three

184 37 7
                                    

Büyük gemi denizde ilerlerken yüksek bir müzik sesi duyuluyor, gemidekiler çıkacakları görev için gram endişe duymadan eğleniyorlardı. Onlar için sadece bir geziydi, Taehyung için büyük bir gizem, Jennie için ise kariyerinde ilerlemesine yardımcı olacak bir avantajdı. "Beyler,"

Üç delikanlı Jennie'ye döndüğünde Jennie boynuna astığı kamerasını kaldırmıştı. "Bir fotoğrafınızı alalım."

Erkekler bir saniye bakıştıktan sonra kol kola vermiş, sırıtarak kameraya bakmıştı. Jennie gülerek onların fotoğrafını çektikten sonra teşekkür etmiş ve gemide ilerlemeye devam etmişti.

Taehyung üst güvertede, gemidekilere bakarken bir an Jennie ile göz göze gelmişti. Taehyung tek kaşını kaldırıp hafifçe sırıtırken Jennie göz devirip kafasını iki yana sallayarak ilerlemeye devam etmişti. Onların arasında bir bağ yoktu, arkadaş değillerdi ve birbirlerine karşı bir şey hissetmiyorlardı. Sadece arada sataşacak gibi görünüyorlardı ve bu durumdan ikisi de memnundu.

Havada değişen sertlik ile çoğu kişi karşılarındaki fırtınaya bakmıştı. Planlarındaki gibi fırtına görünmüştü ve bu fırtınanın ardında gizemli bir ada vardı. Yaklaşıyorlardı ancak gemi ile değil, helikopterleri ile gideceklerdi. Gemi sadece buraya ulaşmalarını sağlayan bir araçtı ve zaten geminin temelleri bu fırtına için sağlam değildi.

"Herkes helikopterlere!"

Albay Namjoon'un sesi duyulduğunda çoğu kişi toplanıp adımlarını helikopterlere yönlendirmişti. Birbirlerini duymalarını sağlayacak telsizleri vardı ancak telsizler bu fırtınada hasar görüp ses vermeyebilirdi, o yüzden herkes ne yapacağını iyi bilmesi gerekiyordu.

"Chanyeol! Ben kaptan olacağım!" Asker Baekhyun uzun boylu arkadaşına bağırdığında Namjoon yanlarından geçerken onları uyarmıştı. "Hiç sırası değil, geçin hemen."

Baekhyun oflarken Chanyeol sırıtıp kaptan koltuğuna geçmişti. Arkalarına onlardan daha olgun olan Jackson geçerken söylenmeye başlamıştı. "Beni bu veletlerin arasına bıraktığınıza inanamıyorum..."

Jennie bineceği helikoptere ulaştığında helikopterdeki Taehyung kafasını ona çevirmişti. Jennie kaşlarını kaldırıp eliyle kayması için işaret yaparken Taehyung, yüzündeki küçük sırıtışa engel olamayıp ikili koltukta yana kaymıştı. Genç kız da gülmesini engellemeye çalışarak helikoptere binmişti ve açık kapıdan diğerlerini izlemeye başlamıştı.

"Kalkış için son beş saniye..."

Jennie ve Taehyung'un bulunduğu helikopterin kaptan koltuğunu açan Jungkook ile üçü kısa bir an bakışmış, sonra yeniden önlerine dönmüşlerdi. "Dört, üç, iki, ve bir."

Başta olarak Namjoon ve Jin'in bindiği helikopter kalkarken Jungkook motorları çalıştırmaya başlamıştı. Jennie kendine tutunacak bir yer bulduğunda helikopter havalanmıştı.

Tüm helikopterler havalandığı zaman herkesin gözü önlerindeki fırtınadaydı. İlk olarak en öndeki helikopter ilerlemeye başladığında diğerleri arkasından ilerledi.

"Giriş yapıyoruz." Namjoon telsizine doğru konuştuğunda herkes onu duymuştu ve kendini hazırlamıştı. Namjoon'un helikopteri fırtınaya girdikten sonra tüm helikopterler fırtınaya girerek gözden kayboldu.

"Helikopterin buna dayanacağına eminiz değil mi?" Helikopterler fırtınanın içinde ilerlerken Jimin konuşmuştu ve telsiz sayesinde herkes onu duymuştu. "Eminiz ve telsizler çekmeyebilir, dikkatli o-"

Namjoon'un sesi yarıda kesildiğinde fırtına sanki daha bir artmıştı. Jennie tek eliyle zorla tutunurken diğer eliyle kamerasını sıkıca tutuyordu. Taehyung ise tutunurken kemerini sıkı bağlamadığı için Jennie'den daha çok savruluyordu.

skull island .·ٜ۬・ taennieTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon