Sekiz yaşında olmamı kimse umursamıyordu, annem bile. Onunla kavga etmiştik ve kendimi parkta bulmuştum. Neymiş, ödevlerimi yapmadığım için öğretmenim annemle tartışmış. Çocuğum ben ya! oynamama izin vermezseniz sıkılır kaçarım evden dışarıda oyun oynarım. Oynamama izin verseler içimde kalmadığı için oturur ödev yapardım.

Kafamı kaldırıp elimin tersiyle gözyaşlarımın kalıntılarını sildim. Burnumu hafifçe çekip ayağa kalktım, üzerimdeki toz toprağı silkeledim.

Yarım saatlik oturuşun ardından eve gitmek üzere yürümeye başladım.

"Ailen merak etmiyor mu?" gibi bir soru oluşursa aklınızda, hayır. Ben altı yaşımdan beri sinirlendiğimde ya da üzüldüğümde evden kaçan bir tipim. Alışmışlardır artık. Ya da uzağa gidemeyeceğimi biliyorlardır..

Neyse diyerek yürümeye devam ettim. Ettim ama, bu yürümemi koşmaya döndüren bir olay oldu.

Hızla gelen araba yoldaki yavru kediyi görmüyordu.

Adımlarımı hızlandırdım.

Bir kız atladı yola, kediye uzattı ellerini.

Araba çarpmak üzereydi.

Hızlı adımlarım koşmaya dönüştü.

Var gücümle zıplayıp kediyi kucağına almış kızı ittirdim.

İkimizde kaldırıma yapıştığımızda araba öylece geçip gitti, hızı yüzünden oluşan rüzgâr kumral saçlarımın arasından dolanıp havaya karıştı.

Kulaklarıma acı dolu bir inleme ve yavru kedi miyavlaması dolduğunda üzerine düştüğüm kıza baktım. Nefesleri hızlıydı, kucağındaki kediye sıkı sıkı sarılmıştı. Üstü başı kirlenmişti.

Ayağa kalkıp acıyan koluma baktım. Dirseğim soyulmuştu ve kanıyordu.

Bu tür yaraları sokak çocuğu olduğumdan çok alıyordum. Umursamayıp kıza döndüm.

"İyi misin?"

Yavaşça başını aşağı yukarı salladı. "İyiyim, teşekkür ederim."

Elimi uzattım. Kediyi diğer koluna alıp elimi tuttu ve ayağa kalktı. Mavi gözlere, buğday rengi bir tene, kahverengi saçlara, bebek gibi bir yüze sahipti. Çok güzel bir kız çocuğuydu.

Tıpkı benim gibi.

Heheh.

Mavileri, koyu yeşillerime tırmandığında dudaklarından kelimeler dökülmeye başladı. "Şey.. benim hiç arkadaşım yok. Bu mahalleye yeni taşındık ve tek arkadaşım hayvanlar. Sen, benim ilk insan arkadaşım olmak ister misin?"

Kıkırdadım. "İsterim, insan arkadaşım."

Benim gibi o da kıkırdadı.

"Ben Aleda, sen?"

"Berçin."

"Memnun oldum, ilk insan arkadaşım!"

"Ben de memnun oldum, ilk olamayan insan arkadaşım."

Gülüşlerimiz göğe yükseldi, batmak üzere olan güneşin turuncu ışığı gözlerimizdeki sevince yansıdı.

Aleda, zaman geçtikçe benim en iyi arkadaşım olmuştu.

~BÖLÜM SONU~

Eveet, girişi yaptık valla hadi bismillah.

Nasıl buldunuz?

Kitaptaki kapağı iyi inceleyin, olacak her bir olay yer alıyor. ;)

Bölüm başındaki fotoğrafı nasıl buldunuz?

Tarihten önce konuşan birisi vardı, Italic yazıda. O kişi Berçin değil. Aleda da değil. Ana karakterimiz ama siz henüz onu tanımıyorsunuz. Tanıtımda sadece ana karaktere en yakın olacak kızlarımızın tanışmalarını yazmaya karar verdik.

Okuduğunuz için teşekkür ederiz. Sağlıklı ve mutlu kalın, kendinize iyi bakın.

Tanıtım bölümünü yazan: wpyazaricesi

BAŞLANGIÇ

-Kitap senaryosunun bulunma tarihi: 25 Ocak 2022
-Kitap senaryosunun düzenlenme ve geliştirilme tarihi: 26 Ocak 2022
-Yayımlanma (Başlangıç) tarihi: 27 Ocak 2022












Karanlık AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin