6

309 45 5
                                    

"Hangi sikik paylaştı bu fotoğrafları? Sen miydin?"

Seonghwa instagram sitesini kuran çocukları sınıflarında sıkıştırmıştı. Yakasına sarıldığı bi çocuktan onu ayıran Mingi ve Yunho'ydu.

"Hyung dur, delirme hemen."

"Mingi bırak kolumu."

Seonghwa kolunu Mingi'den kurtarıp karşısındaki çocuğun yüzüne yumruğunu geçirdi. Yunho ne yapacağını bilemezken sinirden gözü dönen Seonghwa'ya bakıyordu. Eğer birisi onu durdurmazsa çocuğu öldürecekti. Seonghwa diğerlerine göre daha yapılı bir vücuda sahipti, her ne yaparsa yapsın çocuğun üstünden onu alamayacağını biliyordu. Tek bir çözüm vardı, Pişman olsa da yapacaktı, Seonghwa'yı zor da olsa kendine çekip fazla abartmayacak şekilde yanağına yumruk attı. Seonghwa anında gerileyip yanağını tuttu.

"Hyung dur artık, böyle yaparak bir yere varamayız. Düzgünce konuşup anlaşalım. Sakin ol biraz."

Seonghwa Yunho'nun kendine attığı yumruğu umursamadan tekrar çocuğu duvara sıkıştırdı.

"Söyle şimdi, kim yayınladı o fotoğrafları?"

"Seonghwa hyung gerçekten bilmiyorum kimin yayınladığını. Dün gece hesabımız çalındı zaten, ne kadar uğraşsak da kurtaramadık."

Seonghwa duyduklarıyla kaşlarını çattı, demek birileri onunla oyun oynuyordu.

Çocuğun yakasını bırakarak sınıftan çıktı. Mingi ve Yunho ise arkasından çıkmışlardı.

"Hyung biraz sakin mi olsan? Bu sinirle çok tehlikeli gözüküyorsun."

Seonghwa'nın hızlı adımlarına yetişmeye çalışırken konuşmuştu Mingi. Öfkeli büyüğü ona tepki vermeyince anında susmuştu. Yeosang'ların olduğunu sınıfa girdi. Yeosang kafasını masaya yaslamış dinleniyordu, Wooyoung ve San ise yanına sandalye çekmişlerdi. Jongho Yeosang'ın arkasındaki masaya oturmuş Yeo'nun sırtını ovuyordu. Seonghwa'nın gözleri Hana'yı arıyordu. Sevgilisinin yanında değil de arkadaşlarıyla gülüşerek sohbet ettiğini görünce taşlar oturmuştu. Hızlıca Hana'nın masasına gitti. Kolundan tutup ayağa kaldırdı.

"Anlat hemen her şeyi Hana. Sen yaptın değil mi?"

Seonghwa'nın sesini duyunca hepsinin bakışı oraya dönmüştü. Arkalarındaki Mingi ve Yunho ise şaşkınca olayı izliyorlardı.

"Seonghwa bırak kolumu acıyor, zorbalığa mı başladın şimdi?"

Seonghwa sakin olmaya çalışarak tuttuğu kolu biraz daha sıktı. Karşısındakinin bir kız olduğunu hatırlayınca sıktığı kolu gevşetti. Karşısındaki ne tür bir kadın olursa olsun asla canını fiziksel olarak yakamazdı. O böyle bir insan değildi.

"Sen yaptın, biliyorum bunu Hana. Sen mi söylersin yoksa ben öğrenip seni tüm okula rezil edeyim mi?"

Yeosang ayaklanınca hepsi ayağa kalmıştı. Wooyoung Seonghwa'nın bileğini tuttu.

"Bırak onu hyung, hata yapıp yapıp başkalarına saramazsın. Kabul et hatanı."

Seonghwa ağzını açıp konuşacakken Hongjoong Wooyoung'u kendine çekti.

