BÖLÜM -5

7K 382 151
                                    


♥♦♥♦♥♦♥♦♥

Kapalı gözlerimle karanlık kadar derin olan sessizliği dinledim.Gözlerimin önünde hevesli ve kaygısız beş yaşımdaki halimi canlandırdım.Uzun,kıvırcık,sarı saçlarıma eşlik eden parıldayan gözler ve neredeyse tüm yüzümü kaplayan kocaman bir gülümseme.

Derinden bir ses geliyor.Belki de benim kahkahamdır,belki annemin.Bilemiyorum.Fakat net adım sesleri duyuyorum.Koşuyorum ayağımdaki şimdiye oranla hayli küçük kırmızı ayakkabılarımla anneme doğru.

Beni arasına almak için açtığı kollarından bir an olsun bile ayırmıyorum gözlerimi.Ona sıkıca sarılırken kıvırcık saçlarımın arasına öpücükler bırakıyor.Uğultu kulak delici olsa da beni sevdiğini fısıldadığını duyuyorum.En azından hissediyorum.

Boyu bana kıyasla hayli uzun olan annemin uzun parmaklarına asılıyor ve beni eve götürmesine müsaade ediyorum.Yerdeki taşı görmediğimden yere düşüyorum ve elbisemin altına giydiğim külotlu çorabımın dizi yırtılıyor.Canım çok yanmıyor belkide ama sıyrılmış dizimden çizikler halindeki kanı görünce önce dudaklarımı buruşturuyor,ardından ise ağlamaya başlıyorum ama annem beni kucağına çekerek sakinleştiriyor.

Annemin arkasındaki hareketlenmeye takılıyor gözüm.Aşina olduğum yüzü seçemiyorum fakat adam belinden çıkardığı silahı annemin sırtına dayadığı an göz yaşlarım daha da hareketleniyor ve bağırıyorum ama o bana sarılmaya devam ediyor ve beni duymuyormuş gibi habersiz beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Sadece saniyelik bir aradan sonra 5 yaşımdaki halimi izlediğimi fark ettim.Bedenim, kaskatı kesilmiş bir biblodan farksız bir hale gelmişti.Sadece en ufak bir kıpırtı içi beynim deliye dönüyordu ve küçücük bir kafese bırakılan bir hayvan gibi bağırıyor,demirleri yumrukluyor,mümkünmüş gibi onları yerinden sökmeye çalışıyordu.

İçimde hissettiğim kanlı fırtınayı sönük bir bedenle dışarı vuruyordum.Kelimeler boğazımı tıkıyor,midemde patlıyor ve beklentiyle çığlık atıyordu.Adam gözlerini benim 5 yaşımdaki halimden ve sırtına silah dayadığı annemden çekerek bana yönlendirdi.

Gözlerinde bir şeyler bulmaya kararlıydım.Soğukluk değildi bu.Soğuk bile hissedilmeyi talep eder,tenin tepki verir ve titrersin.

Zevk vardı gözlerindeki sisli parıltıda.Birazdan yapacağı şeyden dolayı haz alıyordu.Silahı kavradığı ellerinden akan binlerce kanın hazzını istiyordu ve birazdan bunu alacağından da haberdardı.Öyle bir zevkti ki bu onun için,o istek ona göre bir suydu.Ve şu an o susamıştı.

En sonunda titrediğimde gözlerimden bir yaş ölü yüzümden kaydı.Bunun olmasıyla gözlerindeki zevk ve yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.Silah patlarken gözlerimi yumdum ve ileri doğru savrulduğumda sıkı sıkıya olan gözlerimi müthiş bir hızla ve kocaman olmuş bir şekilde açtım.

Arabadaydık ve durmuştuk.Nefes alış verişlerim düzensizdi ve nerede olduğumu anlamak için beynim gösterdiği müthiş çabadan dolayı zonkluyordu.Yüzümde gezinen bakışları fark edince onlara döndüm."Sürekli uyuyacaksan niye geldin?"

Ne zaman uykuya daldığımdan bile bir haberdim.Sadece gözlerimi kapatmış ve eskileri hayalimde canlandırıyordum.Tekrardan yaşanması olanaksız olan eskileri.

Bedenim kadar taş kesilmiş rüya,puslu bir şekilde hafızamın penceresinden içeri süzüldüğünde titredim ve bu tepkiyi verebildiğime bile minnet duydum."Ağzını kullanabiliyor musun? Seni buraya getirmeden önce çenen durmuyordu."dedi arabayı çektiği,boş yol kenarından çıkartırken.

"İyi ya bundan pek de mutlu değildin zaten." O an terlemiş ellerimi kot pantolonuma silmeye kalkıştım ama avuçlarıma sokak lambasından yansıyan ışıkla kırmızı sıvıyı gördüm.Tırnaklarımın o kadar uzun olamamasına rağmen derime yaptığı hasara baktım.Göz ucuyla peçete ararken avuçlarımı yumruk yapmıştım.

PARANOYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin