Chapter 4

141 26 3
                                    


Küçük hizmetçi kız Pearl, bütün gece Xiao Wangye'nin yatak odasının dışında bekledi. Geri döndüğünde Xiao Wangye'nin mahzun bakışını görünce, ajitasyondan* ağladı.

留下了激动的泪水- ağlayacak kadar duygusal olmak.

"Gongzi, neden bize geceyi dışarıda geçireceğimizi söylemedin? Herkes çok endişeliydi, uyuyamadılar." Pearl, gözyaşlarını silip şikâyet ederken Xiao Wangye'yi arkadan takip etti.

Xiao Wangye dalgın bir şekilde onu dinliyordu, sadece gelişigüzel bir "eh" ile cevap verdi. Ancak Pearl gerçekten endişeliydi, bu yüzden gevezelik etmeye devam etti.

"Gelecekte böyle olamazsın. Sen bir prenssin. Nasıl bu kadar sıradan olabiliyorsun? Sarayın dışında kötü niyetli çok insan var. Seni soyarlarsa, sonuçları hayal bile edilemeyecek kadar korkunç olur..."

Xiao Wangye'nin zihni şu anda o kadar gürültülüydü ki, rahat düşünemiyordu. İçini çekerek, bu küçük hizmetçi kızın ne kadar çok dırdır ettiğini düşündü. Gelecekte evlenmesinin zor olacağından korkuyordu.

Pearl ise henüz evli olmamasına rağmen yaşlı bir annenin yüreğine sahip olduğunu düşünüyordu. Gelecekte, kesinlikle çocuklarına iyi şeyler öğretecek ve kocasının ailesi tarafından takdir edilecekti.

------------------------------------------------------------------

Xiao Wangye sonunda Pearl'ü sakinleştirdiğinde, gizlice odasına geri döndü ve kurumuş olan pantolonunu değiştirdi.

Daha sonra başını pencere pervazına dayadı, boş boş bakarken kıpırdamadan yattı.

Xiao Wangye dün gece rüyasında ne gördüğünü hatırlayamadı. Tek hatırladığı, rüyasında göğsünü delecek bir zonklama ve arzu olduğuydu. Bu his o kadar yabancıydı ki onu korkuttu.

Xiao Wangye brokar giysiler ve yeşim yemekler* ile büyümüştü, ancak ilk defa bu kadar sıkıntılı hissediyordu. Bu konu hakkında konuşacak birini bulmak için can atıyordu ama kim olduğunu bilmiyordu.

锦衣玉食- her gün en lezzetli yemeklerle ziyafet çekmek ve en pahalı kıyafetleri giymek; abartılı bir hayat yaşamak

Xiao Wangye'nin bir anne-karısı*yoktu. Annesi-konsorsu bir zamanlar Eski İmparator'un en sevdiği cariyesiydi, ancak Xiao Wangye'yi doğurduktan kısa bir süre sonra öldü. O zamandan beri, Eski İmparator tüm iyiliğini ona devretti.

母妃- Anne-eş veya anne-cariye. Aynı zamanda bir imparatorluk cariyesi olan biyolojik anne. Onlara basitçe anne denilemez, çünkü sosyal olarak imparatorluk oğullarının annesi İmparatoriçe'dir.

Eski İmparator onu çok sevse de, sezgisel olarak Eski İmparator ile konuşamayacağını biliyordu. Yaşlı İmparator zaten ülke ve halkla ilgileniyordu; pantolona işemesi sorunu için onu endişelendiremezdi.

Aklını dökecek bir ebeveyni olmadığı için sadece etrafındaki insanlardan yardım arayabiliyordu. Ancak, küçük hadımlar bir yana, küçük hizmetçi kız kesinlikle anlamayacaktı.

Düşünmeye sonra Xiao Wangye onun si-huangxiong* bulmaya karar verdi.

四皇兄- Dördüncü imparatorluk kardeşi

Bundan bahsetmişken, Eski İmparatorun dokuz oğlu vardı. Taizi ve Xiao Wangye dışında, diğer yedisinin iyi bir geleceği yoktu.

Gelecek vaat etmiyorlardı ve gelecek beklentileri yoktu. Ancak, her birinin kendi güçlü yönleri vardı. Örneğin bu Dördüncü Prens yoğun bir şekilde her türden kitabı okumuştu. Onun bilgisi, öğretmenin sınıfta öğretecekleri dışında, temelde her şeyi kapsıyordu.

Xiao Wangye, Huangxiong'unun sorularını cevaplamasını ve kafa karışıklığını gidermesini beklerken, Dördüncü Prens'in evinde oturdu, ihtiyatla çayını yudumladı.

Dördüncü Prens'in, başlangıcı zar zor dinlemişken gülmeye başlayacağı kimin aklına gelirdi.

Dördüncü Prens ayağa kalkıp Xiao Wangye'nin başını şefkatle okşayarak, "Görünüşe göre bizim Xiao Jiu'muz artık büyümüş," dedi. "Hadi yürüyelim. Ağabey seni dışarı çıkaracak, dünyayı görmen için."

Xiao Wangye dünyayı nerede göreceğini bilmiyordu ve yeri bilmediği için başını salladı ve Dördüncü Prens'in arabasıyla saraydan çıktı.

Öyle oldu ki saray kapılarından çıktıkları anda Küçük İmparator'un arabasıyla karşılaştılar. Yan-daren arabanın önünde oturuyordu. Küçük İmparator ona bir şey söylemek için arabanın perdesini kaldırdı ve Yan-daren yüzünde hiçbir sıkıntı izi olmadan uysalca başını salladı.

Xiao Wangye ona daha fazla bakmadan edemedi ve Yan-daren başını kaldırdığında gözleri buluştu. Xiao Wangye utanarak başını indirdi.

Xiao Wangye, kendilerini gizlemek için si-huangxiong ile kıyafetlerini değiştirdi ve ardından Sonbahar Zevk Köşküne girdiler.

Genellikle bir mola genelevi olarak biliniyordu.

Dördüncü Prens burayı sık sık ziyaret ederdi. En popüler fahişeyi bir elinde tutarak Xiao Wangye'nin sırtını sıvazladı ve "Oh Xiao Jiu, utanma. Bugün erkek olmanın tadını denemene izin vereceğim."

Xiao Wangye tam olarak anlamadı. Etrafında o kadar çok güzel jiejler* görünce, ne yapacağını bilemez halde boş boş baktı.

Jiejie, "abla" anlamına gelir, ancak mutlaka kanla ilgili birine atıfta bulunmaz. Sadece yaşlı bir kadına atıfta bulunmak için kullanılabilir, ancak henüz yaşı oldukça yaşlı değildir.

Etrafındaki tüm kızlar güldü ve onu kızdırmak için güzel yüzünü çimdikledi. "Xiao Gongzi, neden bu kadar utangaçsın? Korkma. Jiejieler seni yemeyecek."

Güçlü bir sahte barut kokusu patlaması oldu ve koku burnunun ucunda oyalandı. Xiao Wangye hapşırdı. Koklayarak, si-huangxiong'u aradığına pişman oldu.

Yanındaki bir kız "Beğendiğin biri var mı?" diye sordu.

Xiao Wangye gözlerini kırpıştırdı. "Beğenmekle ne demek istiyorsun?"

Kızlar yine kahkaha attılar. Xiao Wangye'ye yaslanarak, "Doğal olarak, bu onunla yatmak istediğin anlamına geliyor," dedi.

Bunu duyan Xiao Wangye'nin kalbi aniden patladı. O anda, birkaç gündür kalbinde dolanan gizem çözülüyor gibiydi. Birden o gece rüyasında gördüğü kişiyi hatırladı.

"Vay canına, bir sevgilin var gibi görünüyor! Jiejilerine onun nasıl bir kız olduğunu söyle."

Xiao Wangye'nin avuçları biraz terliyordu. Yüzü kıpkırmızıydı, dürüstçe, "O, çok uzun boylu" dedi.

"Ya onun*figürü?"

Çince'de "he" ve "she" zamirleri farklı yazılmalarına rağmen aynı anlama geliyor. Özellikle söylemediği sürece Xiao Wangye'nin bir erkekten bahsettiğini bilemezler.

Xiao Wangye bunu düşündü ve "Göğüs çok büyük" dedi.

Kızlar telaş yaptı. " Aiyo, bunu duymamış gibi yapacağım. Çok utanıyorum."

Bu sırada odanın kapısı aniden dışarıdan tekmeyle açıldı. Hava bir an sessiz kaldı. İnsanlar panikle yukarı baktılar, sadece bir imparatorluk muhafızının elinde bıçakla kapının dışında asık suratla dikildiğini gördü.

Korumanın uzun bir yapısı ve yakışıklı bir yüzü vardı.

Ve Xiao Wangye'nin dediği gibi, göğsü gerçekten çok büyüktü.

---------------------------------
Çeviri: ghostvalleyedits

Xiao Jiu [BL]Where stories live. Discover now