14

12K 1.1K 546
                                    

Ben yine bekleyemedim saldım bölümü tabi jsfkskdks hafta sonu ya da pazartesi beeelki bir bölüm daha gelir.

Bu arada...

Yeni hikayem NO ONE yayımda sizleri oraya da bekleriz ~

-

Jimin evine doğru giden yolda elleri cebinde yürürken gözlerini öylesine etrafta gezdiriyor ve arada bir dolgun dudakları arasında birkaç gün önce öğrendiği bir şarkıyı mırıldanıyordu.

Keyfi yerindeydi, akşam saatlerini her zaman sevmişti. Yurtta kalırken Taehyung ile beraber akşam yurdun yakınlarında dolaşmaya çıkarlardı. İlk tanıştıkları zamanlarda arkadaşının ne kadar kötü bir ruh halinde olduğunu hatırladı. Geçen senelerin ardından kendini ancak toparlayabilmişti ve bu durumda Jimin'in katkısı çok büyüktü.

Karşısına çıkan küçük çakıl taşına ayağıyla vurarak rastgele bir yere gitmesini sağladığında şarkısını da mırıldanmaya devam etti.

Ancak saniyeler sonra hem kendisi hemde içindeki omeganın da hissettiği gerginlikle adımları istemsizce yavaşlamıştı. Arkasında, birkaç adım gerisinde biri onunla beraber yürüyordu. Jimin hiç bozuntuya vermeden derin bir nefes alarak bunun kesinliğinden emin olmak istemiş ve adımlarını hızlandırmıştı. Arkasındaki kişinin adımları da onunla beraber hızlandığında korkmaya başlamıştı. Artık emindi.

Biri onu takip ediyordu.

Kalbinin hızlanmaya başladığı o saniyelerde ne yapacağını düşünmeye çalışıyordu. Arkasında ki her kimse kokusunu bile alamıyordu gerginlikten. Belki de bir betaydı. Evine çok az kalmıştı ve arkasında ki kişi her kimse evini öğrenmesini istemiyordu. Bu yüzden düz gitmek yerine aniden sol taraftaki kulübenin tarafından döndüğünde kendisini kulübenin duvarının arkasına saklamıştı.

Kafasını uzatarak kulübenin o taraftan dönen kişiyi gördüğünde duvara tutunan eli yavaşça aşağıya kaymış ve derin bir nefes almıştı. Onun burada ne işi vardı?

Duvarın arkasından çıkarak elleri ceketinin cebinde ona ifadesiz bir şekilde bakan alfanın yanına doğru ilerledi.

"Hoseok?" dediğinde karşısındaki alfa hiçbir tepki vermemiş sadece kafasını eğerek ona bakmaya devam etmişti. Jimin tereddütle ona birkaç adım daha yaklaşmış ve karşısında durarak gözlerinin içine bakmıştı. Koyu kahverengi gözleri adeta onu içine çekiyor gibiydi. Saçları alnının ortasını açıkta bırakmış bir şekildeydi ve dalgalıydı. Şu an düşünmenin sırası değildi belki ama alfa fazlasıyla etkileyici görünüyordu.

Alfadan bir karşılık alamadığında "Neden beni takip ediyorsun?" diye sormuştu. Ardından eklemişti. "Yine."

Hoseok'un kaşları havalanırken yüzünde çok hafif bir gülümseme belirir gibi olmuştu. Ama o kadar hızlı kaybolmuştu ki Jimin hayal gördüğünü bile düşünebilirdi.

"Bir nedeni yok." diye sert sesiyle cevapladı onu alfa. Bunun için özel bir çaba sarf etmiyordu. Sesi kendiliğinden bu kadar tok ve sert çıkıyordu.

Jimin ise şaşırmasına engel olamazken bunu tepkileriyle de yansıtmaktan çekinmemişti. "Ha birde kabul ediyorsun yani?"

Hoseok ise hiç istifini bozmamış ve omuz silkerek "Farkında olduğun bir şeyi neden inkar edeyim ki?" diye bir cevap vermişti.

Her geçen saniye daha da fazla şok içinde kalan Jimin ise önce konuşmak için ağzını aralamış ancak karşısında duram alfanın utanmazlığı ve açık sözlülüğü karşısında diyecek bir şeyler bulamayıp tekrar kapatmıştı.

permission to love | taekookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon