Bir Derdim Var Artık

Start from the beginning
                                    

"O defterde yazanları kör olsam okumasam..."diye fısıldadı Kutay burukca oğlanın öpüşü ile gözlerini yumarken.
"O...O hisler alevlenirse,ben dünyayı da Tayfun ile yakarım Bambi....Yakarım...Anlıyor musun?"

"O defterin canı cehenemme."diye yanıtladı Kutay'ın saçlarına parmaklarını dolayan Uygar acıyla.
"Ben sadece seni istiyorum şuan...Kutay bana bir şans ver..."

"Sen bana verdin mi ki?"diye yutkundu Kutay oğlanın boynunu öpen ıslak dudaklarıyla erkekliğinin baskısını hissederken.

Ona değil yedi.
Sanırım yedi ve katları kez sahip olsa da doyamıyor,dahasını istiyordu.
Öyle ki...

Otel koridorunda olduklarını bile umursamadan öğretmenleri ya da öğrencileri de iplemeden oğlanı soyup sertçe becermiyorsa tek sebebi....

Uygar'ın tenini görenin gözlerine izmarit söndürme arzusuydu.
Sigara alevleri ile dağlayabilirdi bakanı...

Dudakları birbirinde dolanırken zaman ve mekanı unutan ikiliye gerçekleri Tayfun'un koridorda yankılanan ayak sesleri eşlik etti.
Kutay gelen kişiye bakmak için arkasına döndüğünde Uygar'ı kucağından yavaşça indirip dudaklarını birbirine bastırdı.

"Böylesi daha iyi..."diye tısladı Kutay sinirle Tayfun'u süzerken Uygar'a.
"Ikimiz için de..."

"BENİ BIRAKIP GİDEMEZSİN!"diye kükredi valize bir tekme daha savuran oğlan.
"Onun odasına!"

"Yaralı Ceylan..."diye mırıldandı Tayfun'un kan dolu suratında yeni izler açmak için kaşınan eliyle ,kontrölden çıkan öfkesiyle Kutay.
"Elveda."

Kutay valizini de alıp asansöre bindiğinde Tayfun sinirli adımlarla yere yumruklarını savuran Uygar'a ilerledi.
"A-Az önceki neydi amına koyayım!"diye gürledi Tayfun sinirle.
"Ne halt yiyorsunuz millet görse....."

"TAYFUN SUS!"diye inledi Uygar ağlamaktan moraran gözleriyle.

"Bak..."dedi Tayfun şişik ve patlak kaşıyla.
"Yemin ederim kendi geldi bulaştı ! Uyardım iki kez uzak dur diye. Dövmeyeceğim ,kavga da yok dedim.
Yalanım varsa ölümü gör ki ben başlatmadım Uygar !"

"Anlamı yok..."diye inledi hıçkırırken Uygar.
"Gitti çünkü...
Terk etti beni..."

"Onun canına okuyacağım ! Biliyordum o piçin sana umut verip seni ortada bırakıp..." Tayfun sıkılı yumruğuyla merdivenlere adımlarken Uygar hıçkırıp bir yumruk savurdu duvara.

"Bu yüzden işte ! Bu yüzden ! Bi dakika...Bi dakika bile anlaşamıyorsunuz!"diye inledi Uygar acıyla.
"O senden... sen ondan..."

"Uygar, tek bir dalaşmamızda okuldan atılacağım biriyle sevgili olacaksan..."dedi Tayfun kırgınca. "Ben kimseye bulaşmıyorum. Merak etme. Gidip dayılanmadım,hesap soran o.
Ama kusura bakma sevgilimin yanında yumruk yediğimde de elim armut toplamıyor..."

"Sen de yapma !"diye kükredi Uygar.

"Onunla sevgili olacaksan seçim senin."dedi Tayfun omuz silkip. "Kardeşimin bir bildiği var der sineye çekerim.
Ama Kutay en ufak bir şekilde seni bir daha ağlatırsa o ilişkide oturup elim kolum bağlı...."

Uygar sinirle odaya adımlarken Tayfun delirmiş gibi kapı tekmeleyen ,yumruklayan oğlana bakındı.

Bu çocuk akşamları klasik müzik dinleyerek uyuyan,satranç oynayan ve dünya klasiklerini modern klasikleri lisede okuyup bitirmiş olan çocukla aynı mıydı!

"O..O çocuk aklını karıştırıyor!"diye inledi Uygar sinirle.
"H-hep...O..."

"Oğlum!"

Uygar eşyaları duvarlara fırlatıp sınır krizi eşliğinde buram buram Kutay kokan çarşafa gömülüp ağlarken Tayfun şaşkınca bakındı.
"L-lan sana noluyo!"

Son PerdeWhere stories live. Discover now