• 27. Bölüm •

Start from the beginning
                                    

"Orospu çocuğu gibi konuşmaya devam etme. Bir daha sıçacak göt bırakmam sen de yoksa."

Dediğim şeyi algılaması biraz uzun sürmüş olmalı ki bir müddet sonra yüzündeki şaşkınlık, öfkeli bir hale bürünmüş ve iki eliyle yakalarımı kavramıştı.

"Senin ağzına sıçarım. Kimle konuştuğunu biliyor musun sen!" Pis nefesini yüzümde hissetmek midemi bulandırmıştı ama gülümsememi bozmadım. Bunun onu daha çok sinirlendireceğini biliyordum çünkü.

Okan bir yandan, Ceyhun denilen çocuğun arkasında duran 2 arkadaşı bir yandan aramıza girip Ceyhun'u üzerimden almaya çalışıyordu.

"Oğlum dur son uyarı hakkın kaldı. Okulda olmaz!" Bu cümle çocuğu kendine getirmiş olmalı ki bir anda durmuştu.

Gözleri bir müddet daha nefretle bana bakmış sonrasında kollarından tutan arkadaşlarından bir silkilmeyle kurtulmuştu. Daha fazla beklemeden ise kantinin çıkışına hızlı adımlarla ilerledi.

"Bela arıyor amına kodumun psikopatı." Okan, sinirle çocuğun arkadından konuşmuştu.

"Derse gidelim, geç kalıcaz." Sakin çıkan ses tonum Okan'ın bana dönmesini sağlamıştı.

"Sen iyi misin Aşkın?"

"İyiyim. Sadece yoruldum artık."

Daha fazla soru sormasına izin vermemek adına, kantindeki tüm bakışların içinden umursamayarak sınıfıma doğru yürüdüm.

Psikolojik olarak zorlanıyordum artık.

Her ne kadar gururum izin vermesede, hiçbir şey hissetmiyormuş gibi davranmak, Kemal'den uzak kalmak beni çok etkilemişti.

Nefret ediyordum bundan. Gerçekten. O konuşmalarına şahit olduğumdan beri ona olan sevgimin biraz azalmasını istemiştim sadece ama olmuyordu.

Cumartesi günü bana sarıldığında hissettiğim o yoğun özlem beni daha çok kabuğuma çekmişti. Hala hissediyordum kollarını bana doladığında hissettiğim sıcaklığı, huzuru.

Bir de ertesi gün erkenden kalkıp, gece geç gelince benim yüzünden olduğunu düşünmüştüm. Sanki artık karşılaşmak dahi istemiyor. Her ne kadar ben sabah yanımda görmek istemediğimi söylemiş olsamda, neden akşam ben uyumadan gelmemişti ki?

İşte kaç gündür kendime bile itiraf etmekten korktuğum şeyler bunlardı.

Öyle çok hoşlandığın birinden bir anda vazgeçemiyordun. Ya da ben geçemiyordum bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Sadece onu çok özlemiştim.

Neden öyle konuşmuştu ki benim hakkımda...

Okul resmen bitmek bilmemişti. Herkes dağıldığında Yener'le 2 saat daha ders çalışmıştık. Okan ise evlerinde annesinin günü olduğu için bugünlük eve gitmek yerine kütüphanede biz ders çalışırken uyumuştu. Okulun demir kapısından çıkarken görevli Halil abiye bir el selamı verdim uzaktan.

"Oğlum bitsin şu zıkkım sınavlar da artık, boktan stresinden kurtulalım ya." Yener sınav için benden daha çok stresliydi.

Cesur Velet (bxb)Where stories live. Discover now