13. Şeytanın ve Tanrının savaşı.

3.4K 80 12
                                    

İyi okumalar 🍷
Bu bölüm fazla cinsellik içerir, bilginize.
Uyarıldınız ✔️

Lütfen az çok demeyin, beğeni ve yorum yapmayı
çok görmeyin... 🌸


~


"Siz şeytana inanıyorsunuz, ben ise Tanrıya. Ve şeytan bile her daim kendisine yalan söyler."
Reborly

İn This Moment- Sick Like me



1.3



"Şeytanın ve Tanrının savaşı."








Islak ve uzamış mavi saçları; burnuna kadar duran siyah fransız işlemeli ve altın rengiyle zarifçe işlenmiş gece maskesin üzerine geliyordu. Gözlerinde, gri bir lens. Merceğini alarak Victor Sazawar'a bakarken, kırmızı keçeli rujla bastırmış olduğu dudaklarını boğazında bir düğüm varmışçasına ve onu gevşetmek istercesine aralamıştı. Çıkık beyaz dişleri, dudaklarını daha çekici bir hale getirmişti.

Esmerin, gece için hazırlanarak üzerine giydiği takım elbisesinin papyonu, ayrık duran gömlek yakalarının ucunda sallanıyordu, derin nefes alıp verdiği göğsünde asılı duruyordu öylece. Beyaz gömlek ve kusursuzluğunu ilan eden dar kesimli bir kumaş pantolon ile küçüğün ebedi bir yalınlığıyla onun sermek istediği yatakta boylu boyunca uzanıyordu.

Kan kırmızısı çarşaf, yüksek pofuduk minderin içinde beyaz bedenini göz alıcı bir şekilde sunarken, yatağın içinde, bedenin etrafında siyah gül yaprakları vardı. Ava bunu hazırlarken, kendince bu odanın on altıncı yüzüyılından kalma ve İspanyol engizisyonuna havasına farklı bir tat bırakmıştı.

Kapının yanındaki duvara, perde çubukları misali, korkuluk millerini andıran ama daha uzun, süslü ve iki sırık gibi dizilmiş olan askılığın üzerinden iki siyah, tüylü kelepçe almıştı.

Bunlardan birini, yatağın oymalı tahtalarının boşluğundan geçirerek sol bileğine, bir diğerini ise sağ ayak bileğine geçirmişti. Son yarım saattir bu anı beklerken, hemen başında duran iki buçuk metrelik kare ızgara ile bakışıyor ve oradan odanın içini bir ana rahmini anımsatan daha koyu duvarlar karşılıyordu. Kartonpiyerlilerin yaydığı, yeşil ve siyah ışıklar olmasaydı belki odanın sol köşesinde dizili duran sopaları, büyüklükleri birbirinden faklı kırbaçları, kalınlıkları sırayla git gide kalınlaşan ormancı halatlarını, samandan ince, keskin iplikleri veya püsküllüleri net göremeyecekti. Veyahutta dikine konulmuş ve dans edildiğini sandığı, tavana kadar sabitlenmiş direği.

Victor'un, kendisini yavaşça aldığı ve bir vahşi olarak yüzüne teslimiyet kazandırdığı o bakışları ile şeytanını göremeyecekti en çok. Çünkü tam arkasında duran, ters haçın şekli, onun tamda kafasında oturtmaya çalıştığı görüntünün en aydınlık duran ve kendisininde sabırsızlıkta görmeyi istediği gerçeği olarak duruyordu orada.

Ancak görmeyi istediğinin sadece bu olduğunu sanıyordu.

Victor Sazawar ve onun yavaşça dudaklarında büyümeye başlamış olan sırıtışından gözlerinin sürmesini oraya çekiyor ve sertçe yutkunuyordu. Doyumsuz görünüşü ve sakince kol düğmelerini açarken hiçbir ses çıkarmayışından ötürü, tüm bedeninin terleyip soğumaya başladığını hissediyordu. Çünkü küçüğünü parçalamak isteyen yırtıcısının gözleri, küçüğü şimdiden tüketmeyi ister gibi paramparça ediyordu bakışlarıyla hızla. Vaatlerinin altında kalmayacak şekilde.

ŞAH VE TAHT +18Where stories live. Discover now