BİRİNCİ BÖLÜM

2.4K 74 55
                                    

"Bu kadın ne zaman bu saraydan defolup gidecek?"

Nebahat Sultan ve Ayla Hanım şerbet içerek sohbet ediyorlardı. Bir yandan da balkondan Sultan Akifin odasının balkonunu izliyorlardı. Suzan Sultan hünkarın yanındaydı ve çok samimi görünüyorlardı. Nebahat Sultan kıskançlıktan çatlıyordu.

"Bilmiyorum hayatım, ama geç olmadan bir şeyler yapsak iyi olacak. Sadece hünkarımıza değil Resule de kancayı takmaya çalışıyor gibi hissediyorum." dedi Ayla Hanım.

"Ah rahmetli Kenan Han başında olsaydı diyeceğim de o zaman da yapıyormuş. Edepsiz kadın."

"Sultan Kenan Han hayatta olsaydı hünkarımız tek padişah olamazdı hayatım. Herşeyde bir hayır vardır."

"Haklısın canım."

O sırada kapı çaldı ve bir ağa içeri girdi

"Şehzade Doruk Han Hazretleri geldiler"

"Girsin çabuk"

"Validem, ben geldim."

"Hoşgeldin oğlum hoşgeldin şehzadem" dedi Nebahat kalkıp oğluna sarılırken.

"Nasılsınız validem"

"İyiyim oğlum sağlığına duacıyım sen nasılsın"

"Bende atış taliminden yeni geldim Berk ile odama geçmeden önce size bir uğramak istedim"

"Hoşgeldin oğlum iyi yapmışsın arkadaşında hoşgelmiş bak ne diyeceğim yorgunsundur ama akşama yorgunluğunu alacak bir şey biliyorum hareme 2 yeni cariye geldi"

"Eminim siz en iyilerini seçmişsinizdir validem"

Ordan çıkınca odasına doğru yol alırken sarayın koridorlarında etrafına çekinceli bakışlar atarak yürüyen bir genç kız gördü. Arkası ona dönüktü yüzünü göremiyordu. Cariyelerin bu bölgede dolaşması yasaktı bu da neyin nesiydi böyle?

"Yolunu mu kaybettin hatun?"

Genç kız irkilerek arkasını döndüğünde Şehzade Doruk onun masum yüzünü ve kıvırcık saçlarını gördü.

"Evet. Ben... Hareme gidiyordum."

"Yeni misin?"

"Sana ne? Kimsin sen?"

"Bunu benim sana sormam gerekiyordu."

"Neden alay eder gibi gülüyorsun bana? Evet kayboldum, ama yolumu bulmak için sana ihtiyacım yok."

Arkasını dönüp gidecekti ki Şehzade Doruk onu kolundan tutup durdurdu.

"Bu ne cürret? Bir daha sakın dokunma bana."

Ne kadar komikti değilmi, onun hareminde olduğunu bilmeden kendisine dokunmasını yasaklaması...

Bu küçük oyun Şehzadenin hoşuna gitmişti, şehzade olduğunu saklamaya devam etti

"Yolunu bulup bulamaman umrumda değil küçük kız, lakin buralarda dolaşman yasak. Biri görse kellen gider. Derhal taşlığa dön."

"Allahın belası sarayda yolumu bulsam döneceğim de..." diye mırıldandı.

"Ne dedin sen?"

"Seni hiç alakadar etmez. Yolumdan çekil."

"Dua et çok güzelsin. O ettiğin lafın cezasını seni elde ettikten sonra vereceğim."

Asiye Hatun, Şehzade Doruk'un suratına bir tokat patlattı.

"Sen kimi elde ediyorsun terbiyesiz?! Lafını bil de konuş."

OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)Where stories live. Discover now