🌾7.Bölüm

874 132 63
                                    

Gün batımıyla Bursa sokakları yavaş yavaş kendisini ay ışığına teslim ettiğinde, Zeynep aydınlanan sokak lambalarının karmaşasında yürüyen insanlardan uzak, yine pencere kenarında oturuyordu…

Elinde ise bu defa bir roman değil, onun yerine modern Türk şairi olan Can Yücel'in kitabı vardı.

Ve okuduğu son şiir de öylece takılı kaldı. Diyordu ki; 'Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıkmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan..'

Zeynep bu sözleri okuduktan sonra elindeki şiir kitabını yavaşça kapatıp dizlerinin üzerine koydu. Bakışlarını usulca  pencereden dışarıya doğru çevirdiğinde, çoktan soru işaretleri beynini kuşatmıştı..

İnsan gitmesi gereken yerde kaldıkça,
daha çok kaybediyordu ve Zeynep bundan pişman değildi. Ama peki niye hâlâ dinmiyordu bu kalp acısı ? Niye hâlâ onu aklına getirdiği anda, ateş olup körükleniyordu yüreği ? Beynindeki bu sorular hem ruhunu hem kalbini yorarken gözleri çoktan dolmuştu yine ama ne ağlamak istedi, ne de artık düşünmek..

En iyisi uyumaktı diyerek oturduğu yerden hızla kalktı. Şiir kitabını komidinin üzerine koyup odasının ışığını kapattı. Ardından  yatağının örtüsünü kaldırarak içine girdi. Kafasına kadar çektiği pikeyle birlikte uyumaya çalıştı. Biliyordu ki uyursa geçerdi..Yusuf'u düşünmemeye çalışarak gözlerini sıkıca yumdu.

Bir süre uyumak için debelensede, yumduğu gözleri karanlığın da etkisiyle sonunda tesir etmiş ve kendini uykunun kollarına teslim edebilmişti.

Uyumuştu uyumasına ama gördüğü düşlerine malesef ki engel olamadı.

Çok özlediği Buğday taneleri bir yandan altın gibi parlarken, Zeynep ağaca yaslanarak güneşleniyordu. Diğer yandan ise Yusuf o yüzünde ki muhteşem gülümsemesiyle, Zeynep'in dizlerinin üzerine kafasını koymuş bir şekilde uzanıyordu.

Bu hayatta sanırım en büyük mezar, insanın içine gömdüklerinden ibaretti..

Hiç kimse birini rüyasında görecek kadar çok sevmemeliydi. Çünkü o zaman, uyuyunca da geçmiyordu...

Gecenin ikisinde rüyası yüzünden uyanan genç kız, o saatten sonra daha fazla uyuyamadı. Yerinden hızla kalkıp odasının ışığını açarak çalışma masasında duran defterini ve kalemini eline alarak tekrar yatağına geçti. Sırtını yatak başlığına doğru yaslayarak, defterinin sayfalarını yavaşça çevirdi. Boş bir sayfa açtığın ise gözleri çoktan akmak için dolup taşmıştı. Diline vuramadıklarını, kalemiyle yaza yaza vurdu.

 Diline vuramadıklarını, kalemiyle yaza yaza vurdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ruh-u RevanWhere stories live. Discover now