7. Şeytan'ın gözleri, izler durur kör gözleri.

4.6K 105 6
                                    

İyi okumalar~

"Şehvetin yüreğinden vurulduğu bir gecedeyim. Sabahın olmamasını dileyecek kadar, kendimden geçmekteyim."

Femme like you- monaldin


0.7






"Şeytan'ın gözleri, izler durur kör gözleri."




İblisin akşam yemeği.

Ziyafete vurulmuş şandamlardan, içkinin yuvarlandığı kadehler üstünde devrilesi bir masaya elini bırakırken, doymuş ağzını usulca gerdi. Bacağının üzerinde duran mendiliyle ağzının üzerini nazikçe temizledi. Kırmızı şarabın dilinde yuvarlandığı o gizem, derin ve göğsünü usulca havaya kaldıran nefesleri ona aldırırken bir kavurucu esinti onun ayağa kalkmış olmasıyla son buldu. İlahi kudretin ninnisi, heyacanlı gözlerin nazarında işliyordu usulca. Siyah yılanın şehveti tüm bedenin etrafında gezintiye çıkmıştı. Yosma bir bakirin, ilmiğine kadar boynuna doladı o doygunluk hissini bir açlığa çevirmek için.

Zerafeti doladığı bacaklarında kudreti çağırırken, bakışlarında gezindi her bir güzellik. Esmerin tüm alacası küçüğün yanmakta olan gözlerini sulandırırken, kanını hızlandıran şeyin alkol olmasını temenni etti. Yoksa bu denli sarhoşluk, karnında gezinen o vakur baskı taş olmak üzereydi. Tüm vücudunun yazgısını, az öncesinde onu sofraya oturtarak sadece kendisinin baştan çıkarılacağını söyleyen fısıltıda kaldığını biliyordu. Nitekim merak en büyük günahtı bilmeyenler için, öyleyse küçük yenik düştüğü bu sessiz merakın içinde günaha bulandığı için Tanrı'dan af dilememeliydi. Çünkü bu evin mabedinin tek sahibi; şeytanı veya tanrısıda, sadece ama sadece Victor Sazawar'dı.

"Gel benimle, küçüğüm..." diye asasına vurulmuş bir çınlama sesi yaydı esmer ayağa kalkmış olmakla. Küçüğüne doğru uzatılmış elde, içe dönük pençeler gizliydi. Peçesini yenice indirmiş olan ak tenlinin gözleri ise uzatılmış parmak uçlara dokunarak, sıcaklığı yuvarladı kendi ilminde. Başını eğerek gideceği yolu onda aradı.

Bulduğu tek şey ise, nifakın çöllerine adım adım ilerliyor oluşuydu. Sessizliğin içinde bir nasihati işitiyordu, o da itaatkar dolu olması gereken kısımdı. Aklın zararı çok yakın vakitlerde onu öğütecekti, ancak pusuya yatmış bir iblisin niyeti; cevheri olarak gördüğü ve bulduğunu düşündüğü hazinin toprağını önce deşmekten geçiyordu.

Ve çok yakındı. Victor Sazawar'ın dünyasının bir parçası olarak, boynuna asılan kendisini bulması küçüğün.

Bulacağı şeyi, bir banyo girişinde yakalarken buraya ait olan yerin esmere ait olduğunu bilmesi onu heyecana boğmuştu. Heyacan dolu olmasının yanında aça aç kalmış bir mercan gibi, akıntıya kapılarak sadece sessizliğin ortasına ne olacağını bilmeyişinden ötürü bir ürperme vardı. Teninin açık kaldığı her kısımda, esmerin hemen arkasında yer alan varlığından yer edinen nefesin yalın hissini dayatıyordu oraya. Bilinmezlik bir çığ gibiydi, haşere boşluklara dolarak onu heyacanın kapısına dayatıyordu.

Sapkın bir sapığın evinde var olan münzevi sanattan bir haberdi kendisi nitekim. Küçüğün pespaye duran parlak gözlerinden yakalanan ifadelerden bir hayret soluğu döküldüğünde, önce kendisine bakakaldı. Çünkü lambası açılmış bir dünyanın öncüsü olarak ilk, o, oraya itilmişti. Belinde tutularak, ona yön verilmişti.

ŞAH VE TAHT +18Where stories live. Discover now