C21

219 18 28
                                    

Teorik yüklü bir ders sonrası rahatlamaya ihtiyacı olan Harry, bir anda gelen kafein isteği üzerine kantinin yolunu tutmuştu. Hatta kızılı bile beklememişti. Şu bir kaç gündür beklemekten cidden yorulmuştu. Sarışının onun öpmesinin ve o anda aralarında geçen son konuşmanın üzerinden kaç gün geçmişti sayamamıştı doğrusu. Hala daha ondan gelen bir adım yokken kuzgun artık bu düşüncelerini arka plana atmıştı. Madem örtbas istiyordu istediğini ona verecekti.

Harry düşüncelerinden sıyrılıp kızıl arkadaşının ona yetişip yetişmediğini görmek adına arkasını döndüğünde zorla kolundan tutulmuş ve yanından geçtiği boş sınıfa çekilmişti. Kim olduğunu göremediği kişi üzerine vücudunu saran korkuya engel olamazken bağırmak için aralanan dudakları uzun ince parmaklarla sertçe kapanmıştı. Yardım isteme eylemi başarısızlıkla sonuçlanırken onu tutan kolların bu denli güçlü olması Harry'ye hamle şansı dahi vermiyordu. Buradan götünü sağ salim kurtardığında arkasındaki kişiyi hareketlerini kısıtlayıp kendisini zorla alıkoyduğu için doğduğuna pişman edecekti ama tabii önce kurtulması gerekiyordu!

"Harry sakin ol benim.."

Sarışının ortama nazaran sakin çıkan ses tonu üzerine kuzgun çırpınışlarına son vermiş ve rahat bir nefes almıştı. Bu gerilime gerek var mıydı cidden? Adam akıllı kapıdan gözüküp gelir misin dese Harry zaten kendisi gelirdi!

Draco sakinleşen şirini üzerine elini o güzel dudaklardan çekmiş ve kollarıyla sardığı bedeni özgür bırakmıştı. Ne yapacağını, şirinine ne demesi gerektiğini günlerdir bilmiyordu ama kendisinden uzaklaşmaya başlayan şirini üzerine artık konuşması gerektiğini anlamıştı. Her şeyi batırmış da olsa tam şuanda kolundan tutup bu ilişkiyi kurtarmalıydı..

Harry ise yaşadığı korkunun yerini tamamen öfkeye bırakırken sertçe sarışına dönmüştü. Kesinlikle kafayı yemiş olmalıydı!

"Sen ne yaptığını sanıyorsun Draco?!!"

"Korkuttuysam üzgünüm."

"Evet korkuttun!"

Draco bir hayli gergin olan Harry üzerine ne diyeceğini bilemesede kuruyan dudaklarını ıslatmış ve derin bir nefes almıştı. Bir yerden başlamalıydı sonuç olarak.

"Gerçekten üzgünüm ama konuşmamız gereken şeyler var Harry."

Kuzgun yüksek ses tonuna rağmen aynı sakinlik ve naiflikle konuşan sarışın üzerine bir an için pişman hissetmişti doğrusu. Tabii bir an için.. Hatta bu sebeple onu onaylamış ve hiç bir şey söylemeden ondan gelecek konuşmayı beklemişti.

Sarışınsa beklenti içinde ona bakan şirini ile iyice gerilmiş ve dudakları aralanmamasıya yemin etmiş gibi dakikalarca susmuştu. Neden konuşamıyordu? Tüm gün bunun provasını yapmıştı. Tüm gece bu anı düşünmüş ve kendini motive etmişti ama lanet olsunki bir türlü kelimeler dudaklarından dökülmüyordu!

"Beni neden öptün Draco?!!"

Harry dakikalardır bekliyor oluşunun verdiği sabırsızlık, az önce yaşadıkları anın hali hazırda geçmeyen öfkesi ve günlerin verdiği kırgınlıkla sert çıkan ses tonuna engel olamamıştı.

"Be ben, anın etkisine kapıldım."

Draco batırdığı ilişkiyi tutup çıkarmak yerine aynı bataklığa balıklama atlarken ne dediğinin çok sonra farkına varmıştı. Kuzgunun sertçe sorması öpücükten rahatsız olduğunu ve onu istemediğini düşündürmüş ve onu daha çok paniğe sokmuştu. Ne diyeceğini bilememiş ve geri dönüşü olmayan şeylere sebep olmuştu.

Harry ise duyduğu şey üzerine günlerdir hissettiği şeyin kırgınlık olmadığına karar vermişti. Çünkü şuan hissettiği şey o günlerin yanından bile geçemezdi. Ne demişti o? Anın etkisine kapıldım.. Bu ne demek oluyordu? Harry kendisini kullanılmış mı hissetmeliydi?

Cliche LovesWhere stories live. Discover now