3/ataerkillik

76.1K 3.3K 118
                                    

Yaşlı adam bunları dedikten sonra hızla odadan çıktı. Ortaya lafı atmıştı. Kızın kabul etmeyeceğini az çok tahmin etmişti zaten ama bir umut diyordu. İçten içe bir umut beslemişti...

Miray ise giden adamın ardından baktıktan sonra gözlerini önünde uyuyan Bedirhan'a çevirdi. Baktı,baktı,baktı. Sanki o yüze baktıkça çözüm bulacak gibiydi ancak işler daha da zorlaşmıştı. Bedirhan şu haldeyken bile heybetinden bir şey kaybetmemişti. Bedirhan'ı yaraladığı anı düşündü, dağ gibi adamdan süzülen kanın görüntüsüyle irkildi. Nasıl böyle bir şey yapmıştı hala inanamıyordu. Adam belki çok iyi biriydi. Yanlış bir hatasında ölebilirdi.

Abisinin dediklerini düşündü. Bu adamdan herkes çekiniyor,ona bir o kadar da saygı duyuyorlardı. Peki kız kardeşine sormadan nasıl onu başkasına veriyordu? Bu hangi kitapta ,hangi kanunda yazıyordu?

Doğru ya yazılı olmayan kanunlarda vardı. İçinden derin bir iç çekti. Genç adamın alnı ter içindeydi ve sayıklıyordu.

"Berzan, Çisem, Çisem.." diye tekrar ediyordu.

Miray ona biraz daha yaklaştı ve ateşini ölçtü. Yüksek sayılmazdı. Bunun yaralanmadan olduğunu düşünerek kendini yine kötü hissetti. Soğuk buz kompresi yaparak hem acısını hafifletti hem de ateşini düşürdü. Yaptığı müdahaleden memnun bir şekilde hastasına baktı Daha sonra  adamın çatılmış kaşlarının ortasına parmağını koydu. Karışıklıkların düzeldiğini görünce küçük bir tebessüm etti. Nevresimi adamın boynuna kadar çekip çıkmayı düşündü.Tam uzaklaşacak derken, Bedirhan kızı kolundan tuttu ve kendine çekti. Genç adamın gözleri kapalıyken dudaklarından tek bir cümle döküldü acı bir şekilde

"Çisem bana emanet... "



Miray uyandığı zaman etrafına bakındı. Hastanede olduğunu anladığı an hemen kalkıp konağa gitmek için hazırlandı. Bu gün Miraç gelecekti. Büyük hesaplaşmaya kendini hazırlaması gerekiyordu. Hemşireye yapması gerekenleri söyleyip arabasına atladı. Üzerindeki büyük baskıyı atmasının tek çaresi hızdı. Bahçe yoluna sapıp gaza bastı. Araba hızlandıkça düşünceleri bir bir azalmıştı. Konağın kapısı görülünce derin bir nefes aldı. Konağa girdiğinde yardımcılara Miraç'ın gelip gelmediğini sordu. Aldığı yanıttan memnun oldu. En azından kahvaltı yapabilecekti. Kahvaltı onun olmasa olmazıydı. Hele ki keyifli zamanlarında. Halbuki şuan o zamanlara o kadar uzaktı ki...

Annesi,babasını çok özlemişti. En yakın zamanda gidip onları İstanbul'dan getireceğine dair kendine söz verdi. Artık babasına bakabilirdi. Her ne kadar uzmanlığı bitirmemiş olsa da ona derman olacak kadar donanıma sahipti. Zaten sırf babası,bir tanesi için kardiyolojiyi seçmemiş miydi?

"Oo Miray Hanım. Keyif kahvaltısı ha! Afiyet olsun..."

Arkasından işittiği alaycı ses ile heyecanlanan Miray kendini dizginlemişti.

"Abi hoş geldin. Gel beraber olsun ,yolumuz uzun."

"Miray doğru söyle abicim beni delirtmek için mi böyle yapıyorsun. Kızım Allah için adamı vururken ne düşünüyordun?"

"Abimi kurtarmayı. Bilirsin iyi nişancıyım. Sadece silahı elinden düşürmesi için yapmıştım. "

"Ya o sırada onunki patlasaydı. Ne olacaktı. Bazen çok dikkatsiz oluyorsun. Bir insanı yaraladın ,bu basit bir şey değil. "

"Dediğinde bir ihtimal tabi ama o zaman da , adam patlatacaktı silahı. Yaraladım evet ama sonra da iyileştirdim. Bunu uzatmayalım artık, gidelim. Mirzan'ı çok merak ediyorum. "

"Sen hiçbir yere gelmiyorsun küçük hanım. Ben gidip durum tespiti yapacağım. Bu meseleyi erkek erkeğe bitirmek lazım. "

"Bende geliyorum. Ne zamandan beri bu evde ataerkillik moda oldu. "

"Dikkatini çekerim bu evde değil zaten. Yaraladığın ve sevgili kardeşimin evin kızını kaçırdığı o evde olacak ataerkillik.Şu moda dediğin şey her ne kadar bu evden kalkmışsa bile birçok yerde hala ilk günkü gibi devam ediyor. Senin ne kadar hoşuna gitmese de töre var ve devam ediyor. Şu an üçünüzün töre kurbanı olmaması içinde elimden geleni yapacağım. Lütfen daha fazla olaylara dahil olma. Sana bir şey olursa kendimi affetmem. "

"Tamam abi bir şey yapmayacağım ama lütfen ben de geleyim. Onları çok merak ediyorum.

"Tamam baş belası atla arabaya. Bak peşin peşin konuşalım. O sivri dilini orada bilemeye çalışma. Sadece abini gör ve arabada beni bekle. Hamza gidiyoruz. Dediğim hazırlıkları yapmışsın. Hadi bakalım bindik bir alamete..."

Genç kız yerinden kalkıp abisine sıkı sıkı sarıldı.

"Geldiğin için sağol abi. Seni çok seviyorum" dedi.

Abisi de bu asi cadısına aynı karşılığı verdikten sonra koltuklarına geçtiler. Miraç kontağı çevirirken olacakları düşünmeden edemiyordu. Çaresizlikten nefret ediyordu...

Bu sefer olay gerçekten ama gerçekten ciddiydi.

TÖREymiş... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin