• 55. Bölüm •

En başından başla
                                    

"Benimle."

Duyduğum sert sesle kafamı hızlıca kaldırıp Kemal'e baktım. Gözlerim sonuna kadar açılmış öylece sert ifadesiyle adama bakıyordu.

"Kemal abi sorun oluyor sonra, biliyorsun...."

"Ümit." Diyerek sözünü kesti. "Bana bir açıklama yap demedim ki ama sana, benimle dedim."

"Abi yanlış anlama sadece Hüseyin abiyi biliyorsun, geçen mekana 17 yaşında bir çocuğu aldık diye yüklü ceza kesildi o yüzden daha dikkatli davranmamızı istedi." Adamın ses tonu artık bizle konuşurken ki kadar rahat değildi, aynı yüzü gibi.

"Off Ümit hala aynı kasıntılık sendeki de yani." Mahmut abinin alaycı ve yüksek sesi aramızda yankılandı. "Hüseyin abini de yerler senin."

"Kusura bakma abi." Adam başını eğerek önümüzden çekildi. "Buyrun, iyi eğlenceler."

Kemal kolunun altında olan benimle birlikte içeriye doğru adımlarken, diğerleri arkamızdan geliyordu. Sesli ortama giriş yapılan kapının önüne geldiğimizde Kemal durdurdu beni, diğerleri önümüzden geçip kapıdan girmeye başladılar. En son Mahmut abi kapıdan girmeden önce dönüp bize baktı Kemal geçin der gibi başını sallayınca önünü dönüp içeriye girdi.

Kemal geldiğinden beri ilk defa başını eğerek bana baktı. Yüzündeki o sert ifade anında yumuşadı ama gülümsemedi.

"Ulan..." Dişleri arasından konuşup kafasını anlık bir tarafa doğru eğip kaldırdı ve bakışlarını yüzümden çekti. "Bir de şöyle şaşkın şaşkın bakıp insana ne diyeceğini unutturuyorsun."

Durduğumuz yer geniş ve karanlık bir yerdi. Giriş olduğu için tek tükte olsa insanlar girip çıkıyordu.

Kolunu omzumdan çekip karşıma geçti. "Bir de gelmişsiniz şehrin en büyük kulübüne." Kızmıyordu ama sesindeki sitem bariz ortadaydı.

Bir şey diyemiyordum çünkü aşırı seksi gözükmesi beni azdırmıştı. Altına giydiği siyah renkli kotla, kalın olan bacakları daha güzel gözükmüştü. Üstüne ise ince boğazlı bir şey giyinmiş ve aynı renkteki deri ceketiyle kafayı yiyeceğim kadar baştan çıkarıcı duruyordu.

Yani şimdi yalamayım da ne yapayım.

"Kemal?"

Tekrar bana bakıp kaşlarını çattı. Hala onu o şekilde bırakıp gitmiş olmama sinirliydi galiba. Ne oldu dercesine tek kaşını kaldırdı.

"Eğilsene bir."

Fazla sorgulamadan hafifçe eğildi.

"Biraz daha."

Boyu, boyuma hizalanınca kulağına yaklaştım ve dudaklarımın kulağına değmesini sağladım. Elimi kaldırdım ve sanki bu sesli ortamda söyleyeceğim şeyin duyulma imkanı varmış gibi yanağıma kapattım.

"Çok seksi gözüküyorsun." Kafasını hafifçe uzaklaştırıp gözlerime baktı, tekrar kulağına yaklaştım. "Bir de az önce kapıdaki tavırların çok azdırdı beni, dedim keşke ofiste yarım kalan şeyi tamamlayıp beni sik..." Hızlıca uzaklaşıp susmamı sağladı.

"Ulan velet, ulan velet." Keyifle ona baktım ve kıkırdadım. "Yürü hadi."

İçeri girdiğimizde bizimkilerin olduğu masayı hızlıca bulup yanlarına geçtik. Yarım ay şeklindeki siyah koltuğa ilk önce ben oturdum, Kemal'de hemen yanıma.

"Aşkın ne yapıyorsun abicim uzun zaman oldu görüşmeyeli?"

Çaprazımda duran Mahmut abiye döndüm. "Ne yapayım abi işte okula gidiyoruz, arada da bununla uğraşıyorum." Bununla derken Kemal'i işaret etmiştim.

Cesur Velet (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin