six: Boy in pajamas and beautiful smiling girl.

422 29 84
                                    

Sabah olmuştu ve ben hâlâ yatakta yatıyordum. Peter'ın gelip aynı dün sabahki gibi kulağımın dibinde bağırmasını istiyordum fakat burada değildi.

Ben onunla küs kalamazdım ki.

Tamam, Peter'a bir kez daha soracağım. Eğer anlatmaz ise anlatmak istediği zaman burada olacağımı söyleyeceğim. O benim çocukluk arkadaşım ve benim her zaman iyiliğimi ister. Bu yüzden ona güveniyorum.

Yavaşça yataktan kalktım. Banyo'ya gittim. Klasik işlerimi yapıp odamda üstümü değiştirdim. Sarı saçlarımı tarayıp salık bıraktım ve çantamı alıp odadan çıktım. (Kombini aşağıya bıraktım ama siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz.)

Merdivenlerden aşağı inerken her zaman ki gibi kahvaltı hazırlayan May ile karşılaştım. "Günaydın May. Bugün işe gitmiyor musun?"

Sesim ile May bana döndü. "Ah günaydın tatlım. Keşke... fakat gideceğim. Dün iş yerinde bir karışıklık olmuş bu yüzden erkenden gittim."

May konuşurken ben de bir sandalye çektim sandalye'ye çantamı astıktan sonra oturdum. "Anladım."

Hafifçe etrafa göz attım fakat Peter ortalıkta görünmüyordu. "May..."

"Efendim canım?"

May'e baktım. "Peter nerede?"

May hafif endişe ile konuştu. "Dışarda."

"Dışarda? Kahvaltı etmeden mi?" şaşkınca sordum.

May ekmek sepetini masaya koydu ve o da bir sandalye çekerek oturdu. "Tabii ki bir şeyler atıştırdı da çıktı. Bana ne olduğunu söylemedi."

"Anladım." diyerek May'i onayladım.

Bir şeyler atıştırdıktan sonra çantamı sandalyeden aldım. "May ben çıkıyorum okula geç kalmayayım."

"Tamam tatlım, kendine dikkat et."

Ayakkabının bağcıklarını bağlarken konuştum. "Tamam!"

Kapıyı çekip dışarı çıktım. Okula doğru yola koyuldum. Okula giderken köşede ki bankada bir kargaşa sesi duydum. Neler olduğuna bakmak için yönümü değiştirdim ve yolumu o tarafa doğru çevirdim.

Banka'nın etrafı cam ile çevrili olduğu için içerde neler olduğu görünüyordu. Dikkatli bir şekilde bankanın içine bakmaya başladım.

Siyah kar maskesi takmış adamlar bankayı soyuyordu. Rehine almış oldukları bir kadın ile bir genç çocuk vardı.

Kar maskeli adamlar beş kişiydi sanırım.
İkisi kadın ile çocuğu tutarken, biri silah ile etrafı kolaçan ediyordu. Diğer ikisi ise poşetlere paraları koyması için kadın memura bağırıyorlardı.

Bunu fark eder etmez polisi aramaya başladım ve durumu ihbar ettim. Bir ekip yollayacaklarını söylediler. Ben polisleri ararken işleri bitmiş olacak ki koşarak oradan çıktılar ben de işimin bittiğini düşünerek oradan ayrılıp okula doğru ilerledim.

Okula doğru ilerlerken ne olduğunu anlamadığım bir şekilde kafam da bir namlu boynumda bir kol hissettim.

"Bizi rahat bırak! Eğer ani bir hareket yaparsan bu kızın kafasına sıkarım!" dedi arkamda ki adam.

Adamın beni bırakması için çırpınıyordum. Ne kadar işe yaramayacağını bilsem de...

"Ben buradayken cidden o kızın kafasına sıkabileceğini mi düşünüyorsun?" alaylı sesi işittim.

Sese doğru baktığım da kırmızı-mavi renkli pijamalı bir çocukla karşılaştım.

"Şimdi kızı bırak!" tekrar konuştu kırmızı-mavi pijamalı çocuk.

acquaintance - Peter ParkerNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