Uğur içip içip bana yazmadan önce ben zaten uyumuyordum. Bir sabah uyandığımda, yanımda olsan isteğimle aynı sözleri taşıyan Oğuzhan Koç şarkıları dinlemekle meşguldüm.

Mesajlarını, aptal aşıklar gibi beş kez falan okumuştum. Yüz beş!

Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Artık ağlamıyordum ama o kadar su fışkırttıktan sonra karanlık odada telefona bakmak da, aynı işlevi görüyordu. Denendi, onaylandı.

Sarhoşken ayık kafasıyla olmadığı kadar rahat oluşu, aklına geleni filtrelemeden söylemesi güzeldi ama hâlâ istediğim şeyi filtrelemeyi başarıyordu ve bu da, beni en ayar eden şeydi. Neymiş? Lütfen anlaymış! Anan anlasın seni be, ben seni nereden anlayayım konuşmazsan? Hadi en olmadı yazmazsan! Ya sabır. Ana bacı kayıcam şimdi, olan kardeşiyle hiç tanımadığım anasına olacak.

Neyse ki gecemi sonlandıran ve birazcık da olsa rahat bir nefes almamı sağlayarak beni uyutan bir detay daha vardı incelemelerimde fark ettiğim.

Ne miydi?

04:04 saatinde bana ilk mesajı atması.

Sextingi araştıran mafyamın, bunu bilerek yaptığına hiç ihtimal vermiyordum ama kader ağlarını ördüğüne göre de bana mesaj attığı dakikaların o olması içimi mal bir kek gibi kıpır kıpır yapıyordu.

Çünkü bu saat, 'Seni Çok Seviyor. Hayatında seni senden bile çok seven biri var.' anlamına geliyordu.

Hahahahahhahahayt be! Daha önce de konuştuğumuz bazı saatlerde anlam bulduğum için bunu yakalamam elbette kolay olmuştu. Başka anlamları varsa bile benim anlamak istediğim anlamı buydu. Hayır diyecek olan, ağlayarak kapıyı çarpıp çıkabilirdi.

Ulan! Şimdi ben buna biraz gülmeseydim de ne yapsaydım? Elbette o kelimeleri ağzından da kesin duyacaktım ama flört fakiri mafyakeki, biraz da olsa affetmiş gibiydim. Yolun başındaydık ama olsun, bir adım atmazsak da o yol tükenmezdi. Tabi o bunu bilmiyordu. En zevk veren kısmı da buydu. Bakalım neler yapacaktı da düzelecektik? İnş düzelirsiniz aşkom!

Pazartesiyi de biraz da olsa mutlu ve rahat geçirmemi sağlayan şey buydu. Kalan zamanda da biraz dizi film izlemiş, biraz Ela ve Levent sahnesine hönkürmüş, erkeklerin köküne kibrit suyu dökmüş, Bihter ve Behlül'ün sevişme sahnesinin yerine kendimi koymuştum. RTÜK AFK!

Eee KIVANÇ aşkımı bilen bilir tabi ama onun yerinde, bir başka sarının hayalini kurduğum da muhakkaktı.

Gerçi izlediğim bu karakterler; mantıklı bakınca olaya, hayatımda izlediğim en leş errrrrrk*ek karakterler sırasında da ilk üçe girerlerdi ama olsun. Nasılsa cehennemde yerleri garantiydi biz güzelim kadınları üzüp, gerek canlı gerekse ruhen geberttikleri için ama Mafyam henüz o kadar da abartmamıştı.

En azından onun kafasında başka bir plan vardı benim anladığım, sorun sevmekte değil söylemekteydi. Hepsinin sonu basıp gitmek olsa da...

Haksızlığı da koydum bavula...

Neyse iki günlük depresyon bana fazla bile gelmişti. Ben Ahsen Naz Aykan'dım. Biraz yorulmuş ve yatmıştım sadece o kadar. Kraliçelerin de uyku ihtiyacı vardır çünkü. Yoksa yıkılmakmış, devrilmekmiş faso fiso.

Zaten hayat bizi 61 kenara. Koyar mı daha başka acılar?

Bugün de, BFF'lerimle buluşacaktık. Lan hani ayrılmıştın onlarla da? Sözlerimin arkasında durma seviyem!

MAFYA BEY -TEXTING +18Kde žijí příběhy. Začni objevovat