C11

265 29 19
                                    

Ron ve Harry'nin yavaşça adımladığı, onlar için fazlasıyla güzel olan ama çoğu kişinin buraya gelmeye dahi tenezzül etmediği sahil yolunda önde ikilimiz arkada ise kalın gövdeli ağaçlar yardımı ile saklana saklana gelen Blaise ve Draco'muz vardı. Çantaları toplayıp giden ikili üzerine sarışın dayanamayıp peşlerinden çıkmış ve esmer arkadaşını da peşinden sürüklemişti.

"Draco üzgünüm ama bu genç ve taş bedenimin gerçekten dinlenmeye ihtiyacı var, benden bu kadar."

Yaklaşık bir buçuk saattir sahilde yürüdüklerinden olsa gerek Blaise daha fazla dayanamamış ve yaslandığı ağaçtan doğrulmadan yavaşça yere çökmüştü. Sarışın ise oyalana oyalana geldikleri yola kıyasla maraton koşmuş gibi konuşan arkadaşını duymazdan gelmişti. Onun aksine gözlerini bir an olsun ikiliden ayırmıyor ve kuzgunun nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ağlamıyordu ama gülmüyordu da.. Düz bir ifadeyle öylece yürüyordu ve bu sarışının işini fazlasıyla zorlaştırıyordu.

"Dostum beni takmayı düşünüyor musun?"

"Boş yaptığın sürece mi? Hayır!"

"Pardon da ne boşumu gördün bu zamana kadar?"

Çatılı kaşlarıyla arkadaşına dönen sarışın esmerin ciddi olup olmadığını merak ediyordu doğrusu.

"Olaylara geniş açıyla bakıp mantığını konuşturduğun anlar dışında hep boş yapıyorsun Blaise."

"Sanırım bunu iltifat olarak algılayacağım."

Draco tam olarak hangi kısmı iltifat olarak algıladığını anlayamasada arkadaşına laf yetiştimek yerine önüne dönme kararı almıştı. İyi ki de almıştı çünkü boş yaptıkları o iki dakikada şirini ve yanında gezdirdiği gereksizi gözden kaybolmuştu.

"Neredeler?"

Blaise ağacın arkasından çıkıp etrafına bakınan sarışın ile oturduğu yerden kalkmış ve az önce yürüdükleri sahil yoluna göz gezdirmişti. Okuldan çıktıklarından beri kağnı gibi yürüyen ikilinin bir anda koşma isteği falan gelmiş olmalıydı. Aksi takdirde bu kadar kısa sürede gözden kaybolmalarına başka bir açıklama yapamıyordu, Blaise.

"Uzaylılar kaçırmış olmasın?"

Sarışın yine ve yine boş yapan arkadaşı ile saçlarını yolmak istese de bunu daha sonraya ertelemiş ve sakince esmere dönmüştü.

"Aynen Blaise. Hatta az önce Harry mesaj atmış bana. Mars'dalarmış. Mutlaka yolunuz düşerse yanımıza uğrayın diyor."

"Yok ya, ne işimiz var oralarda şimdi? İyi böyle."

Esmer olan başarıyla sinir ettiği arkadaşı üzerine keyiflenirken kendisini dinlemeyi bırakmış önden önden giden sarışına yetişmeye çalışıyordu.

"Draco beni bekle!"

"Daha fazla saçmala diye mi? Hiç sanmıyorum! Hatta düşünüyorum da niye seni getirdim ki?!"

"Çünkü bensiz yapamıyorsun değil mi? Hadi kabul et."

Draco tüm zevzekliği üzerinde olan arkadaşına hayretle bakarken Blaise'te bundan faydalanmış ve aralarındaki mesafeyi kapatmıştı. Sarışını kızdırmak acayip zevk veriyordu ve Blaise'te kendini bu zevkten mahrum bırakmak istemiyordu. Tabii şakanın kaka olmasını da istemiyordu.. Çünkü daha sonra zarar gören kendi yüzü oluyordu.

"Tamam sinirlenme şaka yapıyorum."

"Sevimsiz şakalarını daha sonraya mı saklasan?!"

"Emredersiniz sarışınım!"

Cliche LovesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin