Benim Yolum

25 5 2
                                    

Burda günler geçmek bilmediği gibi annemle Ahmet abinin arasına kalınca örülmüş duvar da bir türlü yıkılacak gibi görünmüyordu.

Bu durumda ne yapacağımı bilememekle beraber yaşantımız arttıkça Ahmet abime ısınır gibi oluyordum . Eve erken geldiğinde bizimle oyun oynuyor ve nerdeyse hemen hemen her gün bize bişeyler getiriyordu. Beni ona ısındıran bunlar değil de elbette belkide kan bağı dedikleri şeyde ortaktı buna ama en iyi bildiğim penceremin acıyan tarafından baktığım yönde duruyor olmasıydı.

Tüm bu yaşananların ardından bazen yüzlerimizde bir hüzün beliriyor, babamın yokluğunu iliklerimize kadar hissediyorduk. Saye ile Deniz onun bir gün çıkıp geleceği hayaliyle kimi zaman ağlayıp sızlanıyor kimi zamanda o çok sevdiği oyunlarının arasında kaybolup gidiyorlardı.

Bense babamı çok özlemiştim, her defasında onu evin bir köşesine oturtma,yokluğunu bir yerlerden çekip çıkarma çabasına giriyordum.

Keşke babamda bizimle olsaydı dediğim kaç an ;
saatlerden,günlerden, aylardan kayboldu gitti kim bilir. Gözümden akan yaşın sıklığı azalmış olsada asıl gözyaşım yüreğimden akıyordu.

Annemi ise daha iyi anlamam ,evlenip bir yuva sahibi olmamla gerçekleşecekti sanırım; yine de bu zor süreçte elimden geldiğince onu anlamaya gayret gösteriyordum. İşi zordu , yükü ağırdı.

Dedemler bize olması gerektiği gibi davransa da kendimi asla buraya ait hissedemedim.
Geçen günlerin üzerime bıraktığı koca ağırlık beni oyunlarımdan gülümsemelerimden alıkoymuştu.

Büyümek buysa eğer evet büyümüştüm.

Hep büyümeyi ister kahvaltılarımın çoğunda sunulan yumurtayı büyümek için zar zor yerdim . Eğer yemezsem büyüyemeyeceğimi söylerdi annem. Bu korkuyla asla yememe cesaretini gösteremezdim . Ve şimdi ilk defa o yumurtaları yediğim için pişmanım. Meğer pişmanlıkmış büyümek.
Pişman olduğun an ;büyüdüğün anmış meğer.
Keşke o masum çocuk aklımla kalıp ,olaylardan daha az etkilenen biri olarak günlerimi sürdürebilseydim.

Fakat yaşamın insanla uğraşı böyle idi. Toprağa fırlatılan mısır tanesinin toprakla uğraşı gibi sıradan değildi. Yol bitse bile mücadelesi devam ederdi insanın ve her insan ayrı bir hikaye yazardı levhasına. Mısır tanesi öyle mi peki? Her tanesi aynı oyunun içinde dönüp duruyor, vazifeler kodlanmış Rahmet tarafından. Ve enfes tadını asla üzerinden çıkarmadan közlenmiş haliyle bir ağızda yahut kışın bir mısır keşkeğinde ya da ekmeğinde afiyetle yok olup gidiyor. İnsan öyle mi oysa. Yok olmak kelimesi bile agır insanın yüreğine. Vazifesini tamamlamış olsa da asıl vazife tamamlamış sandığında başlıyor.
Düşündükçe bir çok kişinin yolu bitecekti yaşamımda, buna alışmalıydım ve alışacaktımda.
Hatta bir gün benim yolumda yitip gidecekti iyi hazırlanmalıydım.

...

Elimde tuttuğum o şekilsiz kara taşa baktıkça çok sevdiğim arkadaşımın acısını yaşamama bile fırsat tanımayan günler canlanıyordu düşümde.

— Aysaaa!

—Efendim anne.

—Gel yavrum ablan,telefonda .

İçeriden gelen ağlama sesiyle annem söylemeden anlamıştım arayanın kim olduğunu.
Denize her baktığımda annesini nasıl özlediğini karşımda yükselen yeşille dans eden dağlara resmedebiliyordum. Bu çocuk ne kadarda dayanıklı geliyordu çoğu kez bana. Oyunlar mı onun böyle duygularını örtmesine yardımcı oluyordu yoksa çocukluğunun etekleri öyle uzundu da altında saklanabiliyordu. Adım gibi annesiyle uyumak istediğinden, gözünü açtığında onun kokusuyla sabaha ulaşmak istediğinden emindim. Çünkü ben bile arıyordum her seste, her çalan telefonun ekranında.Ondaki duyguların bende zuhur edenleri ezip gececeğinden şüphem yoktu. Yine de susuyordu ve Sayenin gölgesine gölge olmaktan geri durmayarak bastırdığı duygularını her annesi aradığında salyalara bulanmış sesiyle ona aktarıyordu. İşte o zaman dökülüyordu yüreğine sıkıca bağladıkları. Bende o esnada annesine olan özlemin ağırlığını taşımasında ona yardım ediyordum. Çünkü beni de en az onun kadar seviyor , dinliyordu. Kendi içimde ağırlaşan sancılar yitip giden arkadaşım için yeterince düşünme şansı bile vermiyordu bana.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SANCI Where stories live. Discover now