BÖLÜM-29

3K 163 65
                                    

♥♦♥♦♥♦♥

Bölum şarkısı: Black Veil Brides -> Lost İt All

♥♦♥♦♥♦♥

Kalbinin ritmini hissettiğin ilk andan şu yana kadar beslediğin güven duygusunu bir anda yırtıp atabilir misin, yalan alevler içine?

Hainliğin kokusu tüm odayı sararken, doğru alınacak tek bir nefes için cam açmamak, aksine hatayı ciğerlerine kazımak kadar inatçı bir ruhun esiri şimdi beni karşısına almıştı. Uzuvlarına kapkara dumanlar her saniye biraz daha fazla işlerken, omuzuma yapışmış eli direnmeye hayli kararlıydı.
Diretmelerim ince bir çöp misali kırılırken, tüm ikna yeteneğim havaya karışmıştı.

Asıl sorum şu; hayatı boyunca iki gram güven avuçlamamış bir adam, nasıl olur da onu kendinden bir parça olarak görebildiğine inanırdı? Daha da önemlisi nasıl bu denli kolay savunurdu?

Eve geleli henüz yarım saat olmuştu ama bir hınçla soluğu Can'ın yanında alan Anıl henüz yanımıza uğrayabilmiş değildi. Onun içeride olduğu süre boyunca aniden yaşanan tartışmamızı düşünüp durdum.

Yumruklarıyla açmaya çalıştığı kapının bir yüzü daima Yağız'a dönükken o kapının tek anahtarı olmak zorluyordu.

En sonunda dayanamayıp kalktım yerimden gözler bana çevrilirken. Konuşmalar benim ayaklanmam ile son bulurken, onlara fazla takılmayarak hızlı adımlarla çıktığım odanın ardından Can'ın bulunduğu yere yöneldim.

Kapıda Ertuğrul, Engin ya da diğer ismini bilmediğim herhangi birini görmeyince hızımı düşürdüm. Kapının ardından gelen bağrışmaları duyduğumda neden orada olmadıklarını anladım.

Kendimden yarı emin bir halde biraz daha yaklaştım ve ne konuştuklarını dinlemeye başladım. "Bir teklifim var." Dediğini duydum bitkin bir sesin. Anıl'ın onu ne kadar hırpaladığına dair yüksek düşüncelerimi indirgeyerek konuşmanın devamı için bekledim.

"Size yardım edebilirim." Kaşlarım çatılırken araya kahkahasıyla Anıl girdi. "Sen yardım edeceksin? Hem de bize? Hangi iğrenç planların içindesin yine?"

"Anlamıyorsun. Beni dinlemeden buraya gelip bağırıp çağırdın ama boşa. Söyleyeceklerim senin yararına." Can karşı savunmasını yaparken, kapıyla bütünleşmiştim.

"Geveleme!" Ayak sesleriyle kendimi biraz geri aldım ancak konuşma henüz bitmemişti. "Size fazla sert çıkıştığımın farkındayım ama dedemi kaybedince ne yapacağımı bilemedim. Fakat daha fazla kayıp yaşamadan buna son vermek istiyorum. Onu yakalamanıza yardım edeceğim."

Samimiyete kilometrelerce uzak kelimeler, kısa yoldan kulağıma ulaşırken Anıl'ın cevabı için bekledim. "Sana sahiden güveneceğimi mi zannediyorsun?"

"Güvenmeyeceğinin farkındayım ama yoruldum tamam mı? Ben ailemi kaybettim ve dedemin de ölümünü görünce ne yapacağımı şaşırdım. Eğer şu dünyada kendimden bile fazla önemsediğim biri kaldıysa, o da eski kız arkadaşım." Elif'in dediklerini hatırlayarak ucuz yalanına karşın yüzümü buruşturdum.

"Bu işlere bulaştığımda ona zarar geleceğinin farkındaydım. İlk başta bir şey olmaz sandım ama incinmesini kaldıramazdım. O yüzden ondan yavaş yavaş uzaklaşarak ayrıldım." Kelimelerini toparladığını düşünerek sessizliği dinledim yarım saniye kadar.

"Bu işin ucunun bir şekilde Elif'e tekrar dokunacağının farkındayım. Bu yüzden size yardım etmek istiyorum. Her defasında kaybedeceksem buna daha fazla katlanamam. Kazanırım sanmıştım ama yanılmışım. Bu işin sonunda istersen beni öldür, umurumda değil. Elif'in iyi olduğunu bilmek bana yeter."

PARANOYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin