Bunu görüyor musun?

Start from the beginning
                                    

Yeniden garip bir his bedenimi ele geçirmiş, burnuma daha önce hiç koklamadığım bir koku dolmuştu. Gözlerimi istemsizce açtığım da karşımda onu görmeyi beklemiyordum.

"Jungkook?"

Gözleri şaşkınlıkla açılmış öylece beni izliyordu. Belkide kendi ile şuan nasıl gözüktüğünün farkında değildi. Tıpkı benim de olmadığım gibi..

"Taehyung?"

..

Derin bir sessizlik, bana yıllar gibi gelen ama belkide on saniye bile sürmeyen bir bakışma. Sessizliği bozan afallamış halinden kurutulan Jungkook oldu.

"Ben.. öyle seni görünce ne yaptığına bakmak istedim."

Elini ensesine atıp rahat bir görünüm vermek istedi ama nasıl olduğunu bilmesem de şuan hiçte rahat olmadığını hissedebiliyordum.

"Ah, bende kendimi kaptırmışım.. hiç fark etmedim bile."

Yüzüne bir anlığına bir tebessüm hakim oldu, belkide sadece bana öyle geldi bilmiyorum ama bir saniyeden bile kısa süren bu görüntü sıcacık hissetmeme sebep oldu. Tebessüm ettim.

"Sen burada ne arıyorsun ki?"

Bakışlarını yerden çekip gözlerime sabitledi. Aramızdaki boy farkı gözle fark edilebilecek biçimdeydi.

"Burada oturuyorum, yani henüz yeni taşındım ve gezinmek için sahile gelmek istedim"

Kafamı olumlu anlamda salladım. Demek komşu gibi bir şey olacaktık. Hoş, işime gelirdi. Gayet çekici bir adamdı. Yada belkide gelmezdi.

"Woa, hoş geldin ozaman. Ben çocukluğumdan beri bu caddede oturuyorum."

Kafasını olumlu anlamda salladı "Hoş buldum Taehyung" ismimi bir fısıltı gibi söylemiş içimin titremesine sebep olmuştu. Neden bu adam beni anlam veremediğim bir biçimde etkisi altına alabiliyordu. Tanrım bu korkutucuydu.

"Ödevini teslim etmediğini gördüm. Eğer bugün teslim etmezsen dersten kalacağının farkındasın değil mi?"

Gözlerim fal taşı gibi açıldı ve ağzımdan istemsizce iki harf çıkı verdi "Ne?!"

Nasıl gözüküyordum bilmiyordum ama Jungkook güldüğüne göre büyük ihtimal komik gözüküyordum.

"Cidden bunu bilmediğini söylemeyeceksin değil mi? Sadece vermeyen tek kişi var ve buda sensin Taehyung. Neden ödevini teslim etmedin?"

Bakışlarımı kaçırıp ellerimle oynamaya başladım. Lanet olsun ki bana öyle aptal bir konu denk gelmişti ki sebepsizce sürekli ertelemiş ve en sonunda yapmamaya karar vermiştim. Bu tabiki geçerli bir bahane değildi ve Jungkook'a bunu söyleyemedim.

"Ben cidden bilmiyordum, yani.. Süreyi uzatamaz mıyız ki?"

Masum bakışlarımı Jungkook'a yollayıp içimden kabul etmesi için bin kere tanrıya yalvardım.

"Süreyi uzatamam Taehyung fakat bugün bitirip getirirsen kabul edebilirim."

Yüzüm hayal kırıklığıyla düştü. O ödevi tek başıma asla bir günde bitiremezdim. Evet üreme ister istemez çok yabancı olduğum bir konu değildi ama bu bir araştırma ödeviydi ve lanet olsun ki ortaokulda değildik, tabiki bir günde bitirmem mümkün değildi.

"Bir gün mü, bunu asla tek başıma yapamam."

Bir elini çenesine getirip düşünür gibi yaptı.

"Sana yardım edebilirim fakat bu duyulursa büyük sıkıntı çıkacağından eminim."

Gözlerim söylediği şeyle ışıldadı, bundan emindim.

"Gerçekten mi? Sorun değil kimse öğrenmez. Kimsenin göremeyeceği bir yerde olur."

Nedense düşünmeden söylediğim cümle aklımın başka yerlere kaymasına sebep olmuştu fakat hemen bu düşünceleri geldiği yere yolladım. Şuan sırası değildi.

"Hmm.. pekala sana yardım edeceğim fakat karşılığında ne kazanacağım. İlk ders bozduğun sinirlerimi hatırlatırım."

Tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım, karşılıklı mı iyilik yapıyordu sahiden.

"Ne istiyorsan, sorun değil."

Gözlerinden bir an bir sinsilik, yaramazlık geçtiğine yemin edebilirdim fakat bunu size kanıtlayamazdım.

"Pekala öyleyse bizim evde çalışabiliriz"

Yutkundum. Jungkkook ile birlikte sadece ikimiz birlikte bu konu hakkında çalışmak.. düşüncesi bile gerilmeme sebep oluyordu.

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Öyleyse gidelim, uzun sürecek Kim Taehyung."

"Gidelim Jeon Jungkook."


Düşman Okullar | Taekook Where stories live. Discover now