1

223 28 3
                                    

iyi okumalar :)

Jungkook

"Oraya giden bir daha gelmiyormuş, ne yapıcaz yoongi?"

Jungkook bilgisayarın başında gidecekleri yeri araştırırken okuduklarıyla birlikte tırsmıştı. Söylenerek yoongiye baktığında yoongi bavuluna kıyafet yerleştirmekle meşguldü.

"Salak saçma şeylerle kendini korkutma Jeon, yazılanlar gerçek değil öyle varlıklar yok!"

"Öyleyse malikanenin yakınlarında oturan insanlar neden her gece bebek ağlama sesleri duyduklarını ve lambaların kendiliğinden açılıp kapandığını söylüyor?"

"Bizde gidip öğreniriz o zaman."

Yoonginin umursamazlığı jungkook'u sinir ediyordu. Ellerini saçlarına daldırdı, gitmek ve gitmemek arasında kalmıştı korkmuyordu ama tedirgindi ve mecburdu takipçileri bunu istiyordu oraya gitmesini istiyorlardı. Hadrick malikanesine...

"Taehyung ve jimin'ide ara birşey unutmasınlar. Ha ayrıca taehyung'un bahsettiği medyum Grace (gıreys) güvenilir mi yani gerçekten bu olayları çözmekte iyimi?"

"Evet Jeon kaç kez dedim kızı araştırdım Amerika'nın ünlü medyumu ve güvenilir bu olaylarda da uzman hatta kızın annesi koreliymiş, korece bildiği de söyleniliyor."

Yarı koreli olması iyiydi bu şekilde daha iyi anlaşabilirlerdi.

Jungkook başını hafifçe salladı, ne yapacağı yada ne yapılacağı konusunda hiçbir bilgisi yoktu şimdilik sadece bu konuda Grace'e güvenebilirdi.

O sırada Minso odanın kapısını hafifçe açıp kafasını aralık yerden geçirerek odanın içindeki yoongi ve jungkooka baktı.

"Yemek hazır hadi aşağıya."

İkiside ayaklanıp aşağıya indiler, karınlarının gurultusu acıktıklarına işaretti.

Minso ile yoongi 5 ay önce evlenmişlerdi ve çok mutlu bir hayatları vardı, henüz daha bebekleri olmamıştı ama şuan hallerinden memnundular.

Üçüde sandalyelerine yerleşmiş ve yemek yemeğe koyulmuşlardı.

"Ne oldu kesin gidiyoruz değil mi?"

"Evet kesin gidiyoruz?"

Yemeklerini bitirdikten sonra Jungkook yarın erken kalkacakları için evine gitti, aslında hiç böyle şeylerden korkan biri değildi ama bu yer onu biraz korkutmuştu.

Grace

Götüreceği aletleri ve birkaç eşyasını çantasına yerleştirdikten sonra kendini yatağa attı grace. Medyumluk hayatı 10 yaşında okul gezisinde bindikleri otobüsün kaza yapması sonucu başlamıştı, kendisi otobüsten tek canlı çıkan kişiydi diğer herkes öğrenciler, rehber öğretmenleri ve şoför olmak üzere hayata gözlerini yummuşlardı. O olaydan sonra tuhaf bir şekilde geleceğe dair tahminleri ortaya çıkıyordu ve gözündeki perde ilk 14 yaşında inmişti gözünden, tuhaf şeyler görüyordu ilk başlarda korkmuş ve piskolojik destek almıştı, sonralarda bu duruma alışmış ve ailesinin kararı ile o zamanlar ünlü olan başka bir medyuma gitmişti. İşte o anda anlamıştı geleceğin medyumu olacağını..

Medyumluk sonradan kazanılan bir şey değildi, doğuştan var olan değerli bir şeydi.

Uzun zamandan beri hiç vaka yoktu normalde telefonları hiç susmazdı 1-2 ay öncesine kadar, taa ki gittiği bir kafede çarpışma sonucuyla tanıştıkları Güney Koreli arkadaşları taehyung ve Jimin'in ona teklif ettiği ve kendisinin de gitmeyi çok istediği Hadrick malikanesini duyana kadardı bu düşüncesi.

İlk başta çok sevinmişti ama sonra oranın hikayesini hatırlayınca sevinmesi kısa sürdü;

Bella Hadrick kocası ve çocuklarıyla birlikte taşındığı malikanede şeytanla yaptığı anlaşma yüzünden çevresinde oturan insanları gece kaçırıp ayinlerinde kullanarak onları öldürüyordu, hatta kendi çocuklarını kocasını ve bebekleri bile. Bu cesetleri ise evin altında gizli ve büyük bir odada saklıyordu, yıllar sonra ise Bellanın gömdüğü kişilerin ruhları en başta kocası olmak üzere belladan intikam almak için ona musallat oluyorlar Bella ise ne yapsa kurtulamıyor ve en sonunda intihar ederek bu dünyadan sonsuza dek yok oluyor.

Bugün ise o evde ölen insanların ruhlarının intikam almak için bellayı beklediklerini ve eve gelen herkesi Bella sanıp öldürdüklerini söylüyorlar.

Grace'in aklındaki tek soru ise 'bellanın şeytanla anlaşma sebebi neydi?'

Zaten daha geçen haberlerde yine bir olay olduğunu olayda ikisi kız üçü erkek olan bir grup gencin fazla alkol kaçırıp malikaneye girdiklerini ve komşuların evden yardım çığlıklarını duyduklarını polise ihbar ederek polislerin olay yerine vardıklarında cesetleri bahçede buldukları söyleniyordu.

Zaten bundan önceki cesetlerde anlamsız bir şekilde bahçede bulunuyordu.

Bu yüzden Grace biraz tedirgindi "hay anasını ölmezsek iyiyiz demektir" diye söylendi içinden.

Yerinden kalkıp aşağıya indi kardeşi Brenda koltukta uzanmış televizyon izliyordu.

"Eşyalar hazır mı abla?"

"Evet hazırladım..bu arada gece 4 gibi uçağa bineceklermiş sabah anca burada olurlar, sende ona göre hazırlan çok yavaş hazırlanıyorsun!"

"Tamam ya kızma."

"Ee sende kızdırma Bren."

Öfleyerek yerinden kalkıp odasına gitti Brenda. Tabi aralarında kavgalar da hiç eksik olmuyordu. Brenda da gelicekti çünkü ablasını yanlız bırakmazdı ve Grace'in dönüp dönemeyeceği de belli değildi. Zaten Grace'in bazı vakalarına brenda da yardım etmek için geliyordu ve ablasından birkaç şey öğrendiği için medyumluktan az çok anlıyordu. Aralarında iki yaş olmalarına rağmen Brenda grace'e abla diyordu ve birbirlerini çok sevip saygı duyuyorlardı. Çünkü kimseleri yoktu annesi kanserden babası ise iş kazasından dolayı ölmüştü. İki kardeş ise bir şekilde geçiniyorlardı.

Grace odasına çıkıp kendini yatağa attı, derin bir uykuya dalmak istiyordu tabi düşünmekten uyuyabilirse.

----

Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın canlarım :)

Hadrick Mansion • JJKWhere stories live. Discover now