"Sen karışma Wooyoung, bırak Seonghwa halletsin."

Seonghwa kısaca Hongjoong'a bakmıştı. Ardından tekrar bakışlarını Hana'ya çevirdi.

"Yeosang bir şey yapsana, canım acıyor."

Yeosang baygın gözlerle onlara yaklaştı, "Seonghwa neyden bahsediyor Hana?"

Yeosang'ın sorusu ile Hana'nın gözleri büyümüştü. Yeosang'da artık onun tarafında değildi demek.

"Akıl hastası işte, ne demek istediğini bilmiyorum."

Yunho Mingi'nin kulağına yaklaşıp fısıldadı, "ben anladım sanırım, bu olay için Seonghwa Hyung Hana'yı suçluyor. Aslında mantıklı biliyor musun? Hana'yı hiçbir zaman gözüm tutmamıştı."

Yunho'nun dedikleri ile Mingi'nın kafasında her şey oturmuştu.

"Yunho, aklımda bir plan var."

Mingi Yunho'nun kulağına yaklaşıp her şeyi anlatmıştı. Yunho gülerek onaylamıştı. Dikkat çekmemeye çalışarak Hana'nın arkasına geçmişti. Mingi ise Seonghwa'ya biraz daha yaklaşmıştı. Yunho hızlıca Hana'nın iki kolunu tutup arkada birleştirmişti. Sıkıca tutarken Hana şok üstüne şok yaşıyordu. Mingi cebinden telefonunu çıkardı. Hana'nın şok olmasından yararlanıp telefonu yüzüne doğru tuttu. Kilit yüzünü okuyarak açıldı. Telefon açılınca Hana çırpınmaya başladı.

"Bu bir suçtur, bırak telefonumu hemen!"

Mingi Hana'yı dinlememiş ve telefonu kurcalamaya başlamıştı. Mesaj bölümlerine girince ilk gözüne çarpan mesaj kısmına tıkladı. Gördüklerini seslice okumaya başladı.

"Hesap işini halletin mi yazmış Hana. Karşısındaki ise hallettiğini ve sabaha kadar fotoğrafları atacağını söylemiş."

Biraz daha kurcaladıktan sonra Mingi telefonu kapatıp gülümseyerek tekrar cebine koydu. Yunho kollarını serbest bırakıp gülerek arkasındaki duvara yaslandı.

"Hana.. sana inanamıyorum cidden."

Yeosang konuşunca Hana somurtmaya başladı.

"Bunu kanıtlayamayacaksınız. Sen insanların aklında hep Yeosang'ın izni olmadan onu yatağa atmış biri olarak kalacaksın Seonghwa. Hep de böyle kalacak."

"Bunu öyle bir kanıtlayacağım ki Hana, okula gelmeye yüzün olmayacak."

"Bitti Hana."

Yeosang'ın konuşması ile herkes ona dönmüştü.

"Yeosang hayır, bebeğim ben seni çok kıskandım. Yoksa biliyorsun böyle bir amacım yoktu. Lütfen ayrılmayalım, lütfen."

Hana sevgilisine sarılmaya çalışınca Yeosang onu durdurmuştu.

"Lütfen git buradan."

Hana sakin olmaya çalışarak sinirle sınıftan çıktı. Tuvalete gidip telefonundaki kanıtları silecekti.

"Seonghwa.."

"Yeosang, yorma kendini. Kim olsa inanırdı zaten, benim gibi iğrenç bir adama kim güvenir ki, eh kimse sanırım. O yüzden üzülmedim ve sana da kırgın değilim. Sadece bir süre yalnız kalmak istiyorum tamam mı?"

Seonghwa hafifçe gülümseyip sınıftan çıktı. Yeosang ise tutmaya çalıştığı gözyaşlarını serbest bıraktı. Wooyoung hızlıca ona sarılırken o ise bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu.

ikinci bir şans | seongsangWhere stories live. Discover now