"Katil olurum."

Şakası bile komik değildi aq yerinde. Yüzümü buruşturarak geri çekildim. Astığım suratıma baktıktan sonra sabır çeker gibi derin bir nefes aldı. Hem kendi yapıyor hem bozuluyor diye düşünmediyse, benim adım da Ahsen Naz Değil Aykan'dı. Nazsız bir sen düşünemediğimiz için devamke!

Kafamı diğer tarafa çevirdim. Bozulan moralime iyi gelmek ister gibi, "Pişşt," dedi. Böyle ani şakalara genelde gülüp geçeyim desem de bazen kanım donuyordu. Günümüze tüy dikmek istemiyordum.

Yandan yandan ona baktım. "Ne o? Küstün mü?"

"Kızdım salak!" Güzelim maviş gözlerini kıstı. Ne? Sevgilime salak demeyeceksem...

Neden sevgilin ki? Anladık artık sus be kadın! Yerinde olmak için çıldıranlar var misal birinci ben!

El ele tutuştuğumuz kolunu, ellerimiz benim göğsüme denk gelirken kaldırıp omzuma attı. Boynumdan kıstırdığı kafamı kendine çekip, şakağıma sıkı bir öpücük kondururken bu Kuzeyvari keko hareketine düşmüştüm bile. Tabi hemen gülüverdim. Bizde trip, sevgilimizin bir öpücüğüne kadardı. Yersen...

"Bana küs kalabileceğini sanıyor musun gerçekten?" diye de ego dolu bir sesle sordu. Kafamı hafif kaldırıp, yakışıklı yüzüne baktım. "Küsmüşlüğüm de var yani hatırlatayım dedim?"

"Sus o konulara girme," diye beni tatlı bir sinir bozuculukla payladı. Adamın içine dert olduysak demek. Kıkırdadım.

"Benimle yarışa girme aslan, üzülürsün." dedim. Niye tatlış ve romantik olmak yerine birbirimize silah çekip, ormantik olmuştuk bir fikrim yoktu ama ben bu halimizi daha çok seviyordum. Deli deliyi dakikada bulurmuş...

Uğur da güldü dediğime. "Ya ne demezsin? Ağladım bile." Düşüncesi bile berbattı. Ben az ağlamamıştım. Kıyamisu moduna aniden girmiştim. Yüzüme yakın elinin tersine bir öpücük kondurdum. Sağda kalan, sevdiğim bir markanın mağazasına dalmak için de hemen onu çekişirdim. Lak lak yaparken büyük ihtimalle birkaç mağazayı da kaçırmıştım ve geri dönecektim. Canım sevgilim de kusura bakmazdı artık.

Halil ve Onur dışarıda kaldılar. Ben bir şeyler denerken gelip yorum yapsalardı bir de. Bu sefer Uğur harbiden çekip vururdu onları. Koruma da bir yere kadardı. Uzak koruma kıps.

Uğur'un elini bıraktım. Trend renklere, yeni model elbiselere bakmak için rafların ve askıların arasına dalarken, temas bağımlısı beyim de elini belime koymuş peşimden yürüyordu. Cropumdan dolayı açıkta kalan belime sürtünen parmaklarını gayet net hissedebiliyordum. Bayılıyordum ya bu adama!

Gerçi amk yerinde herkes bayılıyor olmalıydı ki zengin bitcheslar da hemen radarları açmış, sevgilime gözlerini dikmişlerdi. Kadın giyim mağazasında böylesine yakışıklı ve hanımcı bir bey görmek onları şaşırtmış olmalıydı. Kaldı ki bizi biliyor olduklarına da emindim. Magazine düşmüşlüğümüz de vardı.

Kırmızı ışınların çıktığı, yeşil gözlerimi onlara diktim. Birkaçı arlandı, uslandı bakışlarını çekti ama yollugiller familyasının laftan anlamayanları da vardı. Kendi hemcinsim diye demiyordum bazı karılar da harbi dünyaya gelmiş oksijen israfıydı. Kardeşim güzel güzel önüne dönsen de ben de son nefesime kadar kadın savunucusu kalsam ya? Ama yok, nerede? Adamın yanında sevgilisi ve ne bakıyon? Karısı var, yavuklusu var ne bakıyon?

Naz ne anlatıyon sen?

Bana yine gelenler gelmişti. Neyse ki Uğur Böceğim onlara göz ucuyla bile dönüp bakmamıştı. Gözü, dövüşle birlikte iyice ele gelen popişimde, pürüzsüz çıplak bacaklarımda, belimde, sırtımda, saçlarımı topuz yaptığım için açıkta kalan ensemde falandı.

MAFYA BEY -TEXTING +18Where stories live. Discover now