4. BÖLÜM "GEÇMİŞ"

257 50 62
                                    

Merhaba!

Dördüncü bölüme hoş geldiniz. Nasılsınız, iyi misiniz?

Kitabın gidişatı nasıl sizce? Değiştirmemiz gerektiğini düşündüğünüz bir şey var mı?

Bu arada, bölüme geçmeden önce bir şey demek istiyoruz. Berçin'e karşı olan bazı kişilerin ön yargılı tavırları bizi gerçekten üzdü. Asrın ile Aleda'nın daha tam olarak var olmayan arasını bozacağından şüphelendiler sebepsiz yere ve ne zaman Berçin hakkında bir soru sorsak soğuk davrandılar. Biz, karakterlerine çok bağlı olan iki yazarız. Onları kimi zaman evladımız, kimi zaman kendimiz, kimi zaman en yakın arkadaşımız, kimi zaman kardeşimiz, kimi zaman ablamız, kimi zaman ise abimiz gibi görürüz. Üzülmemizin nedeni de bu. Umarım bu bölümden sonra Berçin'i daha iyi anlarsınız. Bu arada, bu bölüm Berçin sekiz yaşında olacak.

İyi okumalar dileriz. Oy ve yorumlarımızı eksik etmeyelim lütfen. :)

4. BÖLÜM "GEÇMİŞ"

"İnsanın iki geçmişi vardır. Birisi kendini bulduğu, birisi de kendinden kaçtığıdır."

🌘

27 Nisan 2012
Berçin'den

Aleda ile tanışmamızın ardından onunla evine yürüdüm. Evine girdiğinde ben de kendi evime yol aldım, akşam olmaya başlayacağı için hızlı hızlı yürüdüm.

Adımlarım boş sokakta yankılandı, saçlarım rüzgârda savruldu.

Görüş açıma apartmanım girdiğinde gülümseyip hızlı olan adımlarımı daha da hızlandırıp içeri girdim. İki kat yukarı çıkıp zili çaldım, annem kapıyı hışımla açıp bana ters ters baktığında yüzümdeki gülümseme söndü.

"Tamam çok hareketli bir çocuksun, kaçınca hemen geri geliyorsun ve uzağa gitmiyorsun ama bu yetti artık! Sürekli kaçıyorsun. Bu sefer gelmen de çok uzadı. Geç içeri!"

Ayakkabılarımı çıkarıp minik adımlarla içeri geçtim. Salona yürüdüğümde babam koltukta oturmuş sinirle bana bakıyordu.

"Babacığım?"

"Yine neden kaçtın?"

"Oyun oynamama izin vermediniz.."

"Ne oyunu ulan! Ders çalışacaksın. Duydun mu?"

Yerimde, bağırmasıyla korkuyla sıçradıktan sonra başımı öne eğdim. Avuçlarım tişört uçlarımı kavrarken yutkundum.

"Duydun mu dedim Berçin!"

"D-Duydum."

"Defol git odana. Akıllanmaz, velet."

Dudaklarımı birbirine bastırıp ona arkamı döndüm. Odama yürüyeceğim sırada annem kolumdan tuttu ve tam yaranın olduğu yeri tutmasıyla kısık sesle inledim.

"Ders çalış odanda. Bugün cezalısın bu arada akşam yemeğinde sakın ola mutfağa gelme! Ancak sabah yiyeceksin. Yaramaz!"

Karanlık AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin