3

392 44 16
                                    

"Yunho, ben seni çok özledim."

Jongho sevgilisi ile olan ortak evindeydiler. Tabii tek değillerdi, salonda oturan arkadaşları televizyondan pes oynuyorlardı. İkili ise mutfakta yiyecek hazırlıyordu. Jongho sevgilisini tezgaha sıkıştırmıştı.

"Hey bebeğim, içeride arkadaşlarımız varken bunu söylemen ne kadar doğru?"

Yunho sevgilisinin boynunu öperken konuşmuştu. Pozisyon değiştirip o sevgilisini tezgahla arasına almıştı. Boynunu öpmeye devam ederken iyice üzerine abanmıştı sevgilisinin. Jongho ise arkasında duran tezgaha tutunmuştu.

"Ama özlemim beni kör ediyor." Jongho tezgahı sıkarken gergince konuştu.

"Mutfakta yiyişmeniz bittiyse odaya gelin. Mingi'nin attığı golu görmeniz lazım."

San söylenip tekrar salona döndü. Yunho iç çekip kendini Jongho'dan ayırdı. Gülümseyerek dudağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Yunho beni böyle bırakamazsın, hey gitme."

Yunho mutfaktan gülümseyerek çıkmıştı. Biricik sevgilisi ise arkasından söyleniyordu.

𖤐 ♡ 𖤐

"Vay Seonghwa hyung, pes'de bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum. Doğruyu söyle her gün kaybettikten sonra ağlayarak evde pes mi oynuyorsun?"

Wooyoung'un kurduğu cümle ile hepsi gülmeye başlamıştı.

"Gümledik tüh."

Seonghwa gülümseyerek ayağa kalkıp balkona ilerledi. Balkondaki sandalyelerden birine oturup sigarasını yaktı. Yunho da paketini alarak onu eşlik etmek amaçlı balkona adımlamıştı. İkisi de sigara dumanını karanlık geceye üflemişti.

"Son zamanlarda çok garipsin hyung."

Yunho sigarayı iki parmağının arasına alarak dudaklarından indirdi. Gri külün, küllüğe düşüşünü izledi bir süre.

"Sana öyle gelmiştir, dersler falan. Çok yorgun hissediyorum."

"Hyung, sen böyle değildin. Yalan söyleme. Yorgun olduğunda bile farklıydın, şu an apayrısın."

"Yunho, bazı şeyler beni çok yoruyor."

"Anlat bana, ben ne güne duruyorum. İçerideki arkadaşlarımız ne güne duruyor."

Seonghwa sigarayı dudakları arasına alarak güçlüce bir duman çekti içine.

"Zamanı gelince her şeyi anlatacağım Yunho."

Biraz daha öyle durdular. İkisi de sigarasını küllüğe bastırıp içeri geçti. Yeosang o sıra bir şeyler anlatıyordu. Hemen kulak kabarttı Seonghwa.

"Kızın bana güvencesi yok ki, acaba sorun ben de mi diyorum ama bilmiyorum. Güvenmiyor bana, çocuklarlayım diyorum kız yok dimi diyor. Bir de fotoğraf istiyor. Atmayınca sinirlenip küsüyor."

"Kız olsa ne olur sen biseksüel değil misin? Biz de tehlikeliyiz senin için."

Mingi'nin söylediği ile hepsi gülmeye başladı, Seonghwa hariç.

"Sorun ne?"

Yeosang'ın önüne ilerleyip dizlerinin üzerine çöktü. Onunla aynı göz hizasına gelince ellerini tuttu.

"Hyung, bilmiyorum ama ben bir ilişki yürütemiyorum galiba. Zaten ilk ilişkim, berbatım."

Yeosang'ın son dediği şey ile Seonghwa paramparça olmuştu. Seonghwa sevdiğinin elini alıp kalbine götürdü.

ikinci bir şans | seongsangWhere stories live. Discover now