"Aşkım" dedim dikkatini dağıtmak adına. Tamam belki adil oynamıyordum fakat bu konuyu açık açık onun yüzüne karşı söyleyebileceğimden hiç emin değildim. Sonuçta bir tarafta ailesi, diğer tarafta ben vardım. Ve onun ailesiyle arasına girmek en son isteyeceğim şeylerden biriydi.

Olanları söylediğim taktirde ailesine kızacaktı ve dolaylı yoldan onu da üzmüş olacaktım. En azından daha iyi hissettiğim bir zamanda olanları anlatırsam, daha sağlıklı düşünebileceğimizi umuyordum.

Yumuşacık dudaklarını, muhtemelen kızarmış gözlerime bastırıp bacağımı boylu boyunca okşadığında kucağında kıvrılıp uyumak istedim. Taehyung, bana inanılmaz bir huzur veriyordu.

"Sen bana hep böyle tatlı tatlı seslenirsen nasıl ısırmadan durabilirim ki?" dudaklarımı büzüp gözlerimi kırpıştırarak açtığım sırada gerçekten de beni ısıracağını düşünmemiş, fakat sol yanağıma geçen dişlerini çok sonradan idrak edebilmiştim.

İyi tarafından bakacak olursam konuyu üstelemiyordu fakat kötü tarafı cildimin fazlasıyla hassas oluşu nedeniyle ısırık izinin uzun bir süre kalacağıydı. "Ya Taehyung" dedim geriye doğru kaçarken. "Acıtıyorsun yapma."

Dişlerini bastırmayı kesip, salyasıyla fazlasıyla ıslattığı yanağıma öpücükler bırakmaya başladı. Gülüp omuzuna vurdum hafifçe. "Ağlamayacaksın bir daha, söz mü?" başımı onaylar şekilde sallayıp dudaklarımı öpmesi için büzdüğümde isteğimi geri çevirmedi.

Yumuşacık dudaklarını benimkilere bastırıp, alt dudağımı kendi dudakları arasına çekti yavaşça. Şehvetten yoksun, sevgi dolu öpücüğü midemin kasılmasına sebep oldu. Eşim olduğu ve defalarca öpüştüğümüz halde hala ilkmiş gibi hryecanlanıyordum.

Fazla sürmedi öpücüğü, geriye çekilip sanki tüy kadar hafifmişim gibi beni kucağında kolayca döndürüp sırtımın onun göğsüne yaslanmasını sağlandıktan sonra yorganı üzerimize örttü. Çenesi omzuma değiyor ve Taehyung mührüme dudaklarını bastırmaktan, ıslak öpücüklerini bırakmaktan çekinmiyordu.

Belime sabitlediği elleri, tişörtümün içerisine girip çıplak belimi kavradığında alt dudağımı ısırıp dudaklarını daha rahat boynumda gezdirmesi için başımı diğer yana eğdim. "Gördüğüm en güzel insansın Jeongguk."diye fısıldadı kokumu içerisine çekip kollarını sıkılaştırırken."Yemin ederim senin gibi güzel kimse yok bu dünyada."

Yutkunup çoktan kızaran yanaklarımı görmediğine şükrediyordum. "İri gözlerin, pembe dudakların, küçük burnun öyle güzel ki, bazen seni izlerken nefesimi tuttuğumu bile fark edemiyorum." burnunu boynuma sürtüp derin bir nefes aldı.

"Kokun benim için bir ihtiyaçtan farksız. Kokun olmadan yaşayamam gibi hissediyorum. Güzel tenine dokunamadan yapamam, katlanamam."

Gözlerim yavaş yavaş dolarken titrememek adına sıktım kendimi. Anlatmamıştım ama anlamıştı işte neye kırıldığımı, neden üzüldüğümü. Anlatmam için zorlamamıştı çünkü zaten biliyordu. Belki de kurdum sayesinde hissetmişti bilmiyorum fakat kafamı yorganın altına sokmamak için zor tutuyordum kendimi.

O belki de beni eşi olduğum için güzel görüyordu ya da benim üzülemem için öyle söylüyordu. Utanıyordum çünkü özgüvensizliğimi, kusurlarımı çoktan belli etmiştim ona karşı.

"Sevgilim" diye fısıldadı ben dolan gözlerimi sürekli olarak kırpıştırarak akmalarına engel olmaya çalışırken. "Benim için en iyisi olduğunu biliyorsun değil mi? Başkalarının nr düşündüğünün bir önemi yok. Ben sana aşığım, seni seviyorum, sana tapıyorum yetmez mi hm?"

Ellerini bu defa göğsüme doğru çıkarttı. "Bu kalp benim için, kalbim senin için atıyorken gerisinin ne önemi var? Sen şu zamana kadar gördüğüm en paha biçilmez omrgasın güzelim, bu değişmeyecek hiçbir zaman."

Lick Me | TaekookWhere stories live. Discover now