yi yanımdan uzaklaştırıp kapıya yönelmişti. Herkes çıktıktan sonra Ji Yong ile arkalarından takip etmeye başladık. Adımlarımız diğerlerine nazaran daha yavaştı. Aramızda ki gerilim elle tutulur cinstendi.

"Ne konuştun onunla!"

"Hem bana ne... tamam tamam anlatma Eun Hee!"

"Giderken hiç itiraz etmedin!"

"Gerçi seni kısıtlayamam değil mi?"

Sorular art arda sıralanırken haline gülmüştüm. Gülmeme daha da bozularak:

"Beklerken bunları yapmanı kastetmedim!"

No Option! ( Seçenek Yok!)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin