46.Bölüm

567 56 86
                                    

[46]Bay Mükemmelin Gelişi(!)

Min Yoongi

Ders verdiğim amfiden çıkarken dudaklarım yine benden bağımsız yukarı kıvrılmıştı. Son bir haftadır kendime bu konuda engel olamıyordum. Cha Young, dönmüştü. Sabahları uyandığımda yine onu görebiliyordum ve bu her şeye değerdi.

Gerçi geldiğinden beri kurduğumuz iletişim için minimum bile diyemiyordum ama en azından çabalamak için şansım vardı. Aramızda kilometreler yoktu ve ben, bazen öğretmeninin gözüne girmeye çalışan küçük bir çocuk gibi olsam da onun için çabalarken mutluydum. İşi konusunda yoğun olduğundan onu sık bulamasam da, en azından görebileceği her yerde olmaya çalışıyordum fırsatım varken.

Odama doğru yürüdüğüm uzun ve öğrencilerle dolu olan kalabalık koridorda, biraz ilerimde tanıdık bedenler dikkatimi çektiğinde, doğru görüp görmediğimi sorgulayarak kaşlarımı çatarken olduğum yerde daha da dikleştim. Cha Young ve moda tasarımı bölümünden Profesör Kang, keyifli olduğunu yüzlerinden anlayabileceğim bir sohbetin içinde gibilerdi. Fakat yanlarında biri daha vardı ve Cha Young’a bakışlarından, bu mesafeden kısıtlı olan görüş alanıma rağmen haz etmemiştim.

Uzun boylu, takım elbiseli beden ona bakıp gülümserken damarlarımda çoktan o yakıcı duygu kol gezmeye başlamıştı. Kıskançlık. Onun başkasına böyle güzel gülümsediğini görmek can sıkıcıydı.

Koridorda duraksayan adımlarım tekrar hızla harekete geçtiğinde, hedefim belli olduğundan aradaki biraz mesafeyi yürüyüp yanlarına ulaştım ve gayet de normal şekilde selam verdim. Sonuçta Profesör Kang da bu üniversitenin bir eğitmeniydi. “Merhaba Profesör Kang. Nasılsınız?” diye sordum. Hâlbuki bana kibarca gülümsese de karşımdaki adam ile sohbetim birkaç kereydi. Ama bugün istisnai bir durum vardı. Tam yanındaki bedenin kim olduğunu ve keyifle ne konuştuklarını öğrenmem gerekiyordu.

“İyiyim. Teşekkürler Profesör Min. Ya siz?”

Dediğim gibi, Profesör Kang kibar bir adamdı ve edeceğimiz sohbet en fazla bu kadardı ama başka bir şeyler düşünmeliydim. Düşünürken yüzüme gereğinden fazla olduğunu fark ettiğim bir gülümseme yerleştirdim. Dizimle göremeyecekleri bir hafiflikte ritim tutarken, bahane bulma konusunda da kötü olmamın etkisiyle aklıma gerçekten bir şey gelmemişti. Bu yüzden yalnızca bana yöneltilen soruyu cevaplamaya karar verdim.

“Bende iyiyim.” Derken bakışlarım bana koyu gözleri ile bakan Cha Young’a ve ardından da profesörün yanındaki bedene kaymıştı. O da benim gibi bakışlarını bana dikmiş ve beni süzüyordu. Bu sırada benim düşünmeme gerek kalmadan Profesör Kang gururla yeniden söze girdiğinde, rahatladığımı hissettim.

“Bu öğrencim Kim Cha Young. İtalya eğitimden sonra iyi bir iş fırsatı elde etmek için çabalıyor. Bende ona yardımcı olmak için eski öğrencimle tanıştırdım.” Yaşlılar gerçekten bazı şeyleri anlatmak ve gurur duydukları şeyleri övmek konusunda bazen fazla hevesli olabiliyorlardı. Bu durum ise şu an işime gelmişti çünkü ne olduğunu öğrenmek için kırk takla atmama gerek kalmamıştı.

“Demek geldiğinden beri bu yüzden yoğunsun.” Cha Young’a bakıp konuşmamla gelecek cevabın ondan veya bu rahat konuşmama karşılık Profesör Kang’dan olduğunu düşünsem de, diğer beden ikisinden önce söze girdi. Sesi nazikti fakat nezaket merakını gizlememişti. Beni geriyordu resmen!

“Tanışıyor musunuz?”

Sorusuna ilk tepkim gözlerimi kısıp onu daha da süzmek olmuştu. Bazen birinden ilk gördüğünüz andan itibaren hoşlanmazdınız ya. İşte tam da öyle olmuştu. Süzme işlemim bitince başımı hafifçe aşağı yukarı salladım fakat bu kez de benden önce Cha Young söze girmişti.

Dès Vu ❧ YoongiWhere stories live. Discover now