9

163 9 27
                                    

Ormandaki öpücüğünden beri Gellert, Albus'la ne zaman karşılaşsalar ona karşı dışından da şefkatli olmaya başlamıştı. Albus'u kaldırıp etrafında döndürmek ya da fırsat buldukça flört etmek gibi şeyleri çokça yaptı. Kısacası Albus, sonunda gerçekleştiğini düşündüğü şeyleri  daha uzun süredir sahip olduğu hüzünlü bir fantezi gibi hissetti. Çok mükemmel hissettirdi ve bir gün, dünyanın gördüğü en güçlü ikili olarak Büyücü ve Büyücü olmayan dünyayı birlikte yöneteceklerdi...

Buna gerçekten inanamadı ve bir yerlerde bunun çok uzun sürmeyeceğini düşündü.

Henüz bildiğinden değil ama aklının bir köşesindeki o dırdırcı küçük düşünce aslında doğruyu söylüyordu. Ama bu Yaz sonuna kadar değil, bu yüzden onu bir kenara itti; fazla iyi vakit geçiriyordu.

Albus öpüşmeden birkaç gün sonra bir sabah penceresine bir tıkırtıyla uyandı. Stella, egzotik görünümlü başka bir kuşun yanında Elphias'tan bir mektupla dönmüştü. Mektup, Elphias'ın Moğolistan'daki maceralarını anlatıyordu. Albus, Gellert ile ilgili her şeyi dışarıda bırakarak çok kısa ve basit bir cevap yazdı. Egzotik kuşa mektubu verdi ve mektup havalanırken Albus, yatağa geri dönmeye karar vermeden önce dalgın bir şekilde yorgun Stella'nın kafasını kaşıdı. Birkaç dakika sonra, Albus penceresine bir kez daha vurularak uyandı. Homurdanarak doğruldu, camdan bakan tanıdık bir yüz görmeden önce. Albus sırıtarak penceresini açarken acele etti. Gellert içeri tırmanırken Albus, "Neden pencereden geldin? Evin çok iyi bir kapısı olduğunu biliyorsun," diye sordu.
"Ah, evet, ama Albus, kapılar hayal gücü olmayan insanlar içindir."

"Bunu daha önce bir yerde duyduğuma eminim." Gellert, bir kolunu Albus'un omzuna atıp onu yanağından öpmeden önce, "Başka hiçbir yerde duymadın... henüz" dedi.

Albus bu gizemli yorumlara alışıktı ve Gellert'in bir yerlerdeki bir kahin soyundan geldiğinden oldukça emindi. Sık sık yaptığı gibi, bunu düşündüğünde de mantıklı geliyordu.

"Evet," dedi Gellert, "son zamanlarda parlak fikirlerinden herhangi birine rastladın mı? Bun düşüncelerde takılıp kaldığımda, bazılarına sahip olacağımıza her zaman güvenmişimdir."
(Gellert ne diyorsun amk çeviredim)

Albus omuz silkti. "Üzgünüm,pek parlak fikirlerim yok."

Gellert, sahte bir şekilde dehşete düşmüş görünüyordu. "Ama hayatım (my darling kelimesini çok seviyorum snbndjsnnse) parlak bir fikrin yoksa ne yapacağız? Bu bir rezalet, sana söylüyorum,beni dinle!"

Gellert üzerine atlayıp onu gıdıklarken Albus ciyakladı.

"Üzgünüm üzgünüm!" Nefes nefese, "harika olmanın laneti, bunun kendiliğinden olmasıdır!"

Gellert güldü ve küçük işkencesine son verdi. "Kabul ettin. Her zaman olağanüstü parlak değilsin."

"Evet, sen de değilsin," dedi Albus gülümsedi.

"Doğru, doğru," Gellert biraz ilham almak için gözlerini odanın içinde gezdirdi. "Büyücü hakimiyeti için bize ilham vermesi için bazı kitaplara göz atmaya ne dersin?"

Albus güldü. "Her zaman yaptığımız gibi mi yani?"

"Eh, daha önce hiç başarısız olmadık."

Ve böylece Kutsal Kitaplar ya da onlarla ilgili daha fazla bilgi toplamak için kitapları ve daha fazla kitapları  araştırdılar, ancak ilginç bir şey bulamadılar. Bir süre aradıktan sonra Gellert sonunda, "Bathilda teyze ona 'harika bir yaz geçirdiğimizi' hatırlatmak için bugün bir fotoğrafımızı istedi. Ne dersin? Çekinelim mi?"

Albus sırıttı ve başını salladı. " Çok Isterim."dedi.

Bathilda oraya vardıklarında büyük bir kamerayla onları dışarıda bekliyordu - o anda dışarıda olacaklarını nereden bildiği bir muammaydı - ve yaklaştıklarında,kamerayı kaldırdı. "Yaptığınız her neyse sizi böldüğüm için üzgünüm çocuklar, ama bu sadece kısa bir fotoğraf. Hazır mısınız?"

Gellert kolunu Albus'un omzuna attı ve Albus da aynısını yaptı. Birbirlerine baktılar, göz teması kurdular ve kahkahayı patlattılar. İkisi de neyin bu kadar komik olduğunu bilmiyordu ama sanki bir süredir gülmemişler gibi gülüyorlardı. Fotoğraf çekilirken bir flaş ve yüksek bir şangırtı oldu ama çocuklar kahkahalarla kükremeyi durduramadılar.

Biraz sakinleştiklerinde Bathilda'ya teşekkür ettiler ve hala kıkırdayarak Albus'un odasına geri döndüler; nedeni hala henüz bilinmiyordu.

Odaya önce Albus girdi ve hiç  şaşırtıcı olmayan bir şeydi ki Gellert arkadan onun üzerine atladı, iki kolunu da Albus'un boynuna doladı ve çenesini öptü.

"Gellert!" Albus güldü. "'Dengemi' bozmak konusunda ne demiştim?" Gellert bıraktı ve sırıttı. "Ne yani önce seni uyarayım mı?"

"Evet Gellert, böylece dengemi kaybetmem veya ikimiz de düşeriz." Gellert gözlerini devirdi. "Tamam, Albus. Bu konuda gerçekten bu kadar  mantıklı olmana gerek yoktu."

Yine güldüler. Albus Gellert'e baktı ve gülümsedi. Bu kadar yakışıklı ve zeki birinin onun olabileceğini kim bilebilirdi? Gördüğü tüm rüyalardan daha iyiydi bu. Ve Büyücülük ve Büyücü olmayan dünyayı asla birlikte yönetemeseler bile, en azından bu Yaz onların ellerindeydi.

Gellert kendini sakinleştirdi ve Albus'a baktı. Garipti, gözlerinde Albus'un daha önce hiç görmediği, tam olarak yerleştiremediği bir şey vardı. Albus'un sadece kan anlaşmasını yaptıkları zaman görmüş olduğu  ciddiyet vardı. Bir tür derin niyet ve amaç duygusu,ama  sanki daha sonra ne olacağını tam olarak biliyormuş gibi.

Bu sinir bozucuydu çünkü Albus, Gellert'in ne düşündüğü hakkında hiçbir fikri yoktu.

İşte o zaman Gellert eğilip onu öptü. Garip bir öpücüktü, sanki sınırları zorlamak ister gibi,dikkatliydi ama yine de bir amacı vardı.

Ve o saniyede Albus, Gellert'in ne yapmak istediğini anladı.

Gellert'in öpücüğüne karşılık  verdi ve bunda iyi olduğunu anlaması için iki kolunu boynuna doladı. Gellert öpücüğü kesti ve Albus'a sırıttı, sonra onu döndürüp tekrar,öpüştükleri Albus'un yatağına oturttu. Albus kalbi patlayacakmış gibi hissetti, çok hızlı atıyordu. Sonunda, sonunda, gerçekten oluyordu. Sonunda, hüzünlü küçük fantezisi gerçek olmuştu.

Gellert sustu ve Albus'un gözlerine baktı. "Bundan emin misin?" Dedi.

Albus sırıttı ve başını sallayıp,onun için bacaklarını ayırarak yatağa uzandı.

Yazar burada bitirmiş üzgünüm.

Açıklamak gerekirse bottom Albus.
Bana öyle geliyor siz istediğiniz gibi düşünebilirsiniz.

Bu bölümün medya fotoğrafı bu ama ben grindeldore ile çok bağdaşırdığım ve yakıştırdığım bir şarkıyı koydum medyaya

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu bölümün medya fotoğrafı bu ama ben grindeldore ile çok bağdaşırdığım ve yakıştırdığım bir şarkıyı koydum medyaya. Bakabilirsiniz.

Closer Than Brothers/çeviri GRINDELDOREWhere stories live. Discover now