Etrafıma göz gezdirdim. Odada oldukça az eşya vardı. Bir benim üzerinde olduğum lacivert bir koltuk. Bir de tekli başka bir siyah koltuk vardı. Bir tane ufak bir masa vardı. Sandalyeleri yoktu. Masanın üzerinde pet şişede bir su duruyordu. Ortamda televizyon falan yoktu tabi ki ama bu odada dikkatimi çeken bir başka şey de, camın bile olmamasıydı. Neredeydim lan ben? Depoda falan değildim herhalde gerçekten eşya gibi? Oda gayet de duvarlardan ibaretti. Öylece teneke gibi bir konteyner içinde olduğumu da sanmıyordum!

Tavandaki lamba, sabah olduğunu duvardaki oldukça eski saatten görmeme rağmen yanıyordu!

Hassiktir!

Sabah olmuştu. Saatin doğru olduğuna emindim!

Lan ben nasıl hiç derdim tasam yokmuş gibi bir geceden sabaha kadar uyumuştum? Nasıl uyanmamıştım? Bu rahatlık da neydi bendeki?

Sen rahat değilsin, seni uyuşturmuş olabilirler Naz!

Doğru! Beni bayıltmak için arabayı açtıkları ilk anda o boktan beter kokuyu yaydıklarını biliyordum. Yine ben onları dost sanıp, hapşurduğum için ellerindeki mendili almış, yüzüme ve özellikle de nefes yoluma, burnuma götürmüştüm. Belli ki mendilde bir ilaç sürülüydü. Tek eter olsa, bayılırdım ama hissizleşmemi ve onlara engel olup direnmemi de engelleyerek beni geçici hareketsiz kılmışlardı!

Pezevenkler!

Bu işin altından, benim değil de Uğur'un düşmanının çıkacağını biliyordum ama günler öncesinde bizi alenen tehdit eden Ferhat'ın, elini bu kadar çabuk tutacağını tahmin etmemiştim. Çünkü bu, çok beklendikti anasını satayım! Şimdi okları direkt kendi üzerine çektiğini bilmiyor muydu? O kadar da kaz kafalı olamazdı ya! Ben en azından Uğur, kara listesine aldığı üç beş ismi, arar tarar diye düşünmüştüm!

Sikeyim, acaba Uğur ne alemdeydi? Beni kaçırdıklarının farkına varmış olması lazımdı! Varmaması imkansızdı! Aklımı kaybedip, düşüncelerimle boğuşurken fazladan beş on adım attım diye resmen adamın gözleri önünde kaçırılmıştım. Nasıl bir yola girmiştim de beni oradan alırken görmemişlerdi?

Aman Allah'ım! Ya annem, babam ve Aker?

Onları arafta bırakmıştım resmen! Önce benim adıma korktukları ama benim korkmadığım sevgili mafyamın yanına gitmiştim, sonra da başka bir mafya tarafından kaçırılmıştım! Şimdi kimin kapısını çalacaklardı? Şimdi kahretsin ki Uğur'u ve Özkara ailesini daha fazla suçlayacaklardı!

Keşke biri, yeniden uyan bu bir şaka deseydi. 1 Temmuz'a girmiş olmalıydık. Belki yanlış biliyoruzdur? O 1 Nisan'dır he?

Şaka değildi!

Kafamı kaldırıp, etrafıma baktım. Amcık hoşafları beni izliyor mu diye görünür bir kamera arıyordum ama yoktu. Belki saatin içine falan saklanmış gizli bir kamera vardı?

Bir mafyanın sevgisi zaaftı. Şerefsiz döller de, bunu her açıkta kullanmaktan çekinmiyorlardı. Uğur'u benimle vurmak işlerine gelmişti. Aramızdaki ilişkinin akıbetini bilmeden, sırf yanında boy gösterdim ve sırf çenemi tutamadım, o Ferhat hanzosuna sevgilisiyim dedim diye hemen harekete geçmişti. Amcık!

Sevmek madem zaaftı ve böyle adamları, sevdikleri kişiyle güçsüz kılmayı amaçlıyorlardı... O zaman ben de sevdiğim adam adına, olduğumdan daha güçlü davranırdım. Eşitlenirdik! Zaten bedenimde var olan gücü kullanırsam, akıl olarak daha üstündüm her erkekten tabi, bunu layıkıyla başaracağımı biliyordum. Uğur beni bulana kadar güçlü kalmalıydım. Sonrası kollarına yıkılmak zevkli olabilirdi! Fantezi?

MAFYA BEY -TEXTING +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin