MÜBAŞERET

498 34 15
                                    

Henüz gün sabaha yeni kavuşmuştu ki Azer gözlerini çoktan yeni bir güne açmıştı.

Evvelden gelen erken uyanma huyu onu bugün oldukça zorlayacaktı. Dün gece hiç kolay geçmemişti.

Az daha ya o ya da sevdiği kadın ölüyordu. Şakağına dayadığı silahı elinden Karaca çekmişti. Onca şey yaşamasına rağmen Karaca onu yaşatmıştı.

Gözlerini sertçe ovup yatakta doğruldu. Sol tarafına baktığında üzerinde kendisinin damatlık gömleği ile uyuyan Karacayı gördü.

İstemsizce kıvrılan dudaklarını birbirine bastırdı. Yavaşça ona doğru eğildi. Ellerini simsiyah saçlara daldırdı.

İpek bir kumaşa dokunuyor gibiydi. Kusursuz ipek bir kumaş ellerinin arasında akıp giden bir ipek dayanılması karşı konulması güç bir güzellikti.

Azer, Karaca kıpırdandığında ellerini geçti. Yavaşça yataktan kalkıp banyoya geçmek için arkasını döndü.

Yerde geceden kalan Karacanın gelinliği ve damatlığının kalan parçaları vardı onları alıp banyoya geçti.

Karaca göz kapaklarını açmakta zorlanıyordu. Uyanmıştı ancak gözleri açık değildi. Bir iki kere 'Azer' diye uykulu bir şekilde mırıldansa da cevap alamadı.

Sonra elini yatağa uzattığında sert bir bedene çarpmasını beklerken boşlukta buldu.
Hızla gözlerini açıp olduğu yere baktı. Elini göğsüne koyup rahat bir nefes aldı:Evindeydi.

Olmaktan korktuğu yerde değildi. Kendini rahatlayıp tekrar yatağa bıraktı. Dün gece yaşadığı her şeyi gözünün önünden geçirdi.

Gecenin başını ve sonunu düşününce yüzüne yayılan gülümsemeden kendini alıkoyamadı. Banyodan gelen su seslerinin kesildiğini duyunca yatakta dikleşerek Azerin gelmesini bekledi.

Azer belindeki havlu ile giyinme odasına geçmek için kapıyı açtığında Karacayı uyuyor olarak bulmayı düşünüyordu.

Kapkara gözlerini ona dikerek bakan Karaca ile karşılaşmak güzeldi.

'Günaydın'

Karaca yataktan kalkıp Azere doğru yürüdü. Dudaklarını kısaca öpüp konuştu.

'Günaydı'

Azer başını iki yana gülerek sallayıp giyinme odasına doğru gidecekken Karacanın ardından bir kahkaha patlattığını duyunca kafasını ona çevirdi.

'Azer sırtın sanırım artık bir harita işlevi görüyor'

Karaca katıla katıla gülerken Azer işaret parmağını kaldırdı. Zafer gülüşü ile konuştu.

Sen önce kendi gerdanına bak Karıcığım'

Karaca bir anda kızardığını hissetti. Kendini hızla banyoya atarken Azerin güçlü kahkahasını duymuştu.
Gömleğin düğmelerini açıp aynanın karşısına geçti. Gerdanında ufak morluklar vardı.

Elini gerdanında gezdirdi dokunduğu morluklar daha önce vücudunda oluşan morluklar gibi can yakıcı değildi aksine yüzünde tatlı bir tebessüm oluyordu.

Gömleği çıkarırken burnuna dolan kokuyu -huzur- kokusunu kokladı. Kendini ılık suya bıraktı.

Bornozuna sarınıp yeniden odaya geçti. Üzerini değiştirdikten sonra giyinme odasından çıktı.

Yatak odasının içini yoğun bir kahve kokusu doldurmuştu. Makyaj masasının üzerinde duran fincana baktı.
Eline alıp terasta oturan Azerin yanına çıktı.

MEVEDDETWhere stories live. Discover now